Bugün: 11 Ekim 2025 Cumartesi
Anasayfam Yap Favorilere Ekle Künye
Yeni Üyelik Üye Girişi
  • Ana Sayfa
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Tüm Yazarlar
  • İletişim
  • SON DAKİKA
    Diyarbakır’da Sporun En’lerinde Yerel Basın…
    Diyarbakırlı Esnaflar Kaldırım, ve Asfalt…
    Hasan Doğan: “Ne tehdide ne…
    Hazro Belediye Başkanı Fuat Mehmetoğlu:…

    BEDDUA, MUBAHALE, MULAANE

    16 Ocak 2014, 22:09
    12
    14
    16
    18

    Beşiren ve nezira olarak gönderilen peygamberi Mevlit kandili münasebeti ile bir kez daha andık; selatu selam ile ama şunu unutmamak lazım ki: O'nu (as)mı anmak, O’nun gibi yaşamaktan geçer.

    Rahmet peygamberi bir insandı. Etten ve kemikten yaratılmıştı, acı çeken, aç kalan, dostlarının elem ve ızdırabını paylaşan, sahabesinin acısını acı bilen bir dost, eş, baba, dede, komşu; beşer olması hep göz ardı edildi.

    Ümmeti ümmetti diye haykırışı kulaklarınızda manevi olarak hala duyulur. Ama ümmet misvak ve sakal ile tanımaktan öteye gidemedi. Her şeyden önce O(as),Allah'ın kulu ve ümmete önder olarak gönderildi. İnsanlık sevdalısı bir insandır. Davet için gittiği Taif'te kendisini taşlayanlara bile beddua etmemiştir. İstisnalar dışında. Bu yazıyı yazarken ki yazmaktaki asıl amacım, son zamanlarda sosyal medyanın eğlencesi haline gelen, yazılı ve görsel basının manşet haberi olan dua mı? Beddua mı? Yâda mulaane mi? Mübahale mi? sözleridir. Sözler ehli vicdan olan herkeste ciddi rahatsızlıklar oluşturdu. Fazlası ile Müslümanların gündemini meşgul etti. İşte bu yazım belki de bir açıklık olur diye... Peygamber (as)beddua etmiş midir? Evet, sonuçta bir insandı, bazen çok üzülmüş, bunalmış, daralmış ve az da olsa beddua etmiştir. İşte birkaç örnek:

    Efendimiz: "İnmekte olan parlak yıldıza andolsun ki" ayetini okuduğu zaman, Ebû Leheb'in oğlu peygamberin bir dönem damadı Utbe: ´İnmekte olan yıldızın Rabbine ben küfrediyorum!" diye bağırdı. Resûlüllah da kendisine hitapla: "Allah, köpeklerinden bir köpeği sana musallat kılsın!" diye bedduada bulundu. Sonra Utbe arkadaşlarıyla birlikte Şam´a gitti. Dönüşte akşam uyuma zamanı geldiğinde Arkadaşları Utbe´yi ortaya aldılar, etrafına eşyalarını yığdılar kendileri de Utbe´nin etrafını çember halinde çevreleyip yattılar ve uyudular... Biraz sonra bir aslan Sırasıyla hepsini koklayıp Utbe´ye gelince, onu önce şiddetli hırpaladı. Utbe "Ben size demedim mi? Muhammed´in bedduası beni mahvedecek" diye feryat etti. Son nefeslerinde ancak bunları söyleyebildi ve parçalandı

    Ahzap(Hendek)savaşının zor anlarında hendeğin içinde ihanet eden Yahudi kabileleri

    ,hendeğin dışında Arap müşrikler; ikindi namazı geçti, savaş çetindi, Peygamberimiz müşriklere şöyle beddua ediyordu:

    "Onlar, nasıl güneş batıncaya kadar uğraştırıp bizi ikindi namazından alıkoymuşlarsa; Allah da onların evlerine, karınlarına ve kabirlerine ateş doldursun!"

    Âmir oğullarından Ebû Berâ'nın isteği üzere Peygamberimiz ashabından yetmiş seçkin kişiyi davetçi olarak gönderir. Davetçiler, Bi'r-i Maûne denilen yerde kuşatılır ve hunharca şehit edilirler.

    Bu olay üzerine son derece üzülen ve acılara gark olan Peygamberimiz, sabah namazında rükûdan doğrulduktan sonra şöyle beddua etmiş ve bu uygulamasını bir ay kadar sürdürmüş, cemaat de âmin demiştir:

    "Ey Allah! Mudar kabilelerini şiddetle tepele!

    Ey Allah! Onların yıllarını, Yusuf peygamberin kıtlık yılları gibi çetin yap, dünyayı başlarına dar et!

    Ey Allah! Onları sana havale ediyorum. Allah’ım, onlara lanet et! Çünkü onlar, Allah ve Resulüne karşı geldiler!"

    Cibril'i emin gelip uyarıncaya ve konut duasını okumasını tavsiye edince kadar

    Ama dikkat edilirse peygamberin bedduası din düşmanlarınadır asla Müslüman şahsa yada İslami topluluğa karşı olmamıştır.

    Peki, mübahale yani karşılıklı lânetleşme oda Kuran'da geçen ayettir... Ama öncelikle nüzul sebebini bilmek lazım

    "Efendimiz döneminde Necran Hıristiyanları, kendi aralarında Efendimizin (sas) peygamber olup olmadığı hakkında konuşuyorlar ve Mekke’ye Efendimiz (sas)’in yanına gidiyorlar. Daha sonra Peygamber Efendimiz (sas) kendisinin peygamber olduğunu ayetlerle açıklayarak izah ediyor. Hıristiyanlar kendi içlerinde nefislerine uyarak doğruyu bilmelerine rağmen kararsız kalıyorlar. Efendimiz (sas) en sonunda, sözün bittiği yerde haklı olduğunu dile getiriyor halik-i zülcelâl vahyi ile imdadına yetişiyordu.

    "Artık kim sana gelen ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışırsa o zaman de ki: ”Gelin, sizler ve bizler de dâhil olmak üzere oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım (bir araya toplanalım). Sonra dua edelim, böylece Allah'ın lânetini yalancıların üzerine kılalım.” Ali İmran 61 Necranlılar korkuyor ve buna yanaşmıyorlar

    Bu hadiseye Mübahele deniyor.

    Efendimizin (sas) yanına bir şahıs geliyor. Bu şahıs, eşini uygunsuz vaziyette yakaladığını söylüyor. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sas) bu durum karşısında; ‘madem böyle bir durum varsa bize şahit getir diyor. Şahıs, şahit getiremeyeceğini çünkü o anda bu hadiseyi gördüğünde yanında kimse olmadığını söylüyor. Efendimiz ise ‘bak sana kazıf cezası uygularız’ şeklinde bir ifade kullandıktan sonra bir ayet nazil oluyor. Nur suresi 6. ve 9. ayet-i kerimede Allah (cc) bu durumu ifade ediyor; Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair, Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah’ın lânetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir.

    Bu hadiseye İslam hukukunda Mülaane deniyor." Ve vakanın sonucu sevgililer sevgilisi

    “Bu yeminleri yaparken Allah’tan korkun. Muhakkak ki ikinizden birisi yalan söylüyor. Lian’nın gerçekleşmesinden sonra da adama dönerek, artık o senin değildir, bu kadının seninle bir ilgisi kalmamıştır. Ona hiçbir şekilde intikam alıcı bir davranışta bulunamazsın. Mehirini de geri almaya hakkın yoktur.” (Buhârî, Müslim, Ebu Dâvûd) ve nikâh düşer recmedilme ve kazıf cezası uygulanmaz

    Sonuç

    "Ben lanetçi olarak değil, âlemlere rahmet olarak gönderildim." Diyen bir peygamberin bir birine lanet okuyan beddua eden Ümmeti olan bizler…

    Yahya ÖGER


    YORUM YAZ, SEN DE GÖRÜŞÜNÜ BİLDİR
  • Yükleniyor...
    YAZARLAR Tümü
    YILMAZ ACU BİR İNSANLIK ABİDESİNE VEDA: MERHUM FERİT BORA
    Yahya ERİKLİ 7. CÜZDEN MESAJLAR..
    MEHMET ÇET Yeni yılınız ( 2024 ) Kutlu Olsun
    ibrahim GÜÇLÜ Hikûmeta Kurdistanê divê baş bizane ku îro dereng e û lê sibê derengtir dibe…
    Abdülkadir Nur GÖRDÜK DEPREM VE MUHASEBE
    GAZETE MANŞETLERİ
    SON DAKİKA
  • Diyarbakır’da Sporun En’lerinde Yerel Basın
  • Diyarbakırlı Esnaflar Kaldırım ve Asfalt
  • Hasan Doğan: “Ne tehdide ne şantaja boyun
  • Hazro Belediye Başkanı Fuat Mehmetoğlu:
  • Çüngüş’te Bağ Bozumu ve Nar Festivali
  • Soğuk algınlığı şikayetleri arttı,
  • Başkan Ali Erdem: ‘Gazze’nin
  • Diyarbakır’da Akboz Siemens Dualarla Açıldı
  • FOTO GALERİ Tümü

    • Komik Resimler

    • Manzara Resimleri

    • RASTGELE RESİMLER
    ÖZEL HABER
  • Soğuk algınlığı şikayetleri arttı, vatandaşlar şifalı
  • Bağlar’da kaçak hayvan kesimine büyük darbe: 23 iş yeri
  • Acil Tıp Uzmanı Dr. Ayhan Tabur’un Görev Aşkı Takdir Topluyor
  • CHP Silvan İlçe Kongresi 29 Eylül’de Yapılacak
  • Diyarbakırlı duyarlı iş adamı Bozkuş, öğrencileri unutmadı
  • Havalimanında Unutulan Eşyalar Diyarbakır’da Vatandaşlarla
  • Muş’tan Diyarbakır’a Uzanan Mutluluk
  • Feyza Tekidi, Yılmaz Atalay ile dünyaevine girdi
  • Diyarbakır’da Okul Kıyafeti Tartışması: “Bizi Hedef
  • Tosunlu 'dan İsrail’e Sert Tepki: “İnsanlık Suçu İşleniyor,
  • HAVA DURUMU
    VİDEO GALERİ Tümü

    • Recep Tayyip Erdogan One minute!

    • Günün en çok izlenen komik video

    • Davos'un Arka Planı
    NAMAZ VAKİTLERİ
    SÜPER LİG
    ARŞİV
    Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Künye | İletişim | Sitene Ekle | Reklam| RSS 2.0 2025 © Diyarbakır Haber Merkezi Tüm Hakları Saklıdır !

    Yazılım: Haber-Sistemi