SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
GAZETECİLİK YAPMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZKentimizin yurttaşlarının daha kaliteli bir sağlık hizmetine layık olduğunu düşünürüz. Bunun için Diyarbakır’da sağlık alanında yaşanan sorunları sık sık dile getiririz. Kamu kurumlarının hizmet kalitesinin artırmak bu yönde gördüğümüz sorunları işaret etmek basın olarak görevlerimizden biridir. Görünmeyeni görünür kılmak, basının kamuoyu oluşturma gücünden kaynaklanır. Kentimizdeki birçok kurumun eksikliklerini, sorunları, yetersizliklerin görünmesi için sayısız haber yaptık. Bu haberlerimizi kendine rehber edinip dile getirdiğimiz sorunları giderme yönünde adımlar atıldı, ilgili kuruluşların başındaki isimler bizi arayarak ilgili girişimler hakkında bilgi verdi. Bu kişiler, bize kin gütmedi, sorunu kişiselleştirip, arayıp ağza alınmayacak küfürler savurmadı, bizi düelloya da davet etmedi. Yaptığımız her haberin ardından bizi tehdit etmekten imtina etmeyen hem cep telefonlarımızdan arayarak bize küfür, hakaret edip düelloya davet eden çıkmadı. Tabi Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Sait Avar dışında. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni birçok kez tahtakurusu bastı, bunların haberini yaptık. Asansörlerin bozuk olmasını haberleştirdik, hastane tedavi sırasına girenleri, sözleşmeli doktorluktan kaynaklanan hekim sıkıntısı yaşayan hastaneleri haberleştirdik. Ancak buna ilişkin hastane müdürü ya da başhekimi arayıp bir sitemde ya da bir yalanlamada bulunmadı. Ancak Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Sait Avar bizi arayıp, hakaret ve küfürlerini sıralayıp düelloya davet ettikten sonra güya tekzip yazısı gönderdi. Gönderdiği yazıyı yayınladık. Gönderdiği yazıda olayları kabul ediyordu, sorunların giderildiğini ifade ediyordu, ama iddiaları yalanlamıyordu. Şimdi bu haberlerin yayınlanmasından bir İl Sağlık Müdürü neden rahatsız olsun? Kendisine bağlı bir sağlık kuruluşundan haberdar olmayan bir İl Sağlık Müdürünü bu kentte ‘bak bunlar oluyor’ demek neden rahatsız etsin? Yaşanan sağlık sorunlarını dile getirdiğimiz için onu haberdar ettiğimiz için bize teşekkür etmesi gerekirken en son yine sosyal medya hesabı üzerinden biz gazetecilere söylemediğini bırakmamış. Evet, Sait Bey’in akrabası olan bir kadına şiddet uyguladığı için davalık olduğundan haberdarız. Daha önce gazeteci Nihat Aslan’ı dövdüğünden de haberdarız. Gerekirse bize karşı da şiddet kullanmaktan imtina etmeyeceğini, bizi düelloya davet etmesinden de biliriz. Sait Bey’in Silvan Devlet Hastanesi’nde yapılan bir ihalede ne rastlantı ki ihale komisyonunda görevli tüm asil ve yedek mali üyelerin aynı gün hastalanıp rapor alarak ihalenin iptal yoluna gidilmesini soran bir gazeteciye ‘Siz kimin tetikçisisiniz?’ diye azarlamak gibi hünerlerinin olduğunu da biliriz. Sait Bey ne yapmamızı istiyorsunuz? Kentimizde yaşanan sorunları dile getirmeyelim mi? Basın olarak görevimiz olan sorunları sizin hatırınız için kamuoyundan saklayalım mı? Kamuoyunun gördüğü soruna gözlerimizi mi yumalım? Basından ne istiyorsunuz? Sizi yere göğe sığdırmayan haberler mi yapmamızı istiyorsunuz? Bizim görevimiz sizi memnun etmek mi olmalı? Biz gazeteciler, gördüğümüz sorunları dile getirmekten çekinmeyeceğiz, tehditlerinize de boyun eğmeyeceğiz. Gazetecileri tehdit etmeniz, devlet kültürü ve devlet adabıyla alakalı değil, devlet kültürü ve adabı hukuk diliyle konuşur, siz ise her fırsatta çağdışı şiddet kullanmaktan çekinmeyeceğinizi ima ediyorsunuz. Varın toplumda buna ne ad verildiğini siz düşünün. Son sözümüz: Gazetecilik yapmaktan vazgeçmeyeceğiz!
Yükleniyor...
|