SON DAKİKA
Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde…
Fırat başkan ilk sözünü tuttu:…
İş İnsanı Saffet Çerçi’den Mübarek…
Diyarbakır bir değerini kaybetti! İhsan…
‘AKADEMİSYEN GEÇİNENLER BUNLARSA VAY HALİMİZE...’
Yahya ERİKLİ yahyaerikli@gmail.com
Son dönemlerde olan bu tatsız acı hadiseler nasıl işleniyor bilmem ama şu bir gerçek ki amaç ülkeyi Suriye’ye çevirip taş üstünde taş bırakmamak. Sosyal kültürel ekonomik olarak gelişen ve Ortadoğu’ya yön vermeye model olmaya talip olmakla gelen bu düşmanlıklar keşke direk dışardan gelse. Ama ve lakin ne yazık ki içimizden ciğerimizden vurulmak en acısı bir takım sözde akademisyen olmuş zavallılar sizi anlamıyoruz değil bakın yayınladığınız metnin tam tersini anlatan olay ve hadiselerden bir kaç örnek. Sakın bu örnekleri verirken asla taraf olmadan vereceğim. Hendekler kazılmaya başlandı, halk evine korku panik içine girdi. Hendek kazanlar halkı kendilerine her türlü desteği vermesini aksi halde onlara bedel ödeteceği tehdidi yapıldı. Mağdur semt insanları artık yapılanlardan kaçmak istedi, ama hiç bir insan ev eşyasını değil giyeceklerini dahi almadan kaçmış herkes kendi tanıdığı akraba dost arkadaşlarına sığınmış ama bir çoğu köşe bucakta kalmış gidecek bir yeri dahi yok olanlar mevcut şehir mahalleleri adeta savaş mevzileri ve cephanelikle doldu. Bunlara karşı asker polis devreye girmeyecekmiydi ve hata bu konuda hükümetin zaafi var deyip bu olayların neden o kadar uzun sürdüğü ve halk bunların bir an evvel temizlenmesini istemesini müsaade etmekteyiz. Peki sormazlar mı adama bu vatanın hakimine savcısına askerine polisine halkına bu katliamları yapanlar sebep değil mi? Bu semtlerde kırk sekiz yıl yaşayan bir birey olarak hadiseyi afaki yazmıyorum ha asker ve polisin halka gayet itina ile davrandığı kesin bide geçmişe bir göz atalım. Düne göre sadece ufak bir değişiklik var; Önceleri köylerden, mezralardan şehir merkezlerine göç ediyorlardı, şimdi şehir merkezlerinden başka yerlere göç ediyorlar. Önceleri mezraları yakılıyor, köyleri yakılıyor, hayvanlarından, bağ ve bahçelerinden mahrum ediliyorlardı. Şimdi şehirlerdeki evlerinden, iş yerlerinden, okullarından, camilerinden mahrum ediliyorlar. Bütün bunlar PKK ve türevlerinin henüz tam olarak hâkim olmadıkları, birazcık güçlü oldukları yerlerde gerçekleşiyor. Ya bir de tam olarak hâkimiyeti ele geçirdiklerini, iktidara geldiklerini düşünebiliyor musunuz? Rojava ve Kobani'de nelerin olduğunu biliyor musunuz? Oralardan sürgün edilenlerle hiç görüştünüz mü, onları dinlediniz mi? Fakat oralardan haberdar olmasanız da şimdi bizim bölgemizde olup bitenleri görüyorsunuzdur herhalde. Bu Kürt solunun, bu Marksist ve Maoist örgütün bölgeye tam hâkim olduğunu, iktidarda olduğunu düşünebiliyor musunuz? Nelerin olacağını tahayyül edebiliyor musunuz? Bırakınız bölgedeki dindar Kürtleri, İslami düşünceye sahip olanları, kendi partilerine rey verenlerin dahi bunlardan neler çektiğini ibretle izliyoruz. HDP'ye rey verdikleri halde, birçok konuda PKK'ye destek oldukları halde çatışmalara fiili olarak katılmadıkları için, evlerini kendilerine tam olarak açmadıkları için dövülenleri, öldürülenleri ve topluca göç edenleri izliyoruz. Aslında Komünizmin kitabında yazılı olan budur, sicilinde kayıtlı olan budur; Kendileri gibi düşünmeyenleri, kendilerinden olmayanları imha etmek. Komünist ve sosyalist ihtilallerin tarihini bir daha okuyun, Rusya'da, Varşova paktı ülkelerinde, Kamboçya'da nelerin olduğunu bir daha gözden geçirin. Yüzde yüz kendileri gibi düşünmedikleri için iktidara geldiklerinde kendi ırklarından milyonlarca insanı nasıl katlettiklerini bir daha görün.
Yükleniyor...
|