REFLÜ DEYİP GEÇMEYİN

Özellikle son yıllarda düzensiz ve dengesiz beslenme, alkol, kafein tüketiminin artması, asitli içecekler ve sigara kullanımı nedeniyle reflü hastalarında gözle görülür bir artış yaşandığına dikkat çeken Op. Dr. Mehmet Ekmen, şunları söyledi:

‘Reflü, ağıza alınan gıdaların mideye iletilmesini yemek borusu (özofagus) sağlar. Şekil olarak hortuma benzeyen yemek borusunun mideyle birleşen alt ucunda, sadece gıdalar geçtiğinde açılan diğer zamanlar kapalı duran bir kapakçık (sfinkter) bulunmaktadır. Bu sfinkter, mide asidinin ve mideye girmiş olan gıdaların yemek borusuna geri kaçmasına engel olur. Yemek borusu alt ucundaki sfinkterin gevşekliği nedeniyle mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasına "Reflü" adı verilir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Yemek borusu alt ucundaki sfinkterde gevşeme olduğunda mide asidi yemek borusuna geri kaçarak, Mide ekşimesi, yanması, Göğüste yanma, ağıza acı - ekşi su gelmesi gibi şikâyetlere yol açar.

Şayet mide asidi nefes borusuna sızacak olursa; Ses kısıklığı, Öksürük, Boğazda takıntı hissi, gece gelen krizlerle kendisini gösteren astım, aşırı horlama ve uyku bozukluklarına yol açabilir.

REFLÜ’YE YOL AÇAN UNSURLAR

En önemli neden bir seferde çok miktarda yemek yemektir.

Diğer nedenler ise şunlardır: Nikotin (sigara - puro - tütün içeren tüm ürünler), Kızartılmış veya yağlı gıdalar, kafein (kahve - çay - kola, çikolata), Asitli meyveler ve meyve suları, nane ve naneli yiyecekler, alkol, hamilelik, Mide fıtığı (Hiatus hernisi), belli bazı ilaçlar’.

HAYAT KALİTESİNİ ETKİLİYOR

Reflü hastalığının büyük önem taşıyan ve hayat kalitesini ciddi oranda etkileyen bir hastalık olduğuna dikkati çeken Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Ekmen,şöyle devam etti:

‘Yemek borusuna geri kaçan mide asidinin yol açtığı mide ekşimesi-yanması, göğüste yanma ve ağıza acı-ekşi su gelmesi, kronik öksürük, ses kısıklığı hayat kalitesini ciddi olarak etkiler. Tedavi edilmediği takdirde reflü yemek
borusunda iltihap, ülser, kanama, darlık, Barrett Özofagus (yemek borusu iç yüzünde görülen kanser öncesi değişiklik) gibi daha ciddi
sorunlara da yol açabilir.

TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Reflü kronik bir hastalıktır. Tedavide amaç reflü yakınmalarını gidermek, varsa yemek borusunda oluşmuş hasarlanmayı iyileştirmek ve gelişebilecek komplikasyonları önlemek yönündedir. Bu amaçla 3 tip tedavi uygulanmaktadır:

Bunlardan ilki ‘Yaşam tarzı değişiklikleri’ dediğimiz yöntemdir.

Bu yöntemde, yemekler daha az miktarda ve daha sık öğünler halinde yemeye dikkat edilir. Yağlı yiyecekler, çikolata, nane, acılı gıdalar ve asitli içeceklerden uzak durulur. Fazla kilolardan kurtulmaya çalışılır. Özellikle sigara ve alkol tamamen bırakılır. Bunların dışında hastamız, çok sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçınmalıdır. Çünkü özellikle yüksek ısı yemek borusunda hasar oluşturabilir. Yemeklerden sonra en az 2-3 saat yatmaktan ve egzersiz yapmaktan kaçınılmalıdır. Bu arada beli sıkan kemer, korse ve dar kıyafetler kesinlikle kullanılmamalı. Hastamız, yatağının başını yaklaşık 15-20 cm yükseltmelidir. Ayrıca bazı ilaçlar, reflüye yol açabileceği için, kullanmadan önce kesinlikle doktora danışılmalıdır’.

İkinci yöntemin ise ‘İlaç Tedavisi’ olduğunu belirten Op. Dr. Mehmet Ekmen, şöyle devam etti:

‘Bu tür tedavi yönteminde amaç, yaşam tarzı değişikliklerinin yanısıra uygulanan ilaç tedavisinde amaç yemek borusuna geri kaçan ve reflü belirtilerine yol açan mide asidini azaltmaktır. Günümüzde çok etkili ilaçlar ile hastalık bulguları tümüyle tedavi edilebilmektedir.

Üçüncü tedavi yöntemi ise ‘Cerrahi Tedavi’dir. Reflü tedavisinde cerrahi tedavinin amacı, yemek borusu alt ucunu sıkılaştırarak mide asidinin geriye kaçışını engellemektir. Bu yöntem, en son başvurulacak çaredir. Yani yukarıda sözünü ettiğimiz tedavi yöntemleri denendikten sonra gerekli durumlarda başvurulur’.