SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() BARIŞ KOMİTESİNİ KURAN BİTLİS VE ÖZAL’IN ÖLÜMÜEski Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ın şüpheli ölümünden artık şüphesiz zehirlendiği ve öldürüldüğü noktasına gelmiş bulunuyoruz. Kendi Cumhurbaşkanını zehirleyerek öldüren Cumhuriyet sıfatını da kazanan ülkemizin tarihine damga vuran cunta rejimlerinin bu halka neler çektirdiğini düşündükçe bazen çıldırasım geliyor. Yazdığım “Erbakan’ın Gizli PKK Zirvesi, Zirvenin Kilit İsmi İsmail Nacar” adlı kitabımda İsmail Nacar; 1993 ile 1996 yılları arasında Barış Kardeşlik Komitesinin Eşref Bitlis Paşa tarafından kurdurulduğunu ve barışı sabote edenlerce Eşref Paşanın öldürüldüğünü söylediğini yazmıştım. Ancak birileri bu iddiama dudak bükmüş, hafife almış ve Barış Komitesinin Eşref Paşa tarafından İsmail Nacar’a kurdurulduğu noktasına inanmamışlardı. Adli Tıbbın Özal’ın zehirlendiğini kesinleştirince, benimde içinde bulunduğum Barış Komitesinin, barış girişiminin kimler tarafından desteklendiğini veya sabote edildiğini, Yazar İsmail Nacar’ın Barış Komitesini nasıl ve hangi şartlar altında kurduğunu tekrar yazmak istedim. 1980 darbesinden sonra Van’da Tugay komutanlığı yapan Remzi Gülsever, Faruk Sükan ve Eşref Bitlis Paşa birbirlerini çok yakında tanıyorlardı. Eşref Paşa,İsmail Hakkı Karaday’ın da yakın arkadaşıdır. Faruk Sükan, “Bu, çok önemli bir mesele… Bazı yetkililerle, özellikle Eşref Bitlis Paşa ile görüşeyim” der ve iki gün sonra da Bitlis Paşa ile görüşür. Paşa, Sükan’a, “Böyle bir inisiyatif çok iyi olur. Hemşehrim olan İsmail Nacar’ı basından tanırım. Kendisini beğenirim” der. Ayriyeten, bölgedeki bazı etkili isimlerin de bu komitede yer almalarını tavsiye eder ve Faruk Bey’e 10-15 kişilik isim listesini verir. Komitede, CHP Diyarbakır eski milletvekili Recai İskenderoğlu, CHP Bingöl eski milletvekili Hasan Celalettin Ezman, CHP Hakkari eski Milletvekili Mikail İçlin, DYP Erzurum eski milletvekili Melik Fırat, Muş eski bağımsız Senatörü İsmail İlhan, AP Muş eski milletvekili Giyasettin Emre gibi isimler yer alıyor. İsmail Nacar “askerler, terör mücadelede biz askeri olarak elimizde geleni yapıyoruz fakat, bu meselesinin çözülmesi için bölgede sivil insiyatiflerin, bölgenin dini ve manevi bakımında güvendiği kişilerden oluşan bu sivil oluşum barış girişimi gerekli” der. Bunun üzerine Nacar, bunu belli noktaya götürür, liderlerl görüşür. Bu meselenin çözümüne önemli katkılarda bulunur. Nacar “Faruk Sükan aracılığıyla görüşüyorduk. 1993 yılının başında çalışmaları hemen başlattık. Ancak, bu yılda çok vahim olaylar oldu. 24 Ocak’ta Uğur Mumcu öldürülürdü. 17 Şubat’ta ise, Eşref Bitlis şüpheli bir uçak kazasıyla hayatını kaybetti. Arkasından, 17 Nisan Özal’ın şüpheli ölümü geldi. Derken, 25 Mayıs’ta PKK’lılar Bingöl-Elazığ karayolunu keserek 33 eri şehit ettiler. 2 Temmuz’da, karanlık güçler Sivas’ta Madımak Oteli’ni yaktılar. 22 Ekim ise, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın ölüm tarihidir. Bu meselenin kardeşçe çözümü için silahların susması gerekir ve herkesi kapsayacak genel af çıkarılmasının da içinde bulunduğu çalışma yaptık. Bunun için Mesut Yılmaz, Deniz Baykal, Bülent Ecevit kapalı kapıları arkasında bana söz verdiler fakat o sözler orda kaldı. Başbakan Erbakan, Kürt sorununun çözümü çerçevesinde birisi partisinin genel merkezinde, ikincisi de Başbakanlık’ta olmak üzere görüşmeler yaptım. Bu konuda hükümet samimi idi ve sorunda çözülmek üzereydik” dedi. Kitapta da yazdığım ve bizzat İsmail Nacar’ın bana altını kalınca çizdiği şu ifadeleri okuyunca bu ülkede toplumsal barışın nasıl engellendiğini de göreceksiniz. Dolaysıyla bugün zehirlenerek öldürülmesi kesinleşen Turgut Özal’ında neden öldürüldüğünü anlamak içinde kahin olmaya da gerek yoktur. İsmail hoca “tabii bu arada derin çevreler, derhal devreye girerek Demirel’i devreye soktular. Demirel ise, olayı hemen sabote etti. Çünkü resmi ideolojinin, İslami bir kimlik ile etnik farklılıklara tahammülü hiç yoktu. Hele böyle büyük bir sorunun, “İslamcı Erbakan”ın eliyle çözülmesini hiç istemiyorlardı” dedi. Bugün yürütülen 28 Şubat davası ve TBMM’de 28 Şubat sürecinde darbeye sebebiyet verenlerin araştırılması komisyonu çalışmalarını da bir yana, 28 Şubatta şartların nasıl oluştuğuyla ilgili Nacar : “28 Şubat oluşumunda sebeplerin başında benim başbakanla yaptığım görüşmelerdir. Çünkü çok önemli adımlar atılacaktı ve bunu sabote ettiler. Bu zamanda PKK sorununun çözümde başarıya ulaşmak istiyorlarsa bunun tek muhatabı Abdullah Öcalan’dır. BDP ve Murat Karayılan gibi isimlerin faktörü yoktur. İktidarda bulunan parti, bu kavganın bitirilmesi istiyorsa mutlaka ana muhalefet partisi CHP ile ortak hareket etmesi alması lazım” demişti. Kısacası vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü diyen devlet aygıtı ancak şimdiye gereçleştirebildiği tek şey; mezar bütünlüğünden, kendi eliyle çocuklarının parmaklarını kesmesinden ve kendi yüreğine hançer saplamasından başka hiç bir şey yapamamıştır.
Yükleniyor...
|