Tarihi M.Ö. 3000 yılına dayanan güzel Diyarbakır'ım. Neler gördü neler yaşadı. Gel gör ki şimdi ne hallerde. Nasıl pis bir siyasette kurban ediliyor bu güzel memleket. Kimin ne istediği, ne yaptığı, ne aradığı belli değil. Ben söyleyeyim o zaman Diyarbakır'ı nerde ne arayacaklarını ve nerde soracaklarını.
Diyarbakır'ı Ulu Camii de arayın. Ki o camii de Hz. Yunus A.S. 3 ay namaz kılmış, Rabbine dualarda bulunmuştur. O camii ki 4 büyük dine ev sahipliği yapmış, Mekke'de Harem-i Şerif, Medine' Mescid-i Nebevi, Küdüs'te Mescid-i Aksa ve Şam'daki Emevi Camiilerinden sonraki 5. Haremi Şeriftir o kutsal mekan.
Diyarbakır'ı Molotoflar da aramayın bulamazsınız.
Diyarbakır'ı Surlarında arayın. O surlar ki projesini Hz. Yunus A.S. çizmiş ve kalkan balığı şeklini vermiş. En güzel bu şekilde korunur demiş bu güzel topraklar.
Diyarbakır'ı gazlarda aramayın bulamazsınız.
Fiskaya'da arayın Diyarbakır'ı. Oralardan sorun bu memleketi. Hz. Süleyman ve ordusu buraları Müslüman topraklarına katmak için gelmiş. Aylarca muhasarada tutmuş. Yüce ALLAH bir dişi köpeği vesile kılıp surların açık bölümünden girerek orduya kapıları açmış ve burada Hz. Süleyman ve 26 arkadaşı (sahabelerimiz) şehit düşmüşlerdir. Bu büyük komutan ve büyük zatlar bu toprakları bu günler içim mi feth ettiler ve bu günler için mi şehit düştüler.
Diyarbakır'ı silahlarda aramayın bulamazsınız.
Diyarbakır'ı Eğil ilçesinde meftun bulunan ve Kuran-ı Kerimde isimleri geçen Hz. Elyasa ve Hz. Zülküfl As. ların kabirlerinde arayın. Yüce ALLAH'ın sevdiği kulların burada olmalarının bizim için ne büyük bir lütuf olduğunu düşünelim. Düşünelim ve içinde bulunduğumuz durumun onlara yakışmadığını fark edip utanalım.
Bombalar bizlere lütuf değil.
Bu topraklarda yatan Sahabe-i Kiramdan sorun Diyarbakır'ı. Mekke Medine'den sonra en çok sahabe kabirlerinin olduğunun belgelendiği memleket olarak görelim ve onlara layık olmak için uğraşalım.
Taş atmak için uğraşmayın.
Yedi kapısında arayın Diyarbakır'ı. Bu kapıların her birinin yanı başında yatan büyük zatlardan sorun bu memleketi. Her kapıdan gireni karşılayan ve manevi korumasına alan bu büyüklerimizi buraya getirip bizlere bahşeden yüce
Rabbimize şükredelim.
Diyarbakır'ı terör haberlerinde aramayın bulamazsınız.
Dicle Nehrinde arayın Diyarbakır'ı. Dicle ki yüzyıllardır bu toprakları suluyor bereketi ile. Bu kutsal topraklar bu sularla bereketleniyor. Bu sular ki can veriyor topraklara.
Diyarbakır'ı tazyikli sularda aramayın bulamazsınız.
Diyarbakır'ı 10 gözlü köprüsünde arayın. Her bir gözü ne güzelliklere şahit olmuştur diye düşünelim. Ne depremlere ne sellere ne fırtınalara meydan okumuştur. Ama hala dimdik ayakta. Adeta bize ders veriyor. Oysa bizler şimdi depremleri de selleri de fırtınaları da kendimiz yapıyoruz ve kendi yaptıklarımızla yıkılıyoruz.
Kem gözlerle bakmayın bu memlekete.
Evsel bahçelerinden sorun Diyarbakır'ı. Görün bakın ne meyveler sebzelerle besledi bizleri. Şimdi bize diyor ki bu kadar beslememizin karşılığı bumu olacak. Utanmıyor musunuz? Hala bizi beslemeye devam edecek. Bizler hala utanmayacak mıyız?
Aç insanlar olmasın bu memlekette.
Diyarbakır'ı eski insanlarından sorun. Bakın neler anlatıyorlar. Kapısını çalan yabancıya yemek yedirmeden göndermediklerini, velime gecelerini, yazlarını, kışlarını, komşuluklarını, ramazan aylarını ve bayramlarını anlatsınlar da dinleyelim. Dinleyelim ve görelim insanlığı.
Diyarbakır'ı ölüm haberlerinde aramayın bulamazsınız.
Gelirken de giderken de insanın ağladığı Diyarbakır'ı güzelliklerde arayın. Çünkü güzellikler şehridir Diyarbakır'ım. Ancak güzelliklerde bulunuz.
Mirac'a çıkarken bu diyarı gören ve Cebrail A.S. buranın neresi olduğunu soran Hz. Muhammed (S.A.V) “ALLAH ŞEHRİMİZİ MÜBARET ETSİN” diye ettiği duada arayalım Diyarbakır'ı.
O duaya layık olalım.
Yeter artık yeter ağalar beyler sizlere söylüyorum. Sizler ki memleketin kanını emiyorsunuz. Sizler ki bu memleketin güzel insanlarının iyi niyetini kullanıyorsunuz. Bu saf ve temiz yürekli insanların üzerinden pirim yapmaya çalışıyorsunuz. Sizlere son sözüm.
ÇEKİN PİS ELLERİNİZİ BU MEMLEKETİN ÜZERİNDEN…