SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
Pêşmergenin Kobani’ye Geçişi: Bilinmeyenler, Anlamı ve Sonuçları…
ibrahim GÜÇLÜ ibrahimguclu21@gmail.com
Kürt silahlı güçleri (pêşmergeler), Kürdistan Parlamentosunun kararı, ABD ve Türkiye’nin izniyle, Kobani’ye gitmek üzere 29 Ekim günü Kürdistan’ın Kuzeyine geçti. Kürt silahlı güçleri, Kuzey Kürdistan’ın topraklarına ayak basmasından ve Habur’dan geçişinden sonra: Onbinlerce Kürdün sevgi gösterileriyle, Kürt bayrakları, “Bijî Serok Barzanî”, “Bijî Serok Obama” sloganlarıyla karşılandılar. Suruç’a gitmek ve oradan Kobani’ye geçmek için, 3 ve en fazla 4 saatlik yolu, 10 saatten daha fazla bir zamanda geçtiler. Kürt silahlı güçleri dün gece yarısına doğru tümüyle Kobani’ye geçme şartlarına kavuştu. Kobani’ye geçiş için karar alındığı gün, özellikle de pêşmergenin Kürdistan’ın Kuzeyine ayak basmasından ve Kobani’ye geçtiği ana kadar, yoğun tartışmalar oldu. Ben de KANAL 24 televizyonunda Kürt silahlı güçlerinin Kobani’ye geçişini, Kürdistan’ın Kuzeyinde karşılaştıkları sevgi seli ve çoşkulu karşılama hakkında görüşlerimi açıkladım. Pêşmerge Kimdir? Pêşmerge, Kürt silahlı güçleridir. Kürt ulusal kurtuluş hareketinin savaşçılarıdır. Kürdistan Mehabad Cumhuriyeti’in kuruluşu sırasında somut bir tanım ve yapıya kavuştu. 1961 yılının Eylül ayında, Kürt Lideri Mustafa Barzani ve arkadaşlarının Sovyetler Birliğinden, yeni devleti (Kürtlerin, Arapların ve Diğer Etnik Grupların Ortak Devletini) kurmak için, Irak’a ve Kürdistan’ın Güneyine dönüşünden sonra, Kürtlerin merkezi yönetim tarafından ihanete uğramaları, Anayasa’da Kürtler ve Kürdistan hakkında kabul edilen hükümlerin ve yeni devlet projesinin hayata geçmemesinden sonra, bağımsızlık ve özgürlük için Kürt Lideri Mustafa Barzani’nin öncülüğünde yeniden mücadeleye başladı. Pêşmergenin mücadelesi, 11 Mart 1970 yılında olumlu sonuç verdi. Irak sömürgeci ve faşist merkezi yönetimi, Kürt otonomisini tanıdı. Pêşmergeler, Kürdistan’daki otonomi ve öz yönetimin savunmasını yüklenen Kürt silahlı güçleri oldu. Irak Baas yönetiminin, 1970 Otonomi Antlaşmasının hükümlerini yerine getirmemesi ve Kerkük’te plebisist (referandum) yapılmaması için başlattığı savaşta, yurt savunmasını yaptı. Ama ne yazık ki, bu yurt savunmasında İran ve ABD’nin ihanetiyle karşı karşıya kaldı. Yenildi. O tarihten sonra yeniden, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) bünyesinde Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı ve özgürlüğü için fedakarca yeniden mücadeleye başladı. Pêşmergeler, Kürt ulusal Hareketi’nin uzun gel-gitlerinden, yenilgi ve zaferlerinden sonra, 1990’larda ABD’nin öncülüğündeki uluslararası güçlerin desteğiyle oluşan Özgür Kürdistan Bölgesinin silahlı güçleri ve savunma gücü oldu. Kürdistan’da tek taraflı federal sisteminin ilanından sonra, Federal Bölgenin de facto silahlı savunma gücü oldu. ABD ve müttefiklerinin 2003 yılında Irak’a müdahalesinden sonra, Irak’ta referandumla 2005 yılında kabul edilen yeni Anayasa ile Kürdistan Federe Bölgesi tanındı. O tarihten sonra da, resmi Kürt silahlı güçleri haline geldiler. Bulunduğumuz aşamada da hem yerel Kürt silahlı güçleri ve hem de uluslararası bir güç olarak fonksiyonlarını yerine getiriyorlar. Kürt Silahlı Güçlerinin Geçişi İle İlgili Bilinmeyenler… Kürt silahlı güçleri pêşmergeler, Irak ve Şam İslam Devletinin (IŞİD), Musul’u ele geçirmesinden sonra, Kürdistan yönetimin öncülüğünde, referandum konusu olan ve Kürdistan yönetiminin dışında olan Kürdistan bölgelerini, en başta da Kerkük’ü korumaya aldı. Kürdistan yönetimi ve Kürt silahlı güçlerinin bu refleksi, anında sorumluca karar alışı, güçlü bir milli refleksti. Bu da tüm Kürtleri ve Kürtlerin dostlarını sevindirdi. Kürdistan yönetimi, Kürdistan’ı savunacaklarını. IŞİD’e karşı bir savaş ilanı içinde olmadıklarını; saldırı halinde meşru savunma yapacaklarını açıkladı. IŞİD de Kürdistan Bölgesine saldırmayacağını açıkladı. Ama ne yazık ki, IŞİD sözünde durmadı. Bölge devletlerinin de, Kürdistan’ın bağımsızlığını ilan etmesini engellemek için yaptıkları teşvikle, Kürdistan’ın Şengal Bölgesine saldırdı. Kürt silahlı güçleri pêşmergeler, IŞİD’ın, Şengal’e saldırısı sırasında özellikle PKK’nın kara propagandası, gerçek olmayan açıklamaları, manipülatif medya oyunlarıyla çok fazla yıpratıldı. Kısa bir süre içinde yapılan kara propaganda konularının yalan olduğu açığa çıktı. Kürt silahlı güçleri pêşmergeler, ABD öncülüğündeki koalisyonun da desteğiyle hem Kürdistan’ın ve hem Irak’ın ve hem de uluslararası savunma gücü oldu. Büyük başarılar elde etti. Halende başarılara doğru koşmaya devam ediyor. IŞİD’in Kobani’ye saldırması ve kuşatma altına almasından sonra da, Kürt silahlı güçleri pêşmergeler, PKK/PYD çevreleri tarafından bir yıpratma kampanyası ile karşı karşıya kaldılar. Pêşmergenin Kobani’ye gitmemesinin, kasıtlı, amaçlı olduğunu propaganda yaptılar. Ama şu sorular bazı istisna yazarlar hariç kimse tarafından sorulmadı. 1-Pêşmerge Kobani’ye geçme koşullarına sahipse, Kandil’deki ve Kürdistan’ın Güneyindeki ve Kuzeyindeki, Kamışlı ve Efrin’deki PKK/PYD’liler neden Kobani’ye geçmiyor? 2-PKK/PYD, Suriye Baas Rejiminin müttefiki. Suriye Baaas rejimi, neden her yeri bombaladığı halde, kendi hukuki sorumluluğu içinde de olan Kobani’de IŞİD’e karşı hava saldırısı yapmıyor? 3-PKK/PYd güçleri Kobani’ye geçiş koşullarına sahip değilse, Kürt silahlı güçleri pêşmergeler nasıl Kobani’ye geçecek? 4-PKK/PYD’nin pêşmergenin Kobani’ye geçişi ve desteği için talepte bulunup bulunmadığı da sorgulanmadı. Bir talebin olmadığı açığa çıktı. Çünkü PKK/PYD Kürdistan’ın Batısında tekçi otoriter rejimini devam ettirmek istiyor. Kürdistan’ın Batısındaki diğer Kürdistani örgütlerin silahlı güçlerinin de Kürdistan’a geçişine izin vermiyor. Onların iktidar paylaşımına yol açacağından korkuyor. 5-Irak federal bir devlet. Kürdistan federe bir devlet ve Irak federal devletinin bir parçası. Kürt silahlı güçlerinin, Kobani’ye geçmesi için, Kürdistan parlamentosunun kararı ve Irak federal meclisinin onayı da gerekiyordu. Gelişmeler ve durum analiz edilirken, bu gerçek atlanarak yapılıyordu. Sonuçta Kürdistan parlamentosu karar aldı. Federal meclis onay verdi. Kürt silahlı güçlerinin Kobani’ye geçişine izin verildi. 6-Kürt silahlı güçlerinin, Kobani’ye geçmesi için ABD öncülüğündeki Koalisyonun onayı, Türkiye’nin de izni gerekiyordu. Bu gerçek de anlaşılmıyordu. Netice olarak da öyle oldu. Kürt Silahlı Güçlerinin Kobani’ye Geçişinin Anlamı… Kürdistan’ın parçalanmasına rağmen tek ülke, Kürtlerin ortak ülkesi; Kürt milletinin de tek millet olduğunu, Ortadoğulular başta olmak üzere tüm dünyaya anlattı. Kürtlerin, Kürdistan’ın bütün parçalarından aynı milli duygulara ve amaçlara sahip olduğunu ifade etti. Kürtlerin de, diğer milletler gibi ulusal birlikleri temelinde, devlet sahibi olmak istediklerini herkese anlattı. Bu nedenle, Kürdistan’ı sömürgeleştiren ülkelerde “demokratik cumhuriyetleri” istemek, Kürt ulus devletine ve Kürtlerin bağımsızlığına karşı olmak, Kürtlere dair düşünceler değil. Sömürgeci merkezlere bağlı Kürtlerin düşünceleri olduğunu açığa çıkardı. Kürdistan Başkanı ve Kürdistan Federe Devletine olan güveni, sevgiyi açığa çıkardı. Kürdistan Başkanı Mesut Barzani’nin, yüzyıllık bir mücadelenin sembolü ve sentezleşmiş bileşkesi olduğunu açığa çıkardı ve hatırlattı. Kürdistan Federe Devleti ve Kürdistan Başkanına düşmanlığının, sün'i, ideolojik, örgütlü bir çabaya dayalı olduğunu ortaya koydu. Kürtlerin, demokrasiye ve çoğulculuğa inancını; otoriter tekçi jakoben yapılara karşıtlığını gösterdi. Kürdistan’ın parçalanmış halinin, her parçaya özgü stratejilerin tayin edilmesi gerekliliğini, stratejik işlerin birbirine karıştırılmamasını, siyasette gerçekçi, rasyonal olunmasını; maceracı olunmamasını gösterdi. Kürt silahlı güçlerinin, hem bir Kürt milli gücü ve hem de uluslar arası bir güç olduğu onayladı. Kürdiatan Federe Devleti’nin bağımsız devlet olmasının temellerini güçlendirdi. Bu nedenle, Kürt silahlı güçlerinin, Kobani’ye geçişi, milli bir dayanışma gücü olduğu kadar, ULUSLARARASI BİR DAYANIŞ GÜCÜ OLDUĞUNUN UNUTULMAMASI GEREKTİĞİNİ İFADE ETTİ. Kürdistan Silahlı Güçlerinin Kobani’ye Geçişinin Doğuracağı ve Doğurması Gereken Sonuçlar… Kürdistan silahlı güçlerinin Kobani’ye geçişi, Hewler Antlaşmasının devamı olarak nitelendirilen Duhok Antlaşması sonrası gerçekleşti. Bu antlaşmaya göre: 1-KürdiStan’ın Batısında Ortak bir Siyasi ve Askeri Yönetim ve Ortak Askeri Güç olacak. 2-Kanton yönetiminden vazgeçilecek. 3-Suriye Baas rejiminden uzaklaşılacak ve rejime karşı muhalefet güçleriyle birlikte olunacak. 4-Kürdistan örgütlerinin, Kürdistan Federe Bölgesinde eğitilen silahlı güçlerinin Kürdistan’ın Batısına geçişi sağlanacak. Bu antlaşma hükümleri, Kürdistan yönetimi tarafından da desteklenen hükümler. Duhok Antlaşması da Kürdistan Başkanı’nın öncülüğünde yapıldı. PKK/PYD, sıkışık olduğu için, bu antlaşmaya evet demek zorunda kaldı. Çünkü koalisyon güçlerinin Kobani’ye müdahalesi, Kürdistan Başkanı ve yönetiminden geçiyordu. Hewlêr-Duhok Antlaşması, Kürdistan’ın Batısında demokratikleşmeyi ve çoğulculaşmayı amaçlayan; PKK/PYD Diktatörlüğüne son verilmesini öngören antlaşmalar. PKK/PYD’nin bu antlaşmayı hayata geçirmesi yapısal karakterine aykırı olduğu için hayli şüpheli bir konumda. Kürdistan silahlı güçlerinin Kobani’ye geçişi, bu antlaşmaların bir boyutuyla uygulanması, demokratikleşme ve çoğulculuğa kapının aralanmasıdır. Özgür Suriye Ordusunun da Kobani’ye gitmesi, Türkiye’nin Kürt silahlı güçlerinin Kobani’ye gitmesine izin vermesi, bu amaca matuf görülmektedir. Kürdistan’ın Batısının çoğulculaşması konusunda uluslararası koalisyonun, Kürdistan ve Türkiye hükümetleri arasında bir konsensusun, antlaşmanın olduğu görülmektedir. Bu gelişmelerin, olumlu ya da olumsuz olduğunu yaşayarak göreceğiz. Amed, 1 Kasım 2014 Yükleniyor...
|