SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
BURUK 24 KASIM
Yazıma tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başlamak istiyorum. Aslına bakarsak her gün öğretmenlerin günüdür. Öğretmenlerimizi sadece bir günle değil her zaman yad etmek, sevmek ve saymak gerekir. Öğretmenlerimizi sadece bir gün ile hatırlamak olmaz her gün öğretmenlerimizi hatırlamak ve içinde yaşadıkları sıkıntıları gidermeye çalışmak, kendilerine yardımcı olmak insanlık görevimizdir.
Öğretmenlik toplumumuzda her zaman için yeri ve değeri izah edilmeyecek kadar çok önemli ve ulvi olan meslekler arasında yer almaktadır. Günümüzde öğretmenlere verilen değer ortadadır. Bu meslekte olan öğretmenlerimiz çoğu hayat şartlarına endekslemiş olduğundan dolayı gerçek görevi olan öğretmenlikten başka her görevi yapıyorlar. Buda gösteriyor ki bizleri yönetenleri yetiştirenler bu öğretmenlerdir. Mutlaka hepimiz bir öğretmenden ders almışızdır. Bundan dolayı öğretmenlik kutsal bir meslektir. Zan ediyorlar ki her şeyi annelerin karnında öğrenmişler eğer bir toplum öğretmene değer vermiyorsa o toplum kendine gelmez. Ancak günümüzde eğitimin önemi artığı ve eğitime verilen olanakların yarısı öğretmenlere vermiş olsaydılar şu anda öğretmenlerimiz bu durumda olmazdı. Oysa gelişen olanaklar karşısında baktığımızda öğretmenlerimizde değeri o kadar artması gerekiyordu. Bu 24 kasım öğretmenler gününe çoğu öğretmenlerimiz işsiz olarak girdi. Görevlerinden uzaklaştırılan öğretmenlerin suçu sadece bağlı oldukları sendikaların kendilerine gönderilen emirleri yerine getirmiş olmalarıdır. Belki içlerinde sendikal görevi olmayan işlere bulaşmışlarsa onları da adalet mekanizması çalıştırarak gereken cezayı adalet vermeli, insanlar değil. Öğretmenlerimiz nasıl çocuklarımızın zekâsını açan, ufkunu geliştiren ve çocuklarımıza yolunu aydınlatmada ne kadar önemli ise o kadar toplumumuza yaşadığımız coğrafyada toplumumuzu aydınlatan ve geliştirme görevi de yapmaktadırlar. Eğitim ve öğretim meselesi çok önemli mesele olduğunu her toplumlarda öncelikli konular arasında yer almaktadır oysa Türkiyesizde siyasi iktidar bu meseleye basite indirgemeye çalışıyor bunu zararını işimdi görmesek ilerde göreceğiz. İslam dini ilk emri oku ile başladığını okumanın özerinde çok durduğunu bazı alimler okumanı namaz, hac, oruç gibi farz olduğunu dile getirmişler. Toplumlarda beli görevleri ifa eden ekonomistler, mühendisler, doktorlar, avukatlar, şairler, yazarlar, politikacılar, gazeteciler, sanatçılar, hakimler, savcılar, bilim adamları, daha nice meslek sahipleri, hep öğretmenlerin emeği ve gayreti ile yetişmişler. Öğretmenler toplumların yaşamlarında ihtiyaç olacak bilgileri. Toplumlara öğretmeyi kendilerine meslek edinmiş insanlardır. Öğretmenlerimiz çocuklarımızı aydınlatan bilgi veren, sabır ve özveri ile çalışan fedakâr kimselerdir. Öğretmenlerimiz toplumumuzun göz nuru dır. Öğretmenlerimiz o kadar önemli olduğunu, öğretmenin yeri ne anne ne de baba doldurabilir. Şu yaşadığımız teknoloji çağında her millet geleceğini ışık tutan öğretmenlerine sahip çıkmakta oysa bizler onları bir lokmaya ekmeğe muhtaç ediyoruz bu yanlış bir politika olduğunu. Sonuç olarak son derece kutsal bir görevi yerine getiren öğretmenlerimizin toplumun içinde ayrıcalıklı bir yeri olması gerekirken, toplumdan uzaklaştırılan bir anlayış ile hüküm ediyoruz. Bugün öğretmenlerimizi bu hale getirenler unutmasınlar ki kendi alanlarında başarılı olmuşlarsa ve makam sahibi oluşlarsa, en büyük pay ve emek sahibi olanlar onları yetiştiren öğretmenlerindir. Bu paya sahip olan öğretmenlerimizi sokaklara atmak yerine kendi asıl görevlerine getirilmesi lazım. İşsizler ordusuna biraz daha insan kazandırmaktan kaçmamız gerekir. Yükleniyor...
|