Bugün: 24 Ağustos 2025 Pazar
Anasayfam Yap Favorilere Ekle Künye
Yeni Üyelik Üye Girişi
  • Ana Sayfa
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Tüm Yazarlar
  • İletişim
  • SON DAKİKA
    Çermik’te Melike Belkıs Şenliği Coşkuyla…
    Çermikliler Büyük Konserde Buluşuyor
    Atik ve Yavuz Ailelerinin Düğünü…
    Çermik’te İstişare Toplantısı ve İnceleme…

    Kürdistan Devleti ve Kürdistan-Arabistan Konfederal Devleti…

    25 Nisan 2014, 01:05
    12
    14
    16
    18

    İbrahim GÜÇLÜ

    (ibrahimguclu21@gmail.com)

    İnsanlık tarihi çok eski olduğu gibi, aynı dili konuşan ve aynı topraklar üzerinde yaşayan halkların oluşumu tarihi de o kadar eski. Halk toplulukları, insanlığın evrimleşmesine bağlı olarak evrimleştiler. Belirli tarihi aşamalardan geçerek, ulus kategorisi olarak şekillenmeye başladılar.

    Halk topluluklarının ulus kategorisi olarak şekillenmesinin tarihi de çok eski. Ama ulusların, kendi ulus devletlerini kurmalarının tarihi yeni, 18. Yüzyılda ortaya çıkar, Fransız devrimi ile kategorik bir özellik kazanır.

    Ulusların kendi kaderlerini tayin etmelerinde genel planda ulus devletlerin oluşumu dönemi başlar. Ama ulusların kendi kaderlerini tayin etmesi sadece ulus devletlerin kurulmasıyla sonuçlanmaz. Aynı zamanda, birlikte yaşayan ulusların ortak rızalarına dayalı, statü ve haklar açısından eşitlikçi bir sistem oluşumuna yol açan, ulus üstü, sınıflar üstü, ideolojiler üstü devletler, federal devletler oluştu.

    Uluslar, Bağımsız ve federal devletlerin yanında, bağımsız devletlerin kendi egemenliklerini sınırlı da olsa devrettikleri, bağımsız devletlere dayalı konfederal devlet tarzında da kendi kaderlerini tayin ettiler.

    Tüm insanlık ve halk toplulukları için söz konusu olan bu evrimleşme ve gelişmenin uluslaşma sürecine tırmanması Kürtler için de geçerlidir. Kürtler de, Ortadoğu’nun eski bir topluluğu, halkı ve ulusudur. Kürtlerde de uluslaşma ve ulusal duyguların/reflekslerin tarihi, 1600’ların bir vakıası olduğu, Ehmedê Xanî’nin klasik edebi ve felsefik eseri olan Mem û Zîn incelendiği zaman çok rahatlıkla saptanır.

    Kürtlerde uluslaşma ve ulus duygu/reflekslerin gelişmesi: Kürdistan’ın ve Kürtlerin bölünmesi, 1639 yılında, Fars İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki bölünme  döneminde gündeme geldi. Kürtlerin ve Kürdistan’ın bu bölünme sürecinden sonra, Kürt uluslaşması ve ulusal hareketlerinin gelişmesi, farklı merkezlere ve merkezi otoritelere bağlı olarak gelişmeye başladı. Kürtlerin ve Kürdistan’ın bu bölünmesi, aynı zamanda Kürtlerin ulus devletlerini kurmamalarında,  temel ve stratejik engellerinden biri oldu.

    Kürtlerin ulus olarak ve Kürdistan’ın ülke olarak bölünmesi, stratejik ve kaotik yeni bir sürecin başlamasına da kaynaklık etti.

    Kürt ulusunun ve Kürdistan’ın bu stratejik ve kaotik bölünme süreci, 1923 yılında gerçekleşen Lozan Antlaşmasıyla daha da derinleşti. Kürt ulusu ve Kürdistan dört parçaya bölündü. Kürdistan ve Kürt ulusu, dört devletin,  T.C, İran, Irak, Suriye Devletlerinin sömürgeci egemenliği altına girdi. Bu devletler de İngiltere ve Fransa’nın güdümünde oluşan ve yaşamlarını onlara göre sürdüren devletlerdi. Bu nedenle, Kürdistan, bölünmüş uluslar arası bir sömürge ülke; Kürt ulusu, bölünmüş  uluslararası sömürge bir ulus haline geldi.

    Kürt ulusunun ve Kürdistan’ın dört devletle ilişkisi klasik dönemdeki sömürgelerdeki ilişkilerden daha geri ve daha barbar bir ilişki tarzıydı. Kürtlerin ve Kürdistan’ın yokluğuna ve inkarına dayanıyordu.

    Kürt ulusu ve Kürdistan dört parçaya bölünüp, uluslararası sömürge bir ulus ve ülke haline geldikten sonra, uluslaşması, ulusal hareketlerinin gelişmesi ve kendi kaderini tayin etme süreci, farklı dört merkeze göre evrimleşti, gelişti ve şekillendi.

    Ama ben bu yazımda Kürdistan’ın Güneyinde ulusal hareketin ve Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etme mücadelesinin evrimleşmesi üzerinde durarak, gelinen aşamayı tanımlamaya çalışacağım.

                                               ******

    Kürdistan’ın bölünmesinden sonra, Kürdistan’ın Güneyinde de ulusal hareketler ve Kürtlerin kendi kaderlerini  tayin etme mücadelesi, yüzyıllık bir geçmişe dayanmaktadır.

    Kürdistan’ın Güneyindeki ulusal hareketler de, yenilgiler yaşamışlar ve başarılar elde etmişlerdir. Ama şu bir gerçek ki, Kürdistan’ın Güneyindeki ulusal hareket sürekli ve kesintisiz bir hareket olmuştur. Kürdistan’ın Güneyindeki ulsal hareketler, belirli aşamalarda belirli siyasi statüler de kazanmışlardır.

    Güney Kürdistan’daki ilk statü kazancı, Şeyh Mahmut Berzenci’nin öncülüğünde gerçekleşmiştir. Kürdistan’da saltanat kurulmuştur. Ama ne yazık ki, bu Kürt saltanatı, Irak merkezi sömürgeci hükümeti ile İngiltere’nin ortak askeri hareketi sonucu yıkılmıştır.

    O tarihten sonra ulusal hareketlerin öncülüğü Barzanilerin eline geçmiştir. Barzaniler Kürdistan’da ilk statü deneylerini Kürdistan’ın Doğusunda, Kürdistan Mehabad Cumhuriyeti’inin kuruluşu ile yaşamışlardır.

    Kürdistan’ın Güneyinde, daha sonra Kürtlerin anayasal ve eşitlikçi bir statü kazanmaları 1958 yılında gerçekleşmiştir. Ama bu statünün de ömrü uzun olmamıştır. Bu statüye, Irak merkezi sömürgeci yönetimi keyfi bir şekilde son vermiştir.

    Kürdistan’ın Güney’indeki 1958 yılının anayasal ve eşitlikçi statüsünün yıkılmasından sonra, Kürdistan’da 1961 yılında “Eylül Devrimi” başlamıştır. Kürdistan’ın Güneyinde başlayan bu yeni ulusal devrim hareketi, 11 Mart 1970 yılında Irak merkezi sömürgeci yönetimi tarafından kabul edilen deglarasyonla ve anlaşmayla, güçlü silahlı güçlere sahip “Otonomi Statüsünü” elde etti.

    Kürdistan’ın Güneyindeki Otonomi Statüsü, 1975 yılında Irak merkezi sömürgeci yönetimiyle Kürdistan Otonom Bölgesi arasında başlayan ve yenilgi ile sonuçlanan savaşla son buldu.

    Kürdistan’ın Güneyinde o güne kadar Kürdistan Demokrat Partisi öncülüğünde devam eden ulusal hareket, Kürdistan Yurtsever Birliği’nin kurulmasıyla yeni bir veche, karakter, özellik kazandı. 1975 yenilgisinden sonra hemen silahlı başlayan ulusal hareket, Körfez Savaşından sonra, Kürdistan’ın belirli bir bölgesinde, ABD’nin öncülük ettiği uluslar arası güçlerin denetiminde sınırlı özgür bir statü kazandı.

    Önce Kürdistan Demokrat Partisi ve daha sonra Kürdistan Yurtseverler Birliği, tek taraflı Irak Federal Devletine karar verdiler. Kürdistan’da federe statüyü yapılandırdılar. Kürdistan Meclisini oluşturdular. Demokratik genel seçimler yaparak Kürdistan Hükümetini oluşturdular.

    Bu tek taraflı statü yapılanması, ABD ve müttefiklerinin 2003 yılında Irak’a müdahale etmesi, Irak’ta Baas ve Saddam Diktatörlüğünün yıkılmasından sonra, yeni bir aşamaya geldi. Bu aşama, Irak’ta Federal ve Kürdistan’da Federe Devletin kurulması aşamasıydı.

    Araplar ve Kürtler yeni toplumsal sözleşme olan ve federal devleti çerçevelendiren yeni bir anaysa taslağı üzerinde anlaşma sağladılar. Bu yeni anayasa 2005 yılında referanduma sunuldu ve bu yeni anayasa ezici bir oy çoğunluğuyla kabul edildi.

    Yani Kürtlerle Araplar, eski otoriter, üniter, tekçi, Kürtlere ve diğer etnik topluluklara eşitlikçi davranmayan sistemden yeni bir sisteme, federal sisteme teorik da olsa geçiş yaptılar. Birlikte ortak yeni bir yaşamaya karar verdiler.

    Kürtler yeni anayasa referandumunda aynı zamanda, Kürtlerin statüsü konusunda da referandum gerçekleştirdiler. Bu referandumda Kürtlerin yüzde 98’i Bağımsız Kürdistan’ın kurulması doğrultusunda oy kullandılar. Ne yazık ki, Kürdiatan yöneticileri halkın bu karara göre hareket etmediler. Federal bir sisteme evet dediler.

    Ama işin gerçeği, Irak teorik olarak federal bir devlet olmasına rağmen, fiilen Konfederal Devlet olarak yapılanmıştı. Ama buna rağmen, federal bir devletin anayasası üzerinde anlaşma sağlandı.

    Bu süreçte federal devletin çözeceği en önemli sorun, Kerkük ve Kürdistan yönetiminin egemenliği dışında kalan  bölgeler sorununun çözülmesiydi. Bu sorunun 2007 yılında yapılacak bir referandumla çözülmesi gerekirken, Irak Federal yönetimi bunu erteledi ve ipe un serdi. Bu erteleme, Kürt yöneticilerinin zaaflarıyla da bütünleşince kangren oldu.

    Bunun yanında, özellikle Maliki’nin başbakan olmasından sonra devlet, federal bir devlet gibi değil, üniter, milli bir Arap Devleti gibi işletilmeye başlandı. Bu işleyiş tarzı, Arap Bölgesinin federe olmasının ve genel düzeyde devletin federal yapılanmasının önüne geçti. Kürdistan Federe Bölgesi ile her gün sorunların çoğalmasına, sorunların çözümsüzleşmesine yol açtı.

    Gelinen aşamada federal devletin, ihtiyaca cevap vermediği anlaşılmıştır. Bu gerçek, çok açık bir biçimde Kürdistan yönetimi ve siyasal partileri tarafından ifade edilmektedir.

    Kürtler, Irak’ta federal devlete alternatif olarak, konfederal devleti önermekteler. Bunun için de, Kürdistan’ın ve Arabistan’ın bağımsız iki ayrı devlet olmaları, bu iki bağımsız devletin konfederal devlet olma konusunda karar almaları, bir toplumsal yeni sözleşme yapmaları ve yeni bir anayasa üzerinde anlaşmaları gerekir.

    Koşullar, konfederal bir devletin, Kürtlerin, Arapların ve diğer etnik grupların çıkarlarına daha uygun olduğunu ortaya koymaktadır.

    Kürdistan yönetimi ve lideri Mesut Barzani, konfederal devletin demokratik, siyasi ve barışçıl bir şekilde gerçekleşmesini istemektedirler. 21. Yüzyılda iki medeni toplumun bu konuda ortak karar almaları; uluslar arası camianın da buna destek olması kadar doğal bir şey olmaz.

    Kürtler, bu taleplerinde ısrarlı olmalıdırlar. Bunun için ulusal ve uluslar arası planda yeni bir çalışma başlatmaları gerekir.


    YORUM YAZ, SEN DE GÖRÜŞÜNÜ BİLDİR
  • Yükleniyor...
    YAZARLAR Tümü
    YILMAZ ACU BİR İNSANLIK ABİDESİNE VEDA: MERHUM FERİT BORA
    Yahya ERİKLİ 7. CÜZDEN MESAJLAR..
    MEHMET ÇET Yeni yılınız ( 2024 ) Kutlu Olsun
    ibrahim GÜÇLÜ Hikûmeta Kurdistanê divê baş bizane ku îro dereng e û lê sibê derengtir dibe…
    Abdülkadir Nur GÖRDÜK DEPREM VE MUHASEBE
    GAZETE MANŞETLERİ
    SON DAKİKA
  • Çermik’te Melike Belkıs Şenliği Coşkuyla
  • Çermikliler Büyük Konserde Buluşuyor
  • Atik ve Yavuz Ailelerinin Düğünü Görkemli
  • Çermik’te İstişare Toplantısı ve İnceleme
  • Dicle Üniversitesi’nden Çermik
  • Diyarbakır’da yaz tatiline spor desteği
  • SİİRT VALİSİ'NDEN SİİRT VAKFINA ZİYARET
  • Sağlık-Sen’den Kamu İşverenine Tepki:
  • FOTO GALERİ Tümü

    • Manzara Resimleri

    • Komik Resimler

    • RASTGELE RESİMLER
    ÖZEL HABER
  • Çermikliler Büyük Konserde Buluşuyor
  • Atik ve Yavuz Ailelerinin Düğünü Görkemli Bir Şölene
  • Ergani’de Unutulmaz Nişan Töreni: Uzan ve Eryiğit Aileleri Bir
  • Başkan Erdem 'den İsrail’e Sert Tepki: “İnsanlık Suçu
  • Parklara ayaklı çöp kovaları montajlanıyor
  • 15 Temmuz şehidinin eşi: "Onun eşi olduğum için çok gururluyum"
  • Eşbaşkanlardan Katılımcı Bütçe Paydaş ziyaretleri
  • Eşbaşkanlardan Temizlik Müdürlüğü emekçisine teşekkür
  • Çermik Belediye Başkanı Şehmus Karamehmetoğlu: “Aşure,
  • Çüngüş Belediye Başkanı Ali Suat Akmeşe: “Bu Gün, Hem
  • HAVA DURUMU
    VİDEO GALERİ Tümü

    • Günün en çok izlenen komik video

    • Davos'un Arka Planı

    • Recep Tayyip Erdogan One minute!
    NAMAZ VAKİTLERİ
    SÜPER LİG
    ARŞİV
    Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Künye | İletişim | Sitene Ekle | Reklam| RSS 2.0 2025 © Diyarbakır Haber Merkezi Tüm Hakları Saklıdır !

    Yazılım: Haber-Sistemi