SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() 174’ncü yıldönümünüz kutlu olsun!!!Polis kelimesi anlam olarak kentte kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlamakla görevli örgüt olarak tanımlanmaktadır. Ülkemiz de emniyet teşkilatının kuruluşu ise 1845 yılına dayanmaktadır. 1845 yılında Osmanlı devleti zamanında ilk olarak ortaya çıkan polis kavramı günümüzde önemi artarak devam etmektedir. PVSK’ ya göre polis nedir? PVSK yani “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu” olan kanuna göre polisin tanımı şu şekilde yapılmıştır. Polis vazife ve salahiyet kanunun 1.maddesine göre Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Polis yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar. Polisin görevi polis vazife ve salahiyet kanunda da görüldüğü üzere oldukça kapsamlıdır. Yani Polisin görevleri arasında can, ırz veya mal emniyetini korumak için, Devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümlerin faillerini yakalamak veya delillerini tesbit etmek için, Devlet kuvvetleri aleyhine, yalnız veya toplu olarak taarruz veya mukavemette bulunanları yakalamak, veya bunların taarruz veya mukavemetlerini def etmek için, Hükümete karşı, şiddet kullanan veya gösteren veya mukavemet edenlerin yakalanması, taarruz veya mukavemet edenlerin def edilmesini sağlamak, ağır cezalı bir suçun sanığı olarak yakalandıktan sonra güvenlik kuvvetlerinin elinden kaçmakta olan şahısların yakalanmasını sağlamak, işlenmekte olan bir suçun işlenmesine veya devamına mani olmak, kanunsuz toplantı veya kanunsuz yürüyüşleri dağıtmak veya suçlularını yakalamak, umuma açık yerlerde yapılan her türlü toplantı veya yürüyüşlerde veya törenlerde bozulan düzeni sağlamak ve son olarak herhangi bir sebeple tıkanmış olan yolların trafiğe açılması için mücadele etmektir. Şimdi gelelim asıl meseleye, polis teşkilatımızın görevleri bunlar ya, biz Diyarbakırlılar bu bahsedilen görevleri bir dönem önce ya görmek istemedik, ya göremedik, yada göstermediler takii, bize Polislerin kötü olmadığını, Polislerin halk için mücadele ettiğini, polislerin asli görevlerinin bu yukarıda saydıklarım olduğunu, polislerin bizler için gerekirse canını verebileceğini öğreten Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ı tanıyana kadar. Yıl 1997 Diyarbakır’a tayini çıktı Şehit Emniyet Müdürümüz Ali Gaffar Okan’ın, o dönemleri yaşayanlar bilirler Diyarbakır halkı tüm polisler demiyeyim ama bir çok polis tarafından sürekli baskı altındaydı zaten herkesin tabiriyle o dönemin en sıkıntılı kentlerinden birinde yaşıyorduk işte o dönem yaptığı girişimler, halkla diyaloglar, emrinde olan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ndeki tüm emniyet mensubu polislerimize Diyarbakır halkına zulüm edeni yakarım sözleri bizlere Polisin varlığını sevdirdi, polisin kötü olmadığını gösterdi, polisin biz halk için mücadele ettiğini hissettirdi. Halk olarak hiç tanımadığımız köşe bucak kaçmaya çalıştığımız polisleri bizlere o kadar benimsetmişti ki Şehit Emniyet Müdürümüz Ali Gaffar Okkan halk olarak kendisine artık “Gaffar Baba” diye hitap ediyorduk. Öyleki kente geldiği ilk gün Diyarbakır’da fark yaratmaya başlamıştı. Onun döneminde İl Emniyet Müdürlüğü’nü kentin bir çok noktasına dağıttı, artık Diyarbakır’ın en tehlikeli mahallelerinde bile emniyetin binası olacaktı. MOBESE sözcüğünü kimse bilmezken Diyarbakır sokaklarına kameralar kurdurdu. Okkan, göreve başlamadan önce Diyarbakır’daki kadın polisler emniyet binasından pek çıkmazdı. Okkan kadın polislerin sokağa çıkmasını sağladı. Polislere halktan uzak durmamaları emrini verdi. Bu polisler için bir ilkti. Sıradan bir amir değildi. Bunu polisler anlamıştı, sıra halktaydı. Diyarbakır esnafıyla sıcak ilişkiler kurdu. Her hafta onları ziyaret etti, telefon numarasını “bir derdiniz olursa arayın” diyerek herkese verdi. Önünde ceket iliklenmesine karşı çıktı. Çocukları çok sevdi. Diyarbakır halkı ilk ve belki de son kez böyle bir emniyet müdürüyle tanıştı. Merhum Müdürümüz, bizim tek mutluluk kaynağımız olan Diyarbakırspor’u da sahiplendi. Gaffar Baba Diyarbakırspor'u da es geçmedi. Üçüncü lige düşürülmek istenen Diyarbakırspor’un toparlanmasını sağladı. Neredeyse her maçı izliyor, saha kenarında futbolculara tezahürat yapıyordu. En büyük hayali Diyarbakırspor’un 1.lige çıkmasıydı. Ancak bunu hazmedemeyen terör örgütleri böyle bir müdürü bizlere layık görmediler ki 24 Ocak 2001’de haince, alçakça bir pusu ile kıydılar müdürümüze, Diyarbakır’da zaman o an durdu. Diyarbakır halkı Gaffar babasını kaybetmişti. Diyarbakır halkı olarak ilk kez bir emniyet mensubunun cenazesinde kenetlenmiştik, cenazesi çok kalabalıktı. Esnaf dükkanlarını açmadı, minibüsçüler yola çıkmadı. Diyarbakır halkının neredeyse tamamı oradaydı. Çünkü Diyarbakır halkı Gaffar Okkan’ı tanıdıklarında ilk kez devletin “baba” yönünü tanımışlar, adil ve eşit yaklaşımla karşılaşmışlardı. Okkan’ı öldürenler belki hikâyenin o akşam bittiğini düşündüler ama Diyarbakır halkı Okkan’ı hiç unutmadı. Doğan çocuklarına isimlerini verdiler, fotoğraflarını dükkanlara astılar. İşte böyleydi Şehit Müdürümüz Gaffar Okkan’ımız… Bende bir Diyarbakırlı olarak gurur duyduğum Merhum Şehit Emniyet Müdürümüz Gaffar Okan nezdinde Türk Polis Teşkilatımızın 174. kuruluş yıl dönümünü kutluyor, aziz vatanımızın dört bir yanında milletimizin huzuru ve güvenliği için gece gündüz fedakârca görev yapan polislerimize sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. Saygılarımla… Ramazan SEYKAN Yükleniyor...
|