SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() BDP’Lİ KAPLAN: “ŞEMDİNLİ FEZLEKESİ NE OLACAK?”Krizlerle yaşayan ülkemizde kriz olmadığı zaman siyaset dünyasının canı sıkılır ve adeta krizsiz yaşayamaz. Nasıl ki kapitalizm ve onun temel şiarı olan kolonyalizm düşmansız ve savaşsız yaşayamıyorsa bizde ülke olarak krizsiz yaşamıyoruz.
Kapitalizmin kendi varlığını idam ettirmesi için savaş gerekiyor. Çünkü rant ve çıkarının en yüksek olduğu şey savaş, kan, acı ve ölümdür. Bizim Türk siyasetinde de krizler birilerini kalkındırırken birilerini de batırır.
Halkımızın evlatları dağlarda birbirlerini boğazlarken baronlar, otel lobilerinde büyük bir vahşi iştahla viski eşliğinde çocuklarımızın cenazesini televizyonlarda izlerler.
Bizde ülke insanı olarak akıldışı bir şekilde, eşeksırtında “sen Türk müsün, Kürt müsün” kavgasını yapar dururuz. Türkler ve Kürtler adına mücadele ettiğini söyleyenler villalarda keyif çatarken Kürt ve Türk çocukları bir hiç uğruna birbirlerini yok ediyorlar.
Sabah saatlerinde sosyal paylaşım sitesi olan Tweetter’da BDP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan’ı gördüm ve dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili birkaç soru sordum. Ona soru sorarken tesadüfen BDP’nin desteğiyle seçilen eski milletvekili Ufuk Uras’ta twetter’da göründü. Aslında Ufuk Uras sol cenahın içinde en yumuşak, en rasyonel düşünen ve barışçı olan bir kişiliğe sahiptir.
Tabii BDP’nin içinde koşulsuz PKK Lideri Öcalan’a biat etmeyen birinin o camianın içinde yaşamasının pek bir şansı yoktur. –Ki nitekim Ufuk Uras’ın da pek bir şansı olmadı.
BDP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan’a dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili soru sordum.
Kaplan Başbakan Erdoğan’a yüklenerek “Başbakan Filistin pastasını sadece erkek konuklara mı ikram etti?
Kadın konuk yok muydu?
İkram eder miydi?
Çatalda pasta…!
Önümüzde 3 seçim var. Dokunulmazlıklara halk sandıkta karar verir. Onun dışında çoğunluk dikta anlayışı arayışları maceradır.”dedi.
Kaplan’a “dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda BDP’nin tavrı sizce ne olur sayın vekilim? BDP özeleştiri yapma gereğini duyar mı?
BDP Şırnak milletvekili Kaplan “özeleştiri yapması gereken Ak Parti’dir. Kürtçe selamladık fezlekeler geldi.
Şemdinli’de görevini yapmayan hükümetin fezlekesi ne olacak?
Hırsızlık, kalpazanlık, sahtekarlık, ihaleye fesat, yalan, talan, soygundan fezlekesi olmayan zevat konuşsun. Milletin iradesine saygılı olsunlar.
Yeri ve zamanı gelince birlikte değerlendirir, tavrımızı koyarız. Meclis kulisleri gösteriyor ki, iktidar ve ana muhalefet cenahında da tartışmalar, ayrışmalar var. Sayfalar giderek netleşecek.”dedi.
Bu “tavır” kapsamında “Sine-i millete” dönme dahi olasılığını görüyor musunuz sayın vekilim? Sorumu yanıtsız bırakan Kaplan “Ak Parti-CHP geniş koalisyonlu tabanları laiklik, Kürt sorunu, güvenlik, özgürlük, demokrasi, sultanlık, cemaat, ulusalcı, demokrat, ırkçı, milliyetçi saflaşmaları, restleşmeleri, ayrışmaları, çözülmeleri yeni anayasa ve demokrasiden uzaklaştıkça hızlanacak. 3 seçim turnosol görevi görecek.
CHP’de ulusalcılar ile özgürlükçü demokratların arası giderek açılıyor. Aleviler rahatsız. Gelenekçiler şaşkın, sağ muhafazakarlar cenahı çaresiz. İktidar ve muhalefet karşısında güçlenen çizgi, ezilen halkların ve emeğin gücü birliği, BDP-HDK bu konuda daha fazla önce çıkacak. Ak Parti’nin siyasi, askeri, güvenlikçi operasyonları karşısında eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana halkın belirleyici gücü olacaktır.
Ak Parti’nin ÖYM’leri ( Özel Yetkili Mahkemeleri) ülkede siyasallaşan yargı giderek önyargılı ve ideolojik duruşu sürdürüyor. Tek yol olağanüstü yargının kaldırılmasıdır. Ombudsmanlar halkı dinleyeceğine, halk Ombudsmanları şikayet ediyor. Ak Parti’nin anlamadığı bu” dedi.
Kaplan’a; neden okul yakmalara, öğretmen kaçırmalara yönelik net bir tepki göstermiyorsunuz? Bir Kürt olarak bu ağrıma gidiyor? Diye sordum ama bu soruyu da yanıtsız bıraktı.
Belli ki BDP milletvekilleri PKK’nin tepkisi ve korkusundan dolayı PKK’nin gerçekleştirdiği ve halkımıza zarar verdiği konulara girmek istemiyorlar. Bence BDP’nin hem Kürt halkına ve hem de tüm Türkiye kamuoyuna karşı bir özeleştiri yapma borcu vardır.
ÖDP eski Genel Başkanı ve eski milletvekili olan Ufuk Uras’a bir tweet attım. Uras “Savaşın tek galibi, savaşın ta kendisidir.”dedi.
Bende ona; evet ama “politikacılar savaşı halktan uzak tutmak yerine bu vahşeti halka satmaya çalışıyor. Savaşı satan politikacılar masaya kendi kafalarıyla oturmuyor” diyor bir Filozof. Bu söze karşıda yorumsuz kalan Uras Marksizmle ilgili sorumu yanıtladı ve Marksizmin sadece politik bir teori olduğunu söyledi.
Oysaki Marksizm sadece politik bir teori değil aynı zamanda kapitalizme karşı ekonomik bir teoridir de. Bu konuyla ilgili en muazzam tezi Doç. Dr Fikret Başkaya yazmış ve “Marksist” geçinenlerin o tezi okumalarını şiddetle tavsiye ederim.
Öyle anlaşılıyor ki, bu fezleke krizinden bütün siyasal partiler ve herkes bir şekilde nemalanmak, bulundukları pozisyonda bu krizi kendi siyasal çıkarları doğrultusunda yönlendirmek ve sonuçlandırmak istiyor.
Yine olan; her zaman ki gibi gariban ve yoksul vatandaşa olacak…
Yükleniyor...
|