SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
FAYSAL DUNLAYICI 9 YIL ÖNCE PKK TARAFINDAN KATEDİLDİ…Faysal Dunlayıcı, nam-ı diğer Kani Yılmaz, 9 yıl önce PKK tarafından, Kürdistan’ın Güneyinde Süleymaniye şehrinde, insanlık dışı, barbar, vandalist bir yöntemle, bir benzinlik önünde arabasına konulan bir bomba patlatılarak katledildi. Ben, Faysal Dunlayıcı’yı 1979'da tanıdım. Onunla, 12 Eylül 1980 Darbesinden önce de Kürdistan’ın Güney Batısından Kürdistan'ın Kuzeyine geçerken, bir sınır köyünde, devletin özel güçleri tarafından katledilen ve son günlerde yaşadığına dair hakkında ilginç spekülasyonlar olan rahmetli Adnan Tüysüz'ün köyünde yeniden karşılaştık. Köyde aramızda tatsız tartışmalar ve gelişmeler oldu: Aynı zamanda Kürdistan Yurtsever Birliği liderinin lideri Celal Talabani, PKK Suriye ve KYB ilişkilerine, PKK'nın Kürdistan siyasi örgütlerine saldırısı konularında da aramızda sert konuşmalar oldu. Aramızda o konuşmalar geçerken, O ve arkadaşları silahlıydı. Aramızdaki tartışmalar hayli gergin geçti. Yanımızda olmayan, ama uzaktan bizi izleyenler de oldukça endişeliydiler. Buna rağmen, tartışmaları çatışmasız sonuçlandırdık. O zamanlar PKK’nın Viranşehir ve Ceylan Pınar sorumlusu olarak doğal olarak PKK'nin reflekslerine, davranış ve düşünce kalıplarına sahipti. 12 Eylül 1980 Darbesinden sonra yakalandı ve tutuklandı. Cezaevindeki durumunu ve mahkemesinde olup-bitenleri en genelde izleme olanağı buldum. Yakalanması, yakalanmasından sonra helikopterle gezdirilmesi, sorgusu ve hapishanedeki davranışlarıyla ilgili hakkında ilginç hikâyeler dinledim. Ama herkes için olduğu gibi, onun hakkında söylenenlere de ihtiyatla yaklaştım. O ceza evinden çıktıktan sonra da Kürdistan dışına çıktı. Bu çıkışından sonra, Suriye'de ve Lübnan Bekaa'da kaldı mı, kalmadı mı, ne kadar kaldı yakından bilmiyorum. Ama Avrupa'ya çıkışından sonra, PKK'nın Avrupa sorumlusu olarak yaptıklarını yakından izledim. O yaptıklarını PKK'nın yaptıklarının ve stratejisinin merkezinde eleştirdim. O yapılanların kendileri için de kötü, tehlikeli ve trajik bir sonuç hazırladığını ifade ettim. O Avrupa sorumlusu olduğu zaman, TKSP, Pêşeng ve PKK’dan birçok yurtsever katledildi. PKK tarafından katledilen biri olarak, aynı zamanda o katliamların da sorumluluğunu taşıyan biri. Sırtında o kamburla ölüme gitmek durumunda kaldı. Avrupa'da ve İngiltere'de tutuklu kaldı. Daha sonra, PKK ve Öcalan'la yolları ayrıldı. PWD çevresiyle hareket etti ve aynı zamanda o siyasi çevrenin önemli bir yöneticisi oldu. PKK’dan ayrılışından sonra, PKK tarafından, kendisiyle ilgili, özellikle de büyük bir paraya el koymasıyla ilgili iddialar ileri sürüldü. Babası öldüğünde baş sağlığına gittim. Ailesi, maddi olarak oldukça kötü görünüyordu. Yoksulluk sınırda bir yaşama sahiptiler. O kadar büyük bir paraya el koyan bir insanın basiretsiz olması gerekir ki ailesinin bu yoksulluğuna göz yummuş olsun. “Ya da söylenenler yalandır" diye bir sonuca vardım. Faysal Dunlayıcı’nın katledilmesinden sonra, İbrahim ve Ömer Kardeşlerinin, cenazesini almak için Kürdistan'ın Güneyine gitmek için paralarının bile olmadığına, ben, hayat arkadaşım Gülfer ve Diyarbakır Kürt Derneği yöneticileri olarak şahit olduk. Onlar parayı bizden borç aldılar. Biz O zaman para konusuna ilişkin PKK'nın hakkında söylediklerinin ve iddialarını yalan olabileceğini düşünmeye başladık. Faysal Dunlayıcı, Kürdistan'ın Güney'inde Süleymaniye kentinde yanına ajan olarak sokulan, birlikte aynı sofrada yemek yiyen, en yakın dostu, kendisinsin sürekli koruduğu, eğitimsiz arkadaşı tarafından arabasına bomba yerleştirilerek, hem de benzinlikte Süleymaniye halkı da tehlikeye sokularak patlatılarak, trajik, vandalist, insanlık dışı bir ölümle karşılaştı. Bu katliam, içerik ve yöntem itibariyle, Kürtlerin önemli bir bölümünü, ailesini ve dostlarını büyük bir üzüntüye, öfkeye ve nefrete gark etti. Faysal Dunlayıcı katledildiği zaman, Diyarbakır Kürt Derneği'nin çalışmaları sürüyordu. Onun trajik ve iç yaralayıcı ölümünü, Ömer ve İbrahim Kardeşler bir akşam vakti dernekte bize haber verdiler. O arada yanında hayat arkadaşım Gülfer ve dernek yöneticisi bir kısım arkadaşlar da vardı. Bize haber verildiği zaman cumartesi günüydü. İbrahim ve Ömer için pasaport almak olanaklı değildi. Gülfer'in pasaport dairesini ikna etmesiyle, başkalarının yattırdığı harçlar kullanılarak pasaportları alındı. Pasaport dairesindeki devletin bürokratları, onu katledenlerden çok-çok insani bir davranış gösterdiler. Onun PKK tarafından katledilmesine karşı daha fazla öfke ve nefret duyuyorum. PKK tarafından, Onun ve binlerce Kürt gencinin infaz edilmesini, bir vandalizm, barbarlık, Kürt düşmanlığı, insanlık suçu ve kitlesel bir katliam olarak değerlendiriyorum. Onu ve binlerce Kürt gencini katledenlerin, başta da Öcalan'ın mutlaka yargılanması ve cezalandırılması gerekir. Faysal Dunlayıcı’nın öldürülmesi Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde gerçekleştiği için, Kürdistan emniyet güçleri, katili yakalama; Kürdistan savcısı, olayı soruşturma; Kürdistan mahkemeleri, yargılama yetkisine sahipti. Ne yazık ki Kürdistan’ın ilgili emniyet ve yargı yetkilileri, kurumları kendilerine düşen görev ve yetkiyi yerine getirmediler. Yeterince sorumlu davranmadılar. Faysal Dunlayıcı’nın ölümü Kürdistan’da “faili meçhul” bir vakıa olarak kayıtlara geçti. Faysal Dunlayıcı’nın katili yakalanıp, cezalandırılmadığı için, PKK cesaretlendi. Kürdistan Federe Devletinde yeni katliamları hazırladı ve ölümlere imza attı. Adam kaçırdı. PWD’nin lider kadrosuna toptan öldürmek için teşebbüse geçti. Şoreş Baliç ve üç yaşındaki kızını katletti. O katliamla ilgili de hukuki sonuç alınmış değil. Bu gelişmeler de, Kürdistan Federe Devletine karşı güvensizliği geliştiren, hukuk sistemini sorgular niteliktedir. Ölümünün 9. Yıldönümünde başta Kürt milletinin olmak üzere, ailesinin dostlarının ve arkadaşlarının başı sağ olsun. Kürt yurtseverleri olarak, bu trajik ölümden ve binlerce Kürt insanının PKK tarafından katledilmesinde dersler çıkarmalıyız. Demokratik, insani, hak ve özgürlüklere saygılı, bireysel ve kolektif hak ve özgürlükleri güvenceye alan bir gelecek, bir toplum, sistem, rejim tasarımını birincil sorunumuz haline getirmeliyiz Amed, 20 Şubat 2015
Bu yazının özetini facebookta yayınladım. Bunun üzerine yazı hakkında birçok not düşüldü. Bu notların ikisi dikkat çekicidir. O iki notu da okuyucularıma ve kamuoyuna, olduğu gibi ve değiştirmeden sunuyorum. Kendal Petkar: Abi'miz Sayın İbrahim Güçlü; Eline sağlık güzel bir yazı! Ancak biraz eksiği var onu da ben ilave edeyim. Kısaca şöyle ki; 1993 ile 1994 arası Apo gözetleyici olarak beni Şam'dan ona gönderince biraz yakınan takip etmek zorunda kaldık ve gözlemlerime dayanarak kısaca anlatmaya çalışıyorum işte! Bir, çok aşırı bir APO'CUYDU ve bu aşırılığından dolayı donup kaldım! Böylesine kendine bağlı birine nasıl gözetleyici gönderilir diye !! İkincisi para konusuna gelince öyle PKK'NIN anlatıldığı gibi çok yüklü para veya altı yüz bin gibi büyük miktar değil ama (yüz bin mark) ortadan kayıp oldu ve üzerine çok durdum bu para nereye gittiğine dair yoğun Eleştiriler yapıyordum! Sonuçta bana kızdı ve insan bir kere eleştirisini yapar aradan çekilir diye yanı sükut eder. Ben ise itiraz ediyordum ve kesin bir somut buluncaya kadar üzerine durmak gerekir diye! Nihayet bu çekişmemiz tam APO'YA kadar ulaştı, APO'DA beni eleştirdi çok tekrarlıyorsun diye nihayet vazgeçip durdum. Sonradan Haksızlığa uğrayınca ve bundan dolayı kendine gelince nihayet bahsettiğin gibi vahşice ve insanlık Dişi bir yöntemle APO'NUN müritleri Tarafından katledildi ve ilk üzülüp ağlayan da yine ben oldum. Saygılarla !!! Hamasi Namdar Çamlıbel: Çok oportünistçe yaklaşımlar bunlar! Faysal Dunlayıcı nam-ı diğer Kani Yılmaz’ın biyografisi konusunda çok önemli icraatlarını atlıyorsunuz. Bu tavrınız gerçeğe de, Kürdistan Yurtseverliğine de ters düşüyor. Cezaevi pratiği tam bir rezalettir Faysal Dunlayıcı'nın. İtirafçılıktan, idare ile işbirliğine, oradan devrimci ve yurtseverlere yapılan işkence seanslarına katılmaya kadar çirkef bir cezaevi pratiği var Dunlayıcı'nın. Çıktıktan sonra sözde özeleştiri adı altında Apo'ya biat etmesi, Apo'nun gökte ararken yerde bulduğu biçilmiş kaftan, yüzde yüz teslim olmuş mürid prototipi idi. Apo'ya aşırı bağlılığı da oradan kaynaklanıyordu. Sonra Avrupa sorumluluğu yaptığı dönemlerde hem PKK içinde muhalif seslere yönelik olarak, hem de diğer Kürt örgütlerinin üye ve sempatizanlarına yönelik olarak onlarca infaz emri verdi. Bu cinayetlerin pek çoğu da gerçekleştirildi. Bunu en iyi bilenlerden birisiniz Sayın Güçlü! Bu tavrınızdan dolayı sizi şiddetle kınıyorum!
Yükleniyor...
|