SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() BARIŞ DAYATMAYLA GELMEMELİYDİ!…
Yazımın başlığında yapmış olduğum aktarım bana ait bir aktarım değil, öncelikli olarak bunu paylaşmak istiyorum. Yapılan aktarım tamamıyla Yazar Sabiha Ünlü’ye aittir.
Dün (05.05.2013-Pazar), Diyarbakır Gazeteciler Cemiyetinde Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen katılımcıların eşliğinde bir toplantı gerçekleştirildi. Onlarca kendi dalında ihtisas yapmış, tecrüseli konuk katılmıştı. Konu ‘Kalıcı Barış’tı. Genelde İslami kimlikleri ile ön palana çıkan katılımcıların birçoğu kendi tespitlerini gündeme getirirken, herkesin ağzından dökülen ortak kelime ise ‘Hepimiz Kardeşiz’ cümlesi oldu. Herkes tek ses, tek nefes aynı şeyi söylerken, söylemleri ile düşündüren, düşündürürken de irdeleten yazarlardan biri olan Sabiha Ünlü söz aldı. Sabiha Ünlü öncelikle 8 yıl bölgede olduğunu ve her şeyden önce Barışın dayatmayla gelmemesi gerektiğini vurguladı. Ünlü’nün bu tespiti birçok kişi tarafından aslında pekte algılanmadı. Yazar Sabiha Ünlü, açıklamasında Türk toplumu olarak Dünyanın bütün renkleri ile iletişimde olmanın halk olarak merak konuları olduğunu ve bu iletişimi herkesle kurduklarını söyledi ve ekledi; “Nedense dünyadaki tüm insanlara karşı bir merakımız var. Bir Suriyeli görsek ya da bir Filistinli veya hiç tanımadığımız, adı duyulmamış bir ülkenin insanını hemen neler oluyor, nasıl oluyor diye sorarız. Oysa yanı başımızdaki Kürt kardeşlerimize bu soruyu hiç sormadık. Neden sormadık, neden dinlemedik onları?” diye sorgulayıcı bir açıklamada bulundu. Birçok açıklama yaptı arkası sıra Ünlü, finalde yaptığı bir konuşma ise aslında her şeyi temelden özetleyen bir açıklama oldu: “BARIŞ DAYATMAYLA GELMEMELİYDİ” Barışın dayatmanın bir ürünü olmasının sebebini de yaşanan savaşları sorgulamamaktan geldiğinin altını çizdi ve güne böylece damgasını vurdu. Şimdi asıl açıklık getirilmesi gereken, Barış gerçekten de bir dayatmanın neticesi mi geldi? Öyleyse dayatmaların getirdiği ‘Barış’ ne kadar kalıcı olabiliri sorgulamak ise asıl önemli olan. Toplumun tüm kesimleri pür dikkat barış sürecine entegre olmuş, akil insanların yapmış olduğu görüşmelerin totalinde de yüzde 90’lar barış istiyor. Halen gelmemiş olan Barış’ın rüzgârları bu kadar huzur ve güven sağlarken, Dayatmasız ve kansız olması mümkün değil miydi? sorularını da akıllara getiriyor. Bundan sonraki süreçlerde Dayatmasız barışlara temennimle…
Saygılarımla Yükleniyor...
|