SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() Daha Ne Duruyoruz?2005 yılında Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’da Kürt varlığını kabul etmesi ve çözümü için kararlı olduğunu dile getirmesi ülkemizde inanılmaz değişikliklerin meydana gelmesine vesile oldu. Habur Vakasıyla başlayan ve günümüze kadar devam eden bu kararlı süreç Ergenekon’un gün yüzüne çıkmasıyla daha bir ciddiyet kazandı, derken bir yıldır silahların sustuğu bir eylemsizlik devam ediyor ve paralelinde demokratikleşme paketleriyle ile süreç güç kazandı. Biz, inanç, ahlak ve kültürünü İslam’dan alan bir milletiz. Yüce Allah “Essülhu heyrün” ifadesiyle her türlü sulhun yararlı olduğuna işaret ediyor. Öyleyse barış sürecini kararlılıkla ilerletmek üzerimizde bir haktır. Öncelikle ve özellikle her türlü ezberden uzak, geleceğimizin sağlıklı şekillenmesi için şartsız şurtsuz çözüm sürecine destek vermemiz lazım. Çözüm süreci yakında bir yılını dolduracak. Ancak bu sürecin bir yılı doldurmasıyla hız katsayısını da yükselterek devam etmesi lazım diye düşünüyorum. Kanaatim o ki ikinci yılın ilk altı ayında gençlerimizi dağdan indirmek için bir eylem planımızın olması gerekir. Nasıl mı? Kamu Güvenliği Müsteşarlığının finanse edeceği; Akil Adamlar, Sivil Toplum Örgütleri, Kanaat önderlerinden yeterli sayıda komisyonlar kurarak, belli bölgelerde dağdan inen gençleri nizami bir tarzda hayata kazandırmamız lazım.Çözüm sürecinin eylem planında olduğu gibi bu gençler rehabilitasyon programına tabi tutulmalıdır. Bu süreç yarım yamalak ilerledikçe birileri sağdan soldan hadiseyi kaşıyor. Tam tersine iyi niyetli insanların daha aktif ve atılgan olması gerekirken menhus ruhlar daha atak davranıyor. Başta basın olmak üzere, ne kadar yazarçizerimiz varsa dile getirdiğim bu düşünce paralelinde yazıp çizmesi lazım, bu konuda medya nezdinde programların düzenlenmesi lazım. Diyanet aracılığıyla bu yararlı eylem planının Cuma Hutbeleri vasıtasıyla kamuoyuna birebir düzeyde açıklanması lazım. Bu barış sürecine destek vermenin dinen bir açıdan vacip olduğu hakikatine vurgu yapmalı. Zaten bu barış sürecine Diyanet Riyasetinden bir komisyonun da hakem olarak katkı vermesi gerekmektedir. Bu konu üzerinde fazla söz söylemek pek doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu kadarıyla yetiniyorum ve diyorum ki “Daha ne duruyoruz?” Bence tüm vatandaşlarımızın bu paralelde çalışıp çaba göstermesi gerekir. Eğer bir barış sağlanacaksa bazı sıkıntıları içinize atmak durumundayız. Siz barış taraflarının tam tamına mutlu oldukları bir barış hatırlıyor musunuz? Yok ki hatırlayasınız. En iyi barış taraftarların masadan memnun ayrılmadığı barıştır demişler. Bu terör belasına 1,2 trilyon dolar harcadık, bu milletin hem malına hem canına mal oldu. Artık hep birlikte bu belaya “Dur” diyelim, siz bu konuya “hay hay” deyin, bir canım var o da size feda olsun. Dünya ve ahretimiz için yapmamız gerek bir çok vazife dururken, kavga gürültüye, gereksiz husumete artık zaman ayırma lüksümüz yoktur.
Hepinize huzur ve mutluluklar dilerim.
Yükleniyor...
|