Bugün: 27 Ağustos 2025 Çarşamba
Anasayfam Yap Favorilere Ekle Künye
Yeni Üyelik Üye Girişi
  • Ana Sayfa
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Tüm Yazarlar
  • İletişim
  • SON DAKİKA
    Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma…
    Çermik Kaplıcaları Dünyada İkinci Sırada
    Polis Emeklileri Derneği’nden Diyarbakır’da Yeniden…
    Çermik’te Melike Belkıs Şenliği Coşkuyla…

    “Kürdistan Parti Girişiminin” Karakteri ve Özellikleri Üzerine (II)

    27 Kasım 2013, 13:29
    12
    14
    16
    18

    “DDKK’li Dar Bir Grubun Öncülüğündeki Kürdistan Parti Grişiminin Varacağı Yer” konusunda  Gelewej Gazetesindeki köşemde bir yazı yazdım. Bu yazıma ilişkin olarak bana çok sorular geldi. Bu soruların toplamının sentezi, “Kürdistan Parti Girişiminin karakteri, özellikleri, ideolojisinin ne oldukları ve bu konular hakkında  ne düşündüğümle” ilgiliydi. Bu sorulara tek tek cevap vermem kamuoyunu aydınlatmaktan uzak olacaktı. Bu nedenle, bu konuyu kamuoyuna açık köşemde yazmayı uygun gördüm.

                                                          *****

    Öncelikle yaptığım değerlendirmelerin, bütün parti girişimleri ve çalışmalarıyla ilgilenmemin anlaşılması için temel bir tespit yapmayı doğru buluyorum. Aynı zaman da benim tutumumun anşılması ve tutumunun tepkiden öteye temel bir değere ilişkin olduğunun anşılması bakımından da önemli olacaktır.

    Hep yazdığım bir konu var. Bu konuda Kuzey Kürdistan Kürtlerinin geneli arasında bir kabul durumundadır. O konu da: Bütün milletlerin tecrübelerinin de gösterdiği gibi Kürt Milli Hareketinin örgütlenmesi dini ve sosyal aristokrasi, geleneksel yönetici Kürt kesimleri tarafından gerçekleşti.

    19. Yüzyılda Badirhan Bey (1840) ve Şeyh Ubeydullah Nehri (1880) tarafından geliştirilen Kürt Milli Hareketlerinde olduğu gibi,  20. Yüzyılın başlarında kurulan Kürt örgütleri de Kürt geleneksel yönetici tabakaları tarafından oluşturuldular. 1919 yılında Koçgiri’de başlayan, 1925 ve 1932 devam eden, 1938 yılında katliamlarla sonuçlanan Kürt ulusal direnme hareketlerinin hepsi de Kürt yönetici sınıflarının öncülüğünde gerçekleştiler.

    Bu gerçek olgu, Kürdistan’ın Güneyi ve Doğusundaki milli direnme ve ayaklanma hareketleriyle ilgili de geçerli. Kürdistan’ın Doğu ve Güneyinde Kürt yönetici sınıfları, örgütlenmelerini, mücadelelerini sürekli kılabildiler. Kürdistan’ın Güneyinde 1970 yılında Kürdistan Otonomisinin kuruluşu ve günümüzde Kürdistan Federe Devleti bu sürecin ve Kürt yönetici sınıflarının mücadelesinin sürekliliğinin bir ürünüdür. Elbette Güney Kürdistan’da 1975 yılında Celal Talabani öncülüğünde kurulan Kürdistan Yuırtseverler Birliği aynı zamanda küçük burjuva toplumsal ve aydın kesimleri sürece katarak, süereci daha da zenginleştirdi. Doğu Kürdistan’da, Kürdiatan Mehabad Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve 1979 yılında sonra kitlesel silahlı Milli Kürt hareketinin gelişmesi yine bu sürecin sürekliliğinin bir sonucudur. Sürece, Komela’nın katılması da bir zenginlik oldu. Komela da İran Kürdistan Demokrat Partisi geleneğinden gelen devrimci kesimin oluşturdu bir örgütlenme.

    Ama ne yazık ki, Kürdistan’ın Kuzeyinde 1938 Dersim Katliamından sonra bu süreç kırıldı. Kürt yönetici sınıfları, fiziki olarak kırıma uğradıkları gibi, kırıma uğrmayanlar da ya tarih ve siyasaet dışına itildiler; ya da devletle entegre ve işbirliğine zorlandılar. Bu nedenle o tarihten sonra Kürt yönetici sınıfları kendisi için örgütlü ve örgütsüz siyaset yapamadılar. Kendi örgütlerini kuramadılar. Onlar adına 1965 yılında kurulan ve misyon örgütü olan “Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi” o kesimlerle bütünleşemedi, kesimler de parti etrafında toparlanmadılar, partiye sahip çıkmadılar, kendi ulusal çıkarları için siyaset yapmadılar.

    Kürdistan’ın Kuzeyinde 1965’lerin ortalarından  itibaren küçük burjuvalar ve okumuş takımı Kürtler adına siyaset yapmaya başladılar. Bu siyaset süreci, 1974 yılından sonra çoklu ve ideolojik bir karakter kazanarak gelişmeye, güçlenmeye, kitlesel yapı kazanmaya başladı.

    12 Eylül Öncesinde Rizgarî-Ala Rizgarî, Kawa-Dengê Kawa, Şivanci (Daha sonra DDKD Hareketi olarak tanıma kavuştu), TSKP (Özgürlük Yolu), KUK, Têkoşîn, bu tarihsel sürecin bir ürünüydüler.

    Bu örgütler soğuk savaş döneminin değerleriyle şekillendiler, sosyalist ideolojiye de sıkı sıkıya bağlı kaldılar.

    Bu örgütlenmeler, devleti karşı aldıkları gibi, Kürt yönetici sınıf ve tabakalarını da karşı aldılar. Böylece de devletin tarihsel yok edici siyasetine bilgisizlikleri, manipülasyonlar, Türk sol hareketinin ve Kemalizmin değerlerinin etkisiyle, yardımcı oldular.

    Bu süreç, devletin Kürt milli hareketine karşı geliştirdiği yeni stratejiyle, PKK’nin oluşturulmasıyla, yeni bir karakter ve tasfiye bir yapı kazandı. PKK, gelinen aşama itibarıyla soğuk savaş döneminin bütün örgütlerini tasfiye ederek, onların yerine ikame olmuş durumda.

    Bu nedenle Kuzey Kürdistan’ın farklı, kitlesel, halkçı, yeni bir hareket ve örgütlenme sorunu var. Bu sorun, yeni bir sorun da değildir. Daha önceki yazımda ifade ettiğim ve pratik tecrübelere bakılırsa, bu konuda çok önemli girişimler ve oluşumlar oldu. Bu oluşumların hiçbiri, yeni, kitlesel, ihtiyaca cevap veren milli demokratik oluşumlar olamadılar. Soğuk Savaş Dönemi örgütlenmelerinden ayrışmadılar ya da ayrışamadılar. Yeni hareketin sahip olması gereken toplumsal dinemiklere ulaşamadılar.

    Nitelik değişikliği yaratan kollektif bir topluluğa dayanmıyorlar…

    Kürditan Parti Girişimine öncülük eden grup, onların etrafında kümelenmiş kadrolar soğuk savaş döneminin örgütlerinden gelen kişilerdir. Onlar kişisel olarak farklılaşmayı kendi kişiliklerinde yaratmış olsalar bile, kollektif olarak bir sentezleşme, farklılaşma yaratmış olduklarını söylemek olanaklı değil.

    Bu nedenle, eskinin tekrarından öteye bir şey olamaz. Bu da DDKDK’nin, Rızgarî-Ala Rzigarî’nin, KUK’un, KDP’nin, Kawa’nın, Têjkoşîn’’ın  karikatürü, çok gerisine düşen bir yapı ve örgütlenme olacaktır.

    Farklı toplumsal bir kesime dayanmıyor…                                                     

    1990’lardan sonra, Kürdistan’ın Kuzeyinde ihtiyaç olan örgütlenme sorununu çözmek için yapılan oluşum, örgütlenme ve partileşmeler, bugün Kürdistan Parti Girisişiminin de dayandığı olduğu toplumsal kesim gerçekleştirdiler. Vardıkları yer, dar  bir örgütlenme, soğuk savaş değerlerinden kurtulmama, dar ideolojik davranışı sürdürme, geçmişi toyca ve ilkelce tekrarlamaktan öteye geçmediler.

    Bu oluşumlar, örgütler ve partiler, farklı bir toplumsal kesime ya da kesimlere dayanmadığı için yeni bir örgütlenme, alternatif ve ihtiyaçlara cevap veren bir örgütlenme yaratamadılar.

    Kürdistan Parti Girişimi de, ismi geçen örgütlerin dayandığı toplumsal, dar, eski siyaset sınıfına dayanmaktadır. Bu nedenle, o oluşum, örgüt ve girişimlerden öteye gidemez.

    Bireysel hukuka da dayanmıyor ve gizli bir şekilde geçmiş örgütlerin koalisyonu olarak kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor…

    Kürdistan Parti Girişimi’nin ana çekirdeğini DDKD’nin dar ve de ikinci kadrosunun ağırlıklı olduğu kesim teşkil ediyor. Bu gerçek, diğer kesimler için de geçerli.

    DDKD sosylaist gelenekten gelen, halen ideolojik bir değişim sürecinden geçmiş değil. Diğer örgütlenlerden gelen kadrolar da sosyalist gelenekten geliyorlar. 

    Bu gerçek, DDKD açısından daha problemli bir durumdadır. Çünkü DDK’nin bahsi geçen dar kadrosu ilk girişimde bulunduğu zaman DDK’lileri bir araya getirdi. Bunun bir yeni oluşum için bir aktör ve yardımcı özne olduğunu ileri sürdü. Ne yazık ki bu DDDK’lilik uzun zaman devam etti. Sadece bir dönüşüm grubu olarak devam etmedi. Bir harekete dönüştü.

    Ayrıca somut bir DDKD örgütlenmesi ortaya çıktı.

    Böylece DDKD’nin parametreleri üzerinden hareket etmek, kaçınılmaz oldu. Eski DDK ruhu, düşüncesi, davranış kalıpları, alışkanlıkları, ilişkileri kaçınılmaz olarak devam etti.

    Son toplantıda DDKD’li olmayan kadrolarla toplantı yapıldığ zaman da, DDKD Hareketi bir dönüşüm geçirmemişti. Toplantıda DDKD’liliğe sürekli vurgu yapılması konusundaki veri de, bu dönüşümün olmadığını ve yeni bir kültürün ortaya çıkmadığını ortaya koyuyor.

    Bu nedenle DDKD’lilik,  varlığını olduğu gibi “Kürdistan Parti Grişimi”ne taşıdı.

    Bu nedenle, yeni bir partiyi bireysel bir hukuka dayalı olarak oluşturma isteği ve amacı olmasına rağmen, verili ve somut gerçek durum bununla çelişir haldedir. Kollektif ve grup hukuku hakim durumda.

    Toplantı sonrasında yayınlanan sonuç bildirisinde geçmiş örgütsel kollektiflere işaret edilmesi de, DDKD’liliği dengelemek, ondan farklı kimliklerin de olduğunu ifade etmek kaygısıyla hareket edilmiştir. Ayrıca DDKD’li gruba katılım gösteren arkadaşların kendilerini ifade etme, kimlik tanımlamasıyla geçmişlerini hatırlatmayla, DDKD’lilikle aynılaştığını ifade temek istemek anlamına gelir.

    Bu nedenle “Kürdiatan parti Girişim”, bireysel hukuka dayalı bir oluşum değil, eski örgütsel yapıların, üstelik misyonu son bulmuş olan örgütlerin, gizli bir koalisyonu, kaçınılmaz bir konsept olarak kendsisini ortaya koymaktadır.

    Dayandığı yeni bir fikir yok…

    12 Eylül sonrasında Kürdistan’daki örgütlerin fiziki ve ideolojik olarak tasfiye edilmelerinden sonra, yeni, aternatif, ihtiyaçlara cevap veren, kitlesel bir örgütlenmenin ortaya çıkması için yeni bir fikrin/düşüncenin/felsefenin/geniş anlamda bir ideolojinin olması gerekirdi.

    Ne yazık ki bu yeni fikir ya da geniş ideoloji oluşturulamadı. Bu nedenle de yeni bir örgütlenmede ortaya çıkmadı.

    Bütün yeni örgütsel girişimler, örgütler ve partiler, bazen açık ve bazen de gizlice eski düşünce ve ideolojilere dayanma belasından kurtulamadılar.

    Bu nedenle de, yeni olan değil, eskinin tekrarı örgütlenmeler; hem de eskinin ilkel, geri halleri tezahür etti.

    Bu bela “Kürdiatan Parti Girişimi” için de geçerlidir. Kürdistan Parti Girişimi de, yeni bir düşünceye sahip değil. Sahip olması da olanaklı değil. Çünkü DDKD’li grup uzun zaman eskisis gibi kalmaya devam etti. Son toplantıda onlarla bir araya gelenler de  birlikte yeni bir düşünce yaratma olanaklarına sahip değillerdi. Bunun için zaman olmadığı gibi, izlenen yol ve metod da yeni bir düşünce yaratmaya everişili ve olanaklı değildi.

    DDKD’li Dar Yeni hareket geçmişteki bağımlılık ilişksisini günümüzde PKK bağımlılığı ile devam ettirdi…

    DDKD, Türkiye’de Kürdisatan Demokrat Partisi geleneğine bağlı olarak örgütlendi. Güçlü ve derin bir yurtseverlik ve Kürdistanilik  duygusuna sahipti. Fakat bir aşamadan sonra farklılaşmaya başladı. Kendi içinde o derin ve güçlü yurtseverlik ve Kürditanilik duygusunu taşımasına rağmen, TKP ile olan ilişkileri bağlamında yurtseverliğini ve Kürdistaniliğini revize etmeye başladı. İster istemez bir bağımlılık ilişkisi içine girdi. Örgütlenmesini, yapılanmasını, rotasını buna göre ayarladı.

    Günümüzde de bu iki eğilim kendisini yeni koşullarda, farklı bir biçimde gösteriyor. DDKD geleneğine bağlı olan iki kesim son gelişmelerin ışığında da ortaya çıktı. Kürdistani eğilimle, PKK Türkiyeciliğine yakın olan eğilim.

    Kürdistan Parti Girişimi içindeki DDKD grubu PKK ile ilişkli olan bir eğilim. Bu eğilim, PKK ile olan ilişkileriyle yeni bir örgütlenmeye ihtiyaç olmadığını aslında ortaya koydu ve koyuyor. Buna rağmen yeni bir örgütlemnmede ısrar, sadece dar grup anlayışını devam ettirme ve belli pazarlıkları gerçekleştirme isteği olabilir.

    Bu konuyla ilgili DDKD içinde kaynayan bir kazan olduğu da bilinmekte.


    YORUM YAZ, SEN DE GÖRÜŞÜNÜ BİLDİR
  • Yükleniyor...
    YAZARLAR Tümü
    YILMAZ ACU BİR İNSANLIK ABİDESİNE VEDA: MERHUM FERİT BORA
    Yahya ERİKLİ 7. CÜZDEN MESAJLAR..
    MEHMET ÇET Yeni yılınız ( 2024 ) Kutlu Olsun
    ibrahim GÜÇLÜ Hikûmeta Kurdistanê divê baş bizane ku îro dereng e û lê sibê derengtir dibe…
    Abdülkadir Nur GÖRDÜK DEPREM VE MUHASEBE
    GAZETE MANŞETLERİ
    SON DAKİKA
  • Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma
  • Çermik Kaplıcaları Dünyada İkinci Sırada
  • Polis Emeklileri Derneği’nden Diyarbakır’da
  • Çermik’te Melike Belkıs Şenliği Coşkuyla
  • Çermikliler Büyük Konserde Buluşuyor
  • Atik ve Yavuz Ailelerinin Düğünü Görkemli
  • Çermik’te İstişare Toplantısı ve İnceleme
  • Dicle Üniversitesi’nden Çermik
  • FOTO GALERİ Tümü

    • Komik Resimler

    • RASTGELE RESİMLER

    • Manzara Resimleri
    ÖZEL HABER
  • Çermikliler Büyük Konserde Buluşuyor
  • Atik ve Yavuz Ailelerinin Düğünü Görkemli Bir Şölene
  • Ergani’de Unutulmaz Nişan Töreni: Uzan ve Eryiğit Aileleri Bir
  • Başkan Erdem 'den İsrail’e Sert Tepki: “İnsanlık Suçu
  • Parklara ayaklı çöp kovaları montajlanıyor
  • 15 Temmuz şehidinin eşi: "Onun eşi olduğum için çok gururluyum"
  • Eşbaşkanlardan Katılımcı Bütçe Paydaş ziyaretleri
  • Eşbaşkanlardan Temizlik Müdürlüğü emekçisine teşekkür
  • Çermik Belediye Başkanı Şehmus Karamehmetoğlu: “Aşure,
  • Çüngüş Belediye Başkanı Ali Suat Akmeşe: “Bu Gün, Hem
  • HAVA DURUMU
    VİDEO GALERİ Tümü

    • Davos'un Arka Planı

    • Recep Tayyip Erdogan One minute!

    • Günün en çok izlenen komik video
    NAMAZ VAKİTLERİ
    SÜPER LİG
    ARŞİV
    Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Künye | İletişim | Sitene Ekle | Reklam| RSS 2.0 2025 © Diyarbakır Haber Merkezi Tüm Hakları Saklıdır !

    Yazılım: Haber-Sistemi