Cumhuriyetin kuruluş yıllarında cumhuriyeti kurmak için Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşayan Kürt aşiretlerden destek alarak Cumhuriyeti kurmak için Kürtleri ve aşiretleri dış devletlere karşı kullanarak o zaman Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruldu. Kürtlerle işbirliği Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulana kadar devam etti. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi bağımsızlığını ilanı ve kurulduktan sonra aşiretlere karşı devlet harekete geçerek aşiret sistemi yok etmek için elindeki bütün imkânları kullandı. Aşiretlerin bazıları Batı illere sürgün edildi. Bazıları da Suriye, Irak ve İran’a göç ettirilmek zorunda bırakıldı. Bunun sebebi devlete biat etmeyen aşiretlere devletin gücünü göstermek ve devlete karşı gelenin bir nevi cezalandırmaktı. Oysa Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu aşamasında Türklerin bölgedeki aşiretlere ihtiyacı vardı. Bunun için Cumhuriyeti kurana kadar devlet aşiretlere destek verdi. Devletin işi bittikten sonra Kürtleri yok etme politikalarını devreye soktu.
Cumhuriyet’in kuruluşu aşamasında Kürt aşiretleri kurtarıcı olarak görenler aynı senaryoyu tekrar devreye sokmak için bazıları öncülük yaparak Türkiye’de yeniden aşiret sistemini geri getirmeye çalışıyorlar. Bu tür insanlar ekranlara çıkarak aşiret sistemini savunuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin buna ihtiyacı yoktur. Aşiretlerin kendi gücünü kaybettiği bir asırda yaşamaktayız. Bu aşiretlerin eski gücüne kavuşması için Türkiye Cumhuriyeti devletini kullanarak eski statülerini geri getirmek isteyenler var. Bu devirde kim aşiretleri dinler, dediklerine uyar. Hiç kimsenin aşiretleri dinleyeceğini zannetmiyorum.
Aşiretler eskiden o kadar halka zulüm yapmışlar ki, kendi halklarını kendilerine köle gibi görmüşlerdir. Şimdi ekranlara çıkıp Ak sütten çıkmış kaşık gibi kendilerini görüyorlar. Oysa mazi ve kökenleri zorbalıkla yönetilen bir sistemden oluşmaktadır. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin işine yaramıştır. Zaten şu an gizli aşiretçilik bölgemizde devam ediyor. Adamı olan gücünü yettiği kişileri istediği yerde istediği zamanda her türlü işkenceyi yapanlar var, kimse bunu inkâr etmesin. Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bir devlet nasıl olur da koklaşmış, bitmiş olan aşiret sistemine geri dönmeyi hedefleyebilir. Bu ne akla ne de mantığa sığar bir davranış olur. Cumhuriyeti kuranların kemikleri mezarda sızlamaz mı? Bu aşiretler kendi zamanlarında yaptıkları zulümleri halk halen unutmamıştır. Bunlar zannediyorlar ki halk balık hafızalıdır ve kendisine yapılanları hemen unutacaktır. Bu ekranlara çıkan aşiret liderlerinin çoğu kaybettikleri hükümranlıklarını geri alma çabası peşindedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ayakta durması amacında değiller.
Kürdistan bölgesinde yapılan katliamlar ve işkencelerin çoğunda aşiret izlerine rastlamak mümkündür. Yakın tarihimizde birçok yerleşim yerleri aşiretler tarafından işgal edilerek fakir fukaranın topraklarının ellerinden alarak hüküm süren aşiretler vardır. Eğer aşiret sistemi iyi bir sistem olmuş olsaydı modern dünyamızın pek çok yerinde bu sistemle idare edilen ülkeler olurdu. Ama geri kalmış milletlere baktığımızda halen bu sisteme benzer sistemler mevcuttur. Yaşadığımız coğrafyada bazı devletler bu sistem sayesinde ayakta duruyorlar.
Bu ortaya çıkan Kürt aşiretleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aşiret sistemini istediğini zannetmesinler. Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenler Kürt sorunu çözmesi için en son çare Kürt aşiretleri devreye sokarak bu sorunu haletmeye çalışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenler şimdiye kadar akılları nerdeydi? Yeni mi akıları başlarına geliyor. Denemek istedikleri sistem ile çözümü bulmak zor gözüküyor. Bölgede ağalık ve aşiretçilik sistemi Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bitmiş. Bu aşiret sisteminden eser bile kalmamış. Ekran karşısına çıkan zevatların çoğu belki kendi ailesinin içindeki yönetimi bile ellerinde bulunduramazken Türkiye Cumhuriyeti devletinin nasıl yönetileceği ile ilgili yorum ve beyanatlarda bulunuyorlar. Bir aileye sözünü geçiremeyen insanlar aşirete sözünü nasıl geçirecekler.