AVRUPA “ARAP SOSYALİZMİNİ YOK EDELİM”

Geçenlerde ailece tanıştığımız ve İktisat Profesörü olan bir dostum bana çok çarpıcı bir mail atmıştı. Tabii bu dostum Kürt duyarlılığı yüksek olan, Sol cenaha yakın duran, İslami kimliğini de koruyan ve aynı zaman da “demokrat” biridir. Ayrıca hükümete de mesafeli ve politikalarını da eleştiren biridir.

            Düşüncesi ve siyasal duruşu ne olursa olsun entelektüel, tartışmanın kültürü ve ahlakını içselleştirmiş, bilimin namusuna inanmış birinin düşüncesi bana ne kadar aykırı gelse de onu dinlemekten, düşüncesini paylaşmaktan, onun düşünce özgürlüğünü savunmaktan ve aykırı düşüncelerin kendilerini ifade etmesi için mücadele vermekten de mutluluk duyarım.

            Sürekli PKK ve BDP’nin politikalarını eleştirdiğimi bildiği içinde sanırım bana bir cevap verme gereğini duymuş ve oturmuş bana bir mail yazmış. Kendisine teşekkür ederim.

Mailinde önce bana iki önemli soruyu soruyor.

“Soru 1: Bir ülkenin ne yapmak istediğini öğrenmek için ne yapmak gerekir?

Soru 2: Hükümetin hangi Bakanlığının faaliyetlerini incelersek ülkenin niyetleri ile ilgili net bilgiler elde edebiliriz?” diyor ve devam ediyor.

“1995 yılında İspanya'nın başkenti Madrid de 1 toplantı oldu. Avrupa devletleri ve Türkiye’de toplantıda vardı. Bir karar alındı. Konuşmacı Norveç Kültür bakanı idi. Alınan karar şudur. Arap sosyalizmini yok edelim. 15 yıl geçtikten sonra Projenin adı değişti:

Arap Baharı oldu. 2 yıldır Arap Baharı Projesi yürürlüktedir. Şimdi mesafeler alındı. Bu arada Türkiye’nin aldığı mesafeyi de görmek gerekiyor. 33 Afrika ülkesinin bağlantısı gerçekleşti. Hava alanları ile anlaşmalar yapıldı. Ekonomik-Askeri-Siyasi-Kültürel angajmanlar tamamlandı.

Kültür bombardımanı ile AFRİKA hedeftedir. 
Orta-Doğuya dönelim, Mısır-Suriye-Irak-İran-Türkiye:
Oluşmakta olan Kürdistan ve Kürt Kültürü hedefte:

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ne dedi? Görüşmeler olacaksa, Dağdakiler DAĞI terk etsin. Hangi ülkeye gideceklerse, gitsinler. Bu ne anlama gelir?

Açıklama: Dağdakiler, en yakındaki Kuzey IRAK gitsinler. Zaten askerdirler. Mesut Barzani’nin Ordusuna katılsınlar. Bu şu anlama geliyor. Kürtler Irak ordusunun yanında yer alsın: ARAPLARA ve IRAK yönetimine karşı mevzilensinler.

Yani. Türkiye'nin tarafında olsunlar. Hem güç olarak, hem Kültür olarak, böyle olursa, Türkiye rahatlar. Hem de Kültürel etkinliği Araplardan almış olur. Suriye’de de benzer uygulamalar vardır.

ÖSO ve o görüntüdeki SİVİL-Türk ASKERLER Suriye ye sızıyorlar. Arap görüntüsü altında, Kürtlere saldırıyorlar. Bu sayede şunun olmasını istiyorlar. Beşar Esat yanlıları ve muhalefet, Kürtlere saldırsın ki, Kürtler-Türkiye'ye muhtaç kalsın. Bundan anlayacağımız şu olacaktır.

Kültür SAVAŞLARI vardır.

Türk Kültürü-etkisini hakim kılmak için, Kürtlerin kendi kültürlerine sahip çıkmalarını önleyelim ve Arap Kültürünün etkisini de kıralım diyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.”diyor.

Ve özet olarak İktisat Profesörü dostum şunu yazıyor:

“BDP-PKK ve Kürtler Barzani’nin tarafına geçsinler. Türkiye ile değil de Araplarla savaşsınlar. Böyle olunca, Zaten otomatik olarak, Kürtler -Türkiye tarafına geçmiş oluyorlar.            

Türk kültürü AFRİKA ya da 33 ülkeye şimdilik olmak üzere, zaten Kültürel-Ekonomik-Askeri yayılmasını gerçekleştiriyor. Hedefteki düşman ARAP kültürüdür. Arada dayak yemesi gerekenler Kürtlerdir. Kürt kültürüdür. İlerisi ve gelecek ise, Türklere ve Türk Kültürüne kalacaktır. Tez bu. Saygılarımla.”deyip bitiriyor yazısını.

            Arap Emperyalizmiyle ilgili Profesör-Doktor, Gazeteci-Yazar Emre Kongar’da “Kültürel açıdan Türkiye’yi etkileyen asıl büyük emperyalizm, Arap Emperyalizmidir.”diyor. Emre Kongar hocanın siyasal anlayışını çok benimsemesem de onun sahip olduğu bilimine, ilimine, entelektüel zenginliğine ve kullandığı haysiyetli kalemine büyük saygım vardır.

            Yazdığı ve benimde okumaktan haz aldığım “Kızlarıma Mektuplar”, “İçimizdeki Zalim” ve “ABD’nin Siyasal İslam’la Dansı” adlı kitaplarından çok şey öğrendiğimi de ifade etmek isterim.

            Söz konusu dostumun sorularına ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın bir ifadesiyle katkı sunmak isterim.

Clinton “Bütün dünya bir apartman gibidir. ABD bu apartmanın en üst ve en lüks katında oturuyor. Aşağıda çıkacak bir yangın, elbette yukarıyı da etkiler. Bu açıdan ABD, apartmanda yangın çıkmasını engelleyecek önlemleri, yangın daha başlamadan almak ve yangın çıkaracak durumlara müdahale etmek zorundadır.”diyor.

            ABD’li yazar Nick Turse; “A Secret War in 120 Countries (120 Ülke de Gizli Savaşlar)” adlı yazısında çok çarpıcı bir iddiayı ortaya atmaktadır.

Yazısında “Amerikan ordusunun içinde yer alan gizli bir kuvvet, Amerikan halkının bilgisi dışında yabancı ülkelere operasyonlar yapıyor. Bu yeni seçkin Pentagon gücü, büyüklüğü ve kapsamı şu ana kadar hiçbir şekilde açıklanmayan küresel bir savaşı yürütüyor” diyor.  

            Nick Turse’nin iddiasını adeta doğrulayan Tim Nye ise “Elbette operasyon yürüttüğümüz tam olarak açıklayamadığımız yerler de var. Bunları söylemek bizim için avantajlı olmayabilir. Bazı ülkeler de iç sebepler ya da bölgesel nedenlerden dolayı bunun bilinmesini istemiyor” diyor.

            Birde 151 yabancı ülkede ABD’nin 510.927 askeri ve 120 milyar ederindeki 761 askeri üssü de hesaba kattığımızda Ortadoğu’da kimin kimi yönettiği, kimin boşa kürek çektiği, kimin Kürtleri, Türkleri ve Arapları’da kullandığı çok daha net belli olacaktır.

Dolaysıyla dünyanın ağası olan Amerikan’nın kendi köylerinde Türklerin ve Kürtlerinde yaramazlık yapmalarına ve kendi çıkarları dışında hareket etmelerine asla izin vermez.

Sanırım artık kendi kendimizi kandırmaktan vazgeçmenin zamanı çoktan geçti…