SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
Allah'a yakınlaşmak için ne yapmalıyız.
Sevgili okurlarım, Allah’ın selamı hepinizin ve hepimizin üzerine olsun. Bir yazıda daha buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu yazımda sizlerle Allah’a yakınlaşmak için ne yapmalıyızı yazmak istedim. Her şeyden önce Kuran ve Resulallah!.. Aleyhisselam ölçülerine göre yaşamak merhametli olabilmek kendine reva görmedikleri başkalarına uygun görmemek ve temel hadis olan komşusu aç iken tok yatamamaktır. Sevgili okurlarım bunların yanı sıra insanlara yardımı kesmek yardıma koşmak hastanın halinden bir hasta gibi anlamak düşünün mazlumun haline halini düşkün gibi hissedebilmek dünya fantazileri ve göz boyayıcı görüntülerin peşinden koşmamamak ve dünya nimetlerinden teslim olmamak mal ve evlat için imanından taviz vermemek gerek. Ve bunların en önemlisi ibadetlerini her an ölecekmiş gibi yapabilmek kendi malının zekatını hakkı ile verebilmek ve Allah'a karşı iyi bir kul olmalıyız . Allah’a ulaşmanın en güzel yoludur. Arakanda suriyede katarda,Mısırda Müslümanlara yapılan zulüme sessiz zavallı mazlumun çektiği acıyı hissetmek "İnsani ve İslami değerlere sahip çıkmak gereklidir. Evet sevgili okurlarım bunların yanı sıra, Allah'a Yakınlaşmak İçin İnsanı Vesile Yapmak " Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz." ( Mâide sûresi, âyet 35 ) Ayetin izahından şunu anlıyoruz. Kulu Allah'a yaklaştıran yolların (vesilelerin) en önemlilerinden birisi, âyette zikredilen cihaddır. Bunun dışında sırf Allah rızası için yapılan her ibadet ve kaçınılan her yasak insanı Allah'a yaklaştıran yollar, vesilelerdir. Şefaat de ancak bu yollardan geçilerek hak edilebilir. " Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine- hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır." ( İsrâ sûresi, âyet 57 ) Vesile, sözlük anlamı olarak "bir şeye arzu ile ulaşmaya çalışmak" anlamına gelmektedir. Vâsil ise" Allah'a rağbet eden, O'nu arzu eden" demektir.
BURDAN KISA BİR ÖRNEK VERSEK “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu, Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu”. Zaten, Hz. Ömer’in, günümüz Türkçesiyle aruz vezninde bu kadar güzel bir beyiti ortaya koyduğunu iddia etmek abesle iştigaldir. Hz. Ömer “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu, Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu” ifadesini birebir kullanmış mıdır bilinmez; ancak, Hz. Ömer’i bu sözlerle konuşturan Mehmet Akif’in bizatihi kendisidir. Bahse konu olay şu şekilde anlatılıyor kitaplarda: Hz. Ali anlatıyor: “Bir gün Ömer’i, binekli olarak ve telaş içinde, hızlı hızlı giderken gördüm; “Ya emire’l-müminin nereye gidiyorsun?” diye sordum. “Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum” diye cevap verdi. O zaman ben: “İnan ki, senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!” dedim. Bunun üzerine şöyle konuştu: “Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den sorulur!” Bir dahaki yazımızda görüşmek dileğiyle...selam Dua ile.
Yükleniyor...
|