SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
STKlar ve DİSİADCumartesi akşamı Liluz Otelde Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (DİSİAD) İdari Meclis Toplantısı vardı.
İlk kez katıldığım böyle kapsamlı bir toplantıda sivil toplum kuruluşlarının önemine bir kez daha şahit oldum. Gerçekten STK'lar insanların tek tek yapamadıklarını birlikte yapan, kuruluşlardır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil etmesidir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlardan dolayı sıkıntılar çekmektedir. 150 bin STK'nın olduğu ülkemizde bunlardan 80 bin tanesini STK'lar, 60 bini hemşehri dernekleri, 5 bini meslek odaları, 3 bin kadarını da vakıflar oluşturuyor. Türkiye'de günden güne sayısı artan STK'ların ülke gündeminde son yıllarda oldukça etkili oldukları gözlemlenmektedir. Sivil toplumun hem örgütsel yaşam olarak, hem demokratik yönetim tarzı olarak beraber düşünülmesi gerekir. Sivil toplumlar dostluk ve arkadaşlıkların kurulduğu, acıların ve sevinçlerin paylaşıldığı ortak yerlerdir. Gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerde her ne kadar boşa harcanan zaman olarak görülse de STK'lar, İnsanların boş vakitlerini randımanlı ve yararlı bir şekilde geçirmesini sağlar ve topluma yararlı bireyler kazandırır. STK'lar maddi çıkar düşünmez. Bazı STK'ların hedef kitlesi kuruluş amaçlarında belirlenen kitleler olup, belirledikleri alan dışında bir şey yapamazlar yani içe dönük çalışırlar. Bu da etkilerinin azalmasına sebep olur. Güven ilişkisine dayanan sivil toplumlar da maddiyat lafı olmaz. Sivil toplum aktif ve sorumlu vatandaşlığın yaşama geçtiği alandır. STK'lar siyasi otoritenin baskısından uzak, kamusal alanda etkili kuruluşlardır. Gönüllülük temeline dayanan STK'lar çoğulcu demokrasiden katılımcı demokrasiye geçişi sağlar. Yani; katılımcı demokraside birey, kendine yeni yaşam kalıplarını birey olarak değil, STK'lar sayesinde siyasi partilere girmeden de sağlayabilir. STK'lar bireysellikten, toplumsallığa geçişi sağlar. Kişi yurttaşlık bilincini kazanır. Günümüz de hukukun üstünlüğü, temel insan hak ve özgürlükleri, katılımcı demokrasi ve laiklik vazgeçilmez evrensel değerlerdir. Bu evrensel değerler çerçevesinde STK'ların aracılığı ile talepler ifade edilebilir ve haklar korunabilir. Kısaca; Sivil Toplum Kuruluşlarının yönetimler üzerindeki etkinliği, o ülkeleri daha çağdaş ve demokratik hale getirmektedir. Bu nedenle STK'lar demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarıdır. Demokrasilerde nasıl ki, siyasal partiler olmazsa olmazı ise, Sivil Toplum Kuruluşlarında Demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ülkemizde demokrasinin tam oturmasını istiyorsak, Sivil Toplum Kuruluşlarına gereken önemivermeliyiz. Sivil toplum kuruluşları sadece düşüncelerini ifade eden değil, aynı zamanda proje üreten, sorunlara çözüm arayan, bilimsel araştırmalar yapan, hizmet eden ve barışçıl bir yapıya sahiptir. Ülkemizde ise, STK'lar korkulan ve devlete düşman olarak algılanmaktadır. Hâlbuki Sivil Toplum Kuruluşları devletimizin yapmış olduğu çalışmalara yardımcı ve destek olacağı ortak çözümlerin bulunabileceği kuruluşlardır. Bu İşbirliği ülkemiz için büyük yarar sağlayacaktır. STK'lar halkın sesi, gözü ve kulağıdır. Devlet ve halkın arasında bir köprüdür. Devletin ve vatandaşların tüm hak ve hukukunun savunucusudur. Toplumumuzda yaşayan bireylerin bilinçlendirilmesi, Sivil Toplum Kuruluşlarının nedenli önemli olduğu, birlik ve beraberliğin sorunları çözmekte olmazsa olmaz bir şart olduğu anlatılması gerekmektedir. Ülkemizdeki Demokratikleşme sürecinde sivil toplum kuruluşlarının yaptığı katkılar ortadadır. Sonuç olarak, DİSİAD'ın İdari Meclis Toplantısında gözlemlediğimiz kadariyle Diyarbakır'daki STK'ların proje üreten, sorunlara çözüm arayan, bilimsel araştırmalar yapan, hizmet eden kuruluşlar olduklarına şahit olduk. Bu konuda başta DİSİAD'ın genç başkanı Burç Baysal, olmak üzere, OSGİAD Başkanı Hüsnü Pervane'ye GÜNSİAD Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu'na ve ismini burada yazamadığım STK'nın değerli temsilcilerine, bu kadim memlekete yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. Diyarbakır’ın böylesine genç, dinamik, ve çalışkan insanlara ihtiyacı var. Ortak paydamız olan medeniyetler şehri Diyarbakır'ı hak ettiği yere getirmek dileği ve umuduyla... Esen kalın... Kaynak.Yeniyurt gazetesi http://www.yeniyurtgazetesi.com/yazar.asp?yaziID=7817 Yükleniyor...
|