SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bir ilki daha gerçekleştirdiHer geçen gün daha fazla sayıda insana hizmet veren ve yeni ünitelerin açılmasıyla hizmet ağını geliştiren Diyarbakır Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir ilke daha imza atıldı.![]() Başhekim Prof. Dr. Yusuf Yağmur’un göreve gelmesiyle birlikte adeta çağ atlayan ve en zor cerrahi müdahalelerin bile başarıyla yapıldığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 74 yaşında ileri derece astım-bronşit, kalp yetmezliği ve abdominal aort aevrizması (balonlaşmış aort damarı) olan Ali Bilen isimli hastaya açık ameliyatı ve anestezi (narkoz) riskinin yüksek olması nedeniyle balonlaşmış damara Endovasküler (kapalı) tedavi yöntemi uygulandı. Operasyonda, hasta belden uyuşturuldu ve yaklaşık iki saat süren bir müdahale ile kasık damarlarından karnındaki balonlaşmış damar devre dışı bırakıldı. Başarılı geçen cerrahi operasyon sonrası görüşlerini dile getiren Başhekim Prof. Dr. Yusuf Yağmur, endovasküler cerrahi tedavi gibi teknolojik müdahalelerin Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp-Damar Cerrahisi ekibi tarafından başarıyla uygulandığını belirterek, bu hizmet için sosyal sağlık güvencesi olan hastalardan hiçbir ek ücret alınmadığına dikkati çekti.
Başhekim Yusuf Yağmur, şunları söyledi: ‘Mesai arkadaşlarımla birlikte çıktığımız bu hizmet yolculuğunda çıtayı yüksek tutmuş ve Diyarbakır’ı, Ortadoğu’nun Sağlık Üssü haline getirmeyi hedeflediğimizi belirtmiştim. Diyarbakır kentimiz, sadece Doğu ve Güneydoğu’nun değil, aynı zamanda bütün Ortadoğu’nun sağlık üssü olmaya aday. Değerli hocalarımızın Bugün gerçekleştirdikleri başarılı cerrahi operasyon ile çok önemli bir dönemeci daha geçmiş durumdayız. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bölgemiz halkının, bu tür hastalıkların tedavisi amacıyla şehir dışına gitmelerine gerek yok. Hastanemiz bünyesinde bir ilki daha gerçekleştirdik. 74 yaşındaki hastamızın abdominal aort anevrizması mevcut. Abdomial anevrizmalar öldürücü bir hastalıktır. Yaklaşık çapı 5.5 cm ve üzerinde olan anevirizmaların patlama riski yüksektir ve patladığında da yaşamsal tehlike arz eder. Hastamızda yaklaşık 5.5 cm çapında anevrizma vardı, yani patlamaya yakın bir duruma gelmişti. Tıp dilinde Anevirizma dediğimiz husus, balonlaşma diye tabir ettiğimiz, ana aort damarının balonlaşmasıdır’.
EN ZOR CERRAHİ OPERASYONLAR BİLE BAŞARIYLA YAPILIYOR
Hastane bünyesinde birbiri ardına hizmete giren yeni üniteler ile artık en zor cerrahi müdahalelerin bile kolaylıkla yapılabildiğine dikkati çeken Yusuf Yağmur, şöyle devam etti: ‘Kalp damar cerrahi ekibimiz de, diğer bütün birimlerimiz gibi her gün yeni bir ilke imza atıyor. Çok kısa zaman içerisinde kalp damar cerahisi alanında ülkemizin en gelişmiş hastanelerinde bile zor yapılabilen operasyonları başarıyla gerçekleştirdiler. Op. Dr. Tevfik Güneş ve uzman ekibi hastaya kasıktan girerek anevrizmanın içine bir stent yerleştirdiler. Bu stent patlamaya engel olacak ve dolayısıyla hastanın artık çok büyük operasyonlar geçirmesine gerek kalmadan kısa sürede sağlığına kavuşmasını sağlayacak cerrahi müdahale başarıyla yapıldı. Hastamızın şu anki sağlık durumu gayet iyi. İnşallah kısa zamanda sağlığına kavuşacaktır.
1991 yılından itibaren tüm dünyada uygulanmaya başlanan ve 2000'li yıllardan sonra hem dünyada hem de ülkemizde yaygın olarak uygulanan endovasküler tedavi Hastanemiz Kalp-Damar Cerrahisi Kliniği'nde ilk kez Op. Dr. Tevfik Güneş öncülüğünde Op. Dr. Selim Aydın, Op. Dr. Fırat Altın, Op. Dr. Barış Kutas, Op. Dr. Utkan Sevük, Op. Dr. Börteçin Eygi, ve Op. Dr. Kamuran Erkoç'tan oluşan Kalp-Damar Cerrahisi ekibi tarafından uygulandı. Ameliyatsız bir yöntem olan endovasküler cerrahi tedaviyi bir kamu hastanesi olan Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk kez gerçekleştirmenin gururunu yaşamaktayız’.
KALP CERRAHİSİ EKİBİNİN BÜYÜK BAŞARISI
Görüşlerini dile getiren Op. Dr. Tevfik Güneş ise çok mutlu olduklarını belirterek, şunları söyledi: ‘Endovaskiler ameliyatlar yaklaşık 20 yıllık yeni gelişen teknolojiler olup, ülkemizde son 10 yıldır yapılmaya başlamıştır. Daha önce hastanemizde uygulanmamış olan bu tedavi yöntemini uygulayarak, abdomial aort anevrizmasının tedavisini gerçekleştirdik. 74 yaşındaki hastamız açık yapılacak bir ameliyatı kaldıramayacak durumda olduğu için ve hastayı kaderiyle baş başa bırakamayacağımız için gerekli tüm tahlilleri yaparak Endovasküler (kapalı) ameliyatını yapmaya karar verdik. Son derece başarılı bir operasyon gerçekleştirdik. Hastamız yeşil kartlı olması bizim bu tedaviyi uygulamamazı engel değildi. Çünkü tüm tedavi masrafları devlet tarafından ödenmektedir. Bu nedenle hastamızın tek kuruş bile ödemesine gerek kalmamıştır. Artık hiç kimsenin İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerimize gitmesine gerek yok. Hastanemiz bünyesinde bütün olanaklarımız mevcut olup bu tür teknolojik ameliyatlar başarıyla yapılabilmektedir.
‘İSTANBUL’U DİYARBAKIR’A GETİRDİK
Aort kalpten çıkan ve vücudun tüm atardamar ağının kaynak aldığı ana damardır. En büyük atardamarımız olan aort, göğüs veya karın bölümlerinde yer almaktadır. Ağırlıklı olarak karın bölgesinde, böbrek damarlarının çıkışından sonra görülen ve aort damarının balonlaşması anlamına gelen anevrizma, hiçbir bulgu göstermemesi nedeni ile patlayarak ani ölümlere yol açmaktadır.
Anevrizmaların büyük çoğunluğunun farklı nedenlerle yapılan muayeneler esnasında tesadüfen ortaya çıkmaktadır. 60 yaşın üzerinde, özellikle sigara kullanan ve hipertansiyonu olan erkeklerin yüzde 6'sından fazlasında anevrizma (balonlaşma) görülmektedir. Balonlaşan aortun çapının 5 santimetreyi geçmesi halinde damarda patlama (rüptür) riski oluşmaktadır. Balonlaşan aortun çap büyüklüğü arttıkça, patlama riski de artar; dolayısı ile hastalar ani ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Yapılan istatistiksel araştırmalara göre; aort damarında patlama gerçekleşen hastaların yüzde 50'den fazlası, hastaneye yetiştirilemeden hayatlarını kaybetmekte; acil olarak, hastaneye yetiştirilebilen hastaların ise ancak yüzde 50'si kurtulabilmekte.
Anevrizma'nın tedavisinde, erken tanı çok önemli bir role sahiptir. Fizik muayene ve ultrason gibi basit tanı yöntemi ile hastalığın tanısı kolaylıkla konulabilmektedir. Risk faktörleri taşıyan 60 yaşın üzerinde özellikle de sigara içen ve hipertansiyonu olan erkeklerin en az bir kez ultrason yaptırmaları önerilmekte.
Anevrizma tedavisinde; açık ameliyat ve endovasküler tedavi (damar içine girilerek yapılan müdahale-ameliyatsız tedavi) yöntemi uygulanabilmektedir. Günümüzde aort anevrizmalarının endovasküler tedavisi, seçilmiş ve yüksek riskli hastalarda yaygın olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir. Endovasküler yöntem ile tedavi edilen hastalar 48 saat süre ile hastanede kalıp, 1 hafta içerisinde de günlük yaşam aktivitelerine dönebilmektedirler. Açık ameliyat ile tedavi olan hastaların ise 7 ilâ 10 gün boyunca hastanede kalıp, 3-4 hafta içerisinde günlük yaşam aktivitelerine dönebilmektedirler’.
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|