SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR?...İnsanlar her zaman geçmişini özler. Yaşadığı dönemde, eskisinden daha mutlu, daha varlıklı, daha lüks yaşasa da; “geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer” diyerek geçen zamana yanar durur. Bu hepimiz için geçerlidir. Her zaman eski arkadaşlıkları, dostlukları, komşulukları, akraba ilişkilerini, sevinçleri, kederleri, özlemleri derken her zaman geçmiş zamanlarımızı hasretle yâd ederiz. Özelliklede; -Nerede o eski Ramazanlar?... -Nerede o eski Bayramlar?... Demek suretiyle eski Ramazanlara, Bayramlara özlem duyarız… Aslında şöyle dönüp 35-40 yıl öncesine baktığımızda, haksız olmadığımız bariz olarak görülecektir... Evet, 40 yaşından büyük olan Çermikliler hatırlayacaklardır Gazozcu Mustafa’nın Gazozunu... Allah rahmet eylesin, Çermik’te, Gazozcu Mustafa’nın gazozunu içip de tadını hala damağında hissetmeyen yoktur bence… Hele, Kış aylarında Dravşada toplatıp, yazın kalıplar şeklinde keserek sattığı Karları… Tabi bu karları satın almak da kolay değildi. Özellikle yaz aylarına isabet eden Ramazan ayında, en az iftardan yarım saat kırk dakika önce Gazozcunun dükkânına gidip sıraya girmek gerekirdi. Bir kalıp Kar satın alabilmek ayrıcalıktı… Derken iftar Topu patlardı. Ardından ezan okunurdu. Büyük bir sevinç ve heyecanla iftarlar besmele ile açılır, yemekler afiyetle yenilir ve Elhamdülillah diyerek sofradan kalkılırdı. İftarda karlı su veya karlı ayran içmenin verdiği hazzı tarif etmek için, O anı yaşamış olmak gerekir… Çermik’te, O dönemlerde çocuk yaşta olanlar iyi hatırlayacaklardır. Bayramlarda Belediyenin karşı tarafında bulunan tarlada (şimdiki İl-Ka Petrol ve cadde boyu) “Bayram Yeri” kurulurdu… O alan tamamen boştu. Cadde ağzındaki binalar yoktu. Bayram yerinde; Dönme dolaplar, Atlı karıncalar, tahterevalliler, seyyar satıcılar, Dondurmacılar, Limoncular, Şerbetçiler, Tatlıcılar, Elmalı şekerciler, Pamuklu şekerciler ve daha neler neler…. İnsanlar neşeyle dolardı. Bayramlar, içten ve candan kutlanırdı... Bayramın ilk günü, İlçe ve Köylerdeki hemen herkes Bayram Namazını müteakip, önce mezarlıklara giderek ölülerine Fatiha okur, ardından da; akrabalarını ziyaret ederlerdi. Büyük bir sevinç ve heyecanla bayramlaşıldıktan sonra, tüm komşu, dost, arkadaş ve tanıdıkların bayramlaşmaları başlardı... Bayram süresince İlçede adeta festival havası eserdi. Köylerde de Bayram şenlikleri düzenlenirdi… Küskünler barışır, kırgınlıklar unutulur, sevinçler paylaşılırdı… Ya şimdiki Bayramlar?... Bayram günü adettendir Bayram Namazına gidilir. Çoğu dost ve akrabanın bayramı, Namaz sonrası Camide kutlanır. Ardından arabası olan kabir ziyaretine gider. Bir Fatiha’dan sonra eve gidilir. Yemek, tatlı derken mide abur cuburla doldurulur. Belki bir iki büyüğün el öpmesine gidilir... Bayram günleri Bayramdan başka normal güne de benzemiyor artık. Hiç olmazsa normal günlerde çarşıda, pazarda bir kalabalık olur. Şimdiki Bayramlarda o da yok. Bayramlarda adeta metruk bir şehir görünümü alıyor Çermik… Anti parantez şunları da belirteyim ki, İlçemizde bu gün eskisinden daha iyi şeylerin de olduğunu hatırlatmak isterim. Mesela, o dönemlerde Teravih sonrası Kahvehanelerde Tombala denilen bir çeşit kumar oynatılırdı. Allaha şükür şimdi o yok. Bazı Kahve ve Lokantalar perdeler çekerek veya gazete ile camlarını kapatarak oruç yiyenlere hizmet etmeye devam ederlerdi. Şimdi onları da pek göremiyorum. Bir diğeri ve en önemlisi: Şimdi, Camilerimiz eskisinden daha doludur. Ancak; inşallah insan ilişkilerinde de eskisi gibi, hatta daha da iyisi olur… Yine İnşallah; öz değerlerimizin kıymetini idrak eder, Bayramı Özüne uygun olarak kutlar ve eski manevi hazzına ulaşırız. Bu temenni ile başta Çermikli hemşerilerimin ve tüm İslam âleminin mübarek Ramazanı Şeriflerini Tebrik eder, gelecek Ramazan Bayramlarını şimdiden tüm kalbimle kutlarım. Saygılarımla… Hamdullah IŞIK Yükleniyor...
|