BÜROKRATLARDAN İLLÜZYON SANATI…

Yaptıkları sihirbazlık gösterilerini ne başbakan görebilir, nede ALLAH’ın yarattığı bir mahluk. Onlar o denli yeteneklidirler işte.

Birkaç örnek vermek gerekirse ki bu örnekleri açlığın, perişanlığın, garibanlığın ve ezilmişliğin merkezi olan Diyarbakır’dan vereceğim ki bilin burada sadece şiddettin ve çatışmalı ortamların değil illüzyon sanatının ustaları da bulunuyor.

         Örneğin Diyarbakır’da faaliyet gösteren EDAŞ yani Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi veya DEDAŞ yüzbinlerce, milyonlarca lira vererek elektrik sistemini alt yapıya geçirdiler. Yeni, gıcır gıcır trafolar diktiler, Herkes gazetelere manşet yaptı hizmetleri ben dahi. Sonuç eskisinden kötü, acemice ve illüzyon sanatının BİR ANDA YOK EDİLEN, ORTADAN KAYBEDİLEN MİLYONLARCA LİRALIK gösterisi. Hadi söyleyin bakalım! Kim bu kadar becerikli olabilir? Tabi HAKKA hizmet, halka hizmettir. Bu yok olan yüksek meblağlar bir şekilde kendini gösterecektir.

Yine Aynı kurumlar ve Bir anda hurdalıkta bulunması gereken milyon dolarlık hurda bakır kablolar, hiçbir emniyet kaydı olmadan kayboluyor. Sorulduğunda bilmiyoruz gibi gevrek bir cevap. Çayda yanında olsa iyi gider gibisinden cevaplar. Yine olan DEVLETİME oluyor. Zavallım, biçarem hangi illüzyoniste yetişecek ki…

Tabi bahse konu olan mekanlardaki siğorta, kablo ve diğer vs malzemelerin de gerçekten kullanılıp kullanılmadığı konuları ise muamma.

         Sonra dönüp geleceğimizin teminatı olan, en büyük yatırımımız çocuklarımıza. Onları geleceğe yatırım yapmak için okullara gönderirken, bir diğer finans kuruluşu olan Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı olan okul yönetimine teslim ediyoruz. Akşam eve gelen babaya çocuğun söylediği ilk söz; “Baba okuldan 100 lira istediler. Okul aile birliği için” yada 150, kimi yerde 200-250 lira oluyor bu paralar. Okul mevcutlarını hesapladığınız zaman zaten Bin kişinin altına düşmüyor. Okul yönetimi bir anda bir dönem içinde kayıt parası, aidat, yardım, kitap parası, kıyafet parası gibi ekstra gelirleri hesaplamaz isek 150 Bin lirayı tahsil ediyorlar. Peki nereye harcıyorlar? Harcanan yer yok. Ve para yine ortada yok. Ne illüzyon ama değil mi?

         Okullarda bilindiği gibi kıyafet mecburiyeti bulunuyor. Okul yönetimleri genelde bir adres verirler, verdikleri adresten başka yerden de alışverişi kabul etmezler.45 ile 55 lira arası olan kıyafetleri 90 ile 150 lira arasında bir rakam ile anlaştıkları yerden aldırırlar. Arada oynayan miktar ise yine ortadan kaybolur. Ne illüzyon ama değil mi?

         Bu uzman illüzyonistlere bir örnekte sağlık sektöründen verelim de hatırları kalmasın.

Örneğin geçtiğimiz günlerde Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 50 tona yakın alüminyumdan oluşan baca filtresi polis tarafından yakalanmıştı. Olayın hikayesi şöyle: Eğitim ve araştırma hastanesinde bir gurup illüzyonist yönetim boşluğundan faydalanarak bacalardan sökülen hurda olarak tabir edilen Alüminyum baca malzemelerini günün herhangi bir saatinde çıkartır. Yolda bu başıboş alüminyumlar polis kontrolüne takılır,  Toplu Konut emniyeti tarafından işlem yapılır ki işlem ne aşamada bilemiyoruz ve işlem sonrası olayın akıbeti hakkında bilgi alamıyoruz. Çünkü Emniyet Departmanımız olması gerektiği gibi çok ketum. Bu yakalanan alüminyumların dışarı nasıl firar ettikleri, kimlerin yardım ve yataklık ettiğini araştırmak gerekir diye düşünüyoruz.

         Bir Üniversiteye de saygılarımızı iletmezsek hatırları kalır diye düşünüyorum.

Geçtiğimiz günlerde bir ihale yapılır, ihaleye katılanlardan birinin vekâletnamesi olmadığı halde pazarlık aşamasında son dakikaya kadar direnir. Daha sonra ihale beklenen 5 katına çıkar ve ihale bir vatandaşta kalır. KİK’e göre mevzuata ve usule aykırı ihale iptal edilmeli denir ama edilmez. Nede olsa Dicle Üniversitesi burası. Yönetim ise konuya vakıf. Acaba ne tür bir mantık yürütülmüş bu çalışmada uzmanlarına sormak gerekir.

EEEEEEE Büyükşehir Belediyesini pas geçmek olmaz. Bir su zammı yaptılar ki hala vatandaş sersem, hala hipnozdan kurtulamadı. Yüzde 20’lik su zammı ile kendine gelemeyen vatandaş, faturaları ödeyemezken bu zammın İllüzyon sanatının hangi kademesinde olduğunu anlayamıyor.

         Bu köşe yazısını daha da örneklendirip, yeşillendirebilirdim. Siz sevgili okurlarımızı germesin, daha fazla sıkmasın diye kısa tuttum. Hangi kurumu irdeledikse altından çer çöp çıktı. Tabi denetimsizlik, başıboşluk ile iyi niyetin olmaması devletin kaynaklarının har vurulup harman savrulmasına neden olurken, devlet/vatandaş güvenine dayalı ilişkiyi de ciddi oranda zedeliyor. Şimdilerde kirin, pasağın, kötü niyetin ve pisliğin içine girmediği bir kurumu arıyorum. Bulursam sizleride haberdar edeceğim.

Saygılarımla

besenk@hotmail.com