SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
100 YILLIK T A Z İ Y E
24 NİSAN- BİR BAŞBAKAN VE DİYARBAKIR GAVUR MAHALLESİNDEKİ BEN!
Ne çok sevmiştim o komşuları bebeklikten çocukluğa geçen okul çağındaki halimle, ne çok sevmiştim ve hala sevmekteyim kapı komşumuz Süleyman Nazif İlk Okulunda sıra arkadaşım Zehrayı, Şükranı Garbisi ve annaleri Hanımı. Onun ellerinden ilk yediğim Zeytinyağlı dolmayı, nasıl şiştiğini bilmediğim şekerpareyi. Deli, şartlanmış isterik duygular, lay lay lay lay.. heylo, wey lo lo lo lo, xerab zeman le çirane Kırve- lo cirano Kırvo- Xançpek-Gavur Mahallesindeyim yapa yalnız siz sizim, arkadaşsızım ben..... Ben ki önceleri ve hala namazımda niyazımda bir müslümanım ve "sizi bir müslümandan fazla özledim" desem günaha gireceğimi de biliyorum. Dilim söylemese de yüreğim sizi özlemiş Allahın bildiğini ben neden gizleyeyim. Siz Gavur (Fıle) lerımız gittiniz, sonraları bizler de gittik Gavur mahallesinden, mahalle önce yoksullaştı, sonra ahlaken çöktü. Kilise ve camilerimiz yoksullaşarak biribirine bakarak geçirdi zamanı.Gerçi Birinin sahibi yoktu , ama diğerinin çoğu sözde sahipleri vardı. Ama gerçek insan ve müslüman insanlar komşuluğunuzu ortak paylaşımlarımızı bilinç alında paslanmaz tuttuk,unutmadık. Büyüdükçe yaşımız, dünyayı ve barbarlığını tanıdıkça size çektirdiğimiz acılarınızı ve korkularınızı anladık ve dostluğunuza hayran kaldık, çaresiz, faydasız. Ol nedenle yasınızı olmasa da anılarınızı tutanlar var hala... Lakin bugün yine çocukluk anılarımıza dalarken ve bir başka türlü ağlarken, DÖRTAYAKLI Minareden aşağıyürürken ne mutluydum elli yıl sonra bugün, biliyor musunuz? Biliyor musunuz, bugün başımızda ki DELİKANLI başbakan tarafından DOKUZ DİLDE TAZİYE diledi adımıza sizinkilere. Yurttaştık nihayet işte İnsandık, Ben, Ebu Zehri Gafarri gibi net Müslüman duygusundaydım bugün. Ulusçuluktan şişinenler çatlasa da; insan olanlar gibi insani bir soluk aldım. Yani dost doğru Gavur mahallesine geldim, dolandım durdum bugün. Çocukluk arkadaşlarım yoktunuz. Bilye oynadığımız kilise duvarı çarptı gözüme öylece duruyordu. Ğar(bilye)oynarken binlerce kez kullandığım bir sözüm hatrıma geldi; " APU TUPUDUR- Her şey Her u be dir, oğlum Garo "dediğim noktadaki yerde, erise de duvarın dibinde duran bazal taşlarını bir kastal (çeşme)den su içer gibi eğildim, öptüm siz çocukluk arkadaşlarımın "ayak izlerini." Ne gelip geçen son jenerasyon mahaleliler ne çay evi olmuş evlerin müşterilerilerin şaşkın bakışları ne davranışımı ne de gözyaşlarımı anlayabildiler . Bugün tüm Mezopotamya ve Anadolu Yüzyıl sonra da olsa sizi hatırladı bu devletin başı... Siz Gavurmeydanlı çocukluk arkadaşlarımın atalarına, sizlere ve çocuklarınıza taziyelerini sundu bir Başbakan... Bakın, Dünya başımıza yıkılmadı. Başımız bir acıyı paylaştı diye başımız dik Elhamdulıllah. Bir Müslüman lider olarak Barışa yürümek ne kadar zor ve cesaret istermiş onu koru ya C.C. ve ya Resulallah. Yükleniyor...
|