SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() Yerel Seçimler ve PopülizmYerelde seçim demek, halkın gerçek anlamda birebir muhatap olduğu demokrasi anlayışı ve yönetim biçimi demektir. Demokratik yerel katılım kentsel yaşam, yerel bilinç ve kimliğin oluşmasına etki ederek ekonomik, sosyal ve kültürel konuların tartışılması ve bu konularda ulusal/yerel ölçekte halkın belirleyici olması, gerçek anlamda demokrasiye ulaşmada önemli katkılar sağlayacağı gerçeği yadsınamaz. Türkiye demokrasi tarihi kör topal bir görünüm arz etmektedir. Bu sosyolojik gerçeklik hem ulusal alanda hem de yerelde aynıdır. Artık günümüzde hiçbir şey yerel/bölgesel kalmamaktadır. Sınırların her alanda kalktığı bir dünyada yaşıyoruz. Dolayısıyla yerel yönetim yani bir kentin yönetimi artık ‘demode ve popülist belediyecilik’ anlayışı ile yürümemektedir. Hâlbuki siyasi partilerden beklenen yerel yönetim anlayışı bu değildir. Artık yerel yönetim organlarının sadece seçimle işbaşına gelebileceğinin öngörülmesi bu kurumlara demokratik özellik kazandırmaya yetmemektedir. Biçimsel koşulların bir adım daha ilerisine geçilerek gerçek bir halk katılımının sağlanması gereklidir. Bu ise toplumdaki tüm katmanlara yönetime katılım yolunu açmakla mümkün olur. Demokrasi kavramının başlıca öğeleri olan halkın katılımı, çoğulculuk ilkesi ve liderlerin hem danışmaya önem vermeleri hem de seçmene karşı hesap verme sorumluluğu hissetmeleri yerel ölçekte de geçerli değerlerdir. Çağımızın yönetsel gerçekleri ve işleyiş biçimleri açısından bakıldığında, yerel yönetimler ile demokrasi, özerklik, katılım ve yönetişim kavramları birbirini tamamlamaktadır.
Hâkim Belediyecilik Anlayışını Terk Etme Zamanı Gelmiştir
Önümüzdeki Mart yerel seçimlerinde eskiden beri süre gelen belediyecilik anlayışının dışında ‘yenilikler’ görme beklentisi her vatandaşta gün be gün artmaktadır. Artık dünya ile birlikte bizde eski fikirlerin yıkılması gerektiği anlayışının bilincine varmalıyız. Siyaset bazen iktidar için bir mücadeleden başka bir şey değildir. Bu doğru ise, siyasî fikirler sadece propagandadır; sırf oy veya destek kazanmak amacıyla tasarlanmış birkaç özel söz veya slogan. Fikirler ve ideolojiler, sadece siyaset dünyasının kara gerçeklerini gizlemek için kullanılan “pencere süs”leridir. Artık ideolojik ve jakoben (tepeden inmeci) anlayışlar terk edilmelidir. Bizim yeni fikirlere yeni projelere ihtiyacımız var. Belediyecilik anlayışımız artık asfalt ve üst geçit yapmanın ötesine gidebilmelidir. Ufkumuzun ve hayallerimizin kentleri ‘abartman ve gecekondu’ arasında sıkışmış ucube mimarinin ötesine geçmelidir. Yeni kentlerimiz ‘Paris ve Londra’yla yarışmalıdır. Onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış, buram buram tarih/sanat ve kültür kokan bir Diyarbakır neden Roma ile yarışmasın, İstanbul dünyanın kültür merkezlerine neden meydan okumasın. Ankara dünya başkentleri arasında hak ettiği yerini neden almasın? Dolayısıyla bu tür kentlerin yönetimine talip olmuş olan siyasi partiler ve belediye başkan adaylarının vaatleri arasında bunlarda olsa fenamı olurdu. Vizyonu geniş, herkesi kendine hayran bırakacak projeleri olan kaç belediye başkan adayımız var? Bu durumu özetlemek gerekirse, yerel seçimler üzerine yaşanan bu tartışmalarda ‘asıl unsur yani halkın beklentileri’ ikinci plana atılmıştır. Dolayısıyla, kültür kokan/sanatla kalkıp tarihle oturan/turizmin başkenti olan ve iyi yönetişim alanında demokrasinin kalesi olan kent hayalimizi başka bir bahara erteleyeceğiz gibi. Yerel seçimleri ideolojik kısırdöngülere kurban eden anlayışların özelde kentlerimize genelde ise bu topluma faydası yoktur. Ülkemizin zenginliği olarak görülmesi gereken etnik ve dinsel yapımızın günübirlik/ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı siyasete malzeme edilmesi kimseye fayda getirmez. Türkiye demokrasini güçlendirecekse bunu yerelde sağlayacağı iyi yönetişim örnekleriyle olacaktır. İdeolojilerden ve ucuz sloganlardan arınmış duru bir yerel yönetim anlayışı toplumu rahatlatacaktır. Siyasi partilerimiz artık toplumu boğan ve kentlerimizi yaşanmaz hala getiren ‘çağdışı yerel yönetim’ anlayışlarından ivedilikle vazgeçmelidirler. Bir mevki ve makam için siyasi partiler ve başkan adayları toplumun değer yargılarını çiğnetmemeli ve içini boşaltmamalıdır. Yerel yönetimlerde daha öncede belirttiğimiz gibi modası geçmiş ucuz polemikler ve ideolojik argümanlarla dolu söylemler değil projeler yarışmalıdır.Saygılarımla esen kalın… ALPER AKHAN MECLİS ÖZEL GENEL KOORDİNATÖRÜ Yükleniyor...
|