SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() DDKK’li Dar Bir Grubun Öncülüğündeki “Kürdistan Parti Grişimi”nin Varacağı Yer?DDKD Geleneğinden gelen dar bir grup siyasetçi de, Kürdistan’daki birçok siyasi girişim ve örgütlenmelerden sonra, yeniden bir çalışma başlattılar. Bu çalışma, öncelikle onyıllardır birbirinden uzaklaşan arkadaşların bir araya gelmesi, görüş alış-verişi şeklinde oldu.
Ama bu toplaşma, bir dönem sonra DDKD geleneğinin yeniden örgütlenmesi sürecine doğru evrimleşti.
Bu DDKD geleneğinden gelen dar topluluk, ilk planda bir hareket olarak kendisini yapılandırdı. Ama bu hareket, kendisini, “Kürt” ve “Kürdistan” sıfatlandırmasından uzak tutarak , “Devrimci Demokratlar Hareketi” olarak tanımladı.
“Devrimci Demokratlar Hareketi” yapılanırken bile, DDKD geleneğinden gelenlerin örgütlenmesi olmayacaklarını söylemelerine rağmen, DDKD’lik yapısını aşamadılar, DDKD geleneğine bağlı bir örgütlenme çalışması yaptıklarını ortaya koydular.
Çalışmalarının bir aşamasında, gerçekleştirdikleri bir kongre sonrası, gelişmelerin ve yurtsever kamuoyunun eleştirilerinin zorlamasından sonra hareketlerinin başına “Kürt” ismini almak durumunda kaldılar.
Oysa ondan önce “Kürt” ismiyle kurulmuş dernekler, “Kürdistan” ismiyle çalışan parti inisiyatifleri, “TEVKURD” vardı.
DDKD’li dar grup, böylece “Kürt” tanımlamasına geç gelen bir grup olarak aslında kendisiyle ilgili bir tanı da sunmuş oluyordu.
Ama bu DDKD Grubu da kendi birliğini sağlayamadı: Grup bir ayrışma yaşadı. “Kürt Devrimci Demokratlar Hareketi” kısa bir dönem önce DDKK’lilerin öncülüğünde, 12 Eylül Darbesi öncesi misyon ve fonksiyon sahibi olan ama şimdiler de bir misyon ve fonksiyon sahibi olmayan Kürdistan örgütlerinden belli siyasetçilerle toplanarak “Kürdistan Parti Grişimi”ni başlattılar.
Bu girişimin başlamasından sonra, bana, Türk basınından ve Kürt yurtseverlerinden bu parti grişimiyle ilgili sorular sorulmaktadır. Bu sorulan sorulardan en önelisi de, “Kürdistan Parti Grişiminin Varacağı Yer” konusundadır.
Ben de bu konuda, geçmiş örgütlenme deneylerini göz önüne alarak bazı genel tespitler ve analizler yapmayı gerekli gördüm.
Ama bu temel konuya ilişkin tespit ve yorumlarımı sundamadan önce de bir başka temel saptama yapmam gerektiğini his ediyorum.
“Kürt Devrimci Demokratlar Hareketinin” oluşumundan sonra, yukarıdaki satırlarda da belirttiğim gibi DDKK’li Grub birliğini devam ettiremedi. Grup, birçok temel konu üzerinde kendi arasında bir ayrışma ve kopuş yaşadı. “Kürt Devrimci Demokrat Hareketine” sahip çıkan DDKK’li başka bir kesim de; “Yekbûna Welat” etrafında kümeleşmeye başladılar. Bu siyasi grup, “Kürdistan Parti Girişimi” toplantısına çağrılmadılar. Bu siyasi grup, kısa bir süre önce de kendileryle ilgili bir açıklama yaptılar. Onların açıklaması da aynen şöyle: “Tevgera Demokratên Netew a Kurd, Demokratén Şoreşger én Kurdistan (Kürdistan Devrimci Demokratları) ve Yekbun a Welat birlikte çalışma ve birlik için süreci hazırlama yönünde prensip kararına vardılar. Grup ve oluşum sözcülerinin uzun zamandır birlik için yürüttükleri görüşmeler nihayet arzuladıkları bir düzeye ulaştı. Birlikte çalışma kararı alan grup sözcüleri daha geniş kesimlerle bu yönde çok sıkı bir çalışma yürütüklerini , birlik zeminini güçlendirmek için Kürdistanlı siyasi kadrolarla, yurtsever, demokrat, devrimci, irili ufaklı tüm ulusal grup ve şahsiyetlerle bu amaçla temas halinde olduklarını kaydettiler. İlk adımda üç ulusal siyasi hareketle başlayan bu süreçte ulusal, siyasal, stratejik ve demokratik sorunlarda tamamiyle görüş birliği sağladıklarını belirten sözcüler, yakın zamanda gerçekleşen bu işbirliği ve birlik konseptinin ayrıntılarını kamuoyuna duyuracaklarını belirttiler duyuracaklarını belirttiler.” *****
Bu açıklamayı da bir yerde tutarak tespit ve analizlerime devam etmek istiyorum
*****
Kürdistan’ın Kuzeyinde “yeni, alternatif, kitlesel ulusal demokratik, döneme uygun ve dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek örgütlenme ve hareket” yeni bir sorun değil onyılların sorunudur.
Özellikle de 12 Eylül Darbesi sonrası Kürdistan örgütlerinin tasfiyesinin gündeme gelmesiyle birlikte, “yeni, alternatif, kitlesel ulusal demokratik, döneme uygun ve dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek örgütlenme ve hareket” tartışması başladı. Özellikle de Soğuk Savaş Döneminin son bulmasından sonra bu konuda yeni girişimler ve projeler gerçekleştirildi.
O tarihten sonra Birleşik-Kürdistan Demokrat Partisi (HEVGIRTIN-PDK), Demokratik Kitle Partisi (DKP), Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) bu yeni, alternatif, kitlesel ulusal demokratik bir Kürt örgütlenmesinin oluşturulması için kuruldular.
İsmi geçen örgütlerden HEVGIRTIN-PDK: Kürdistan Demokrat Partisi, Ala Rizgarî Birlik Platformu, Yurtsever Demokratik Birlik Platform, Rizgarî’nin Kurdistan Press Kanadı, KUK, Bağımsız birçok Kürt aydın ve siyasetçisinden oluştu. Tabi ki ismi geçen örgütler kendi kurumsal yapılarını fesh ederek yeni parti kurdular. Parti bir örgütler koalisyonu olarak kurulmadı.
DKP ve HAK-PAR Partileri de, değişik Kürt örgütlerinden ve değişik görüşlerden gelen güçlü, çoğu da o örgütlerin merkezinde yer alan siyasetçiler tarafından kuruldular. HAK-PAR, ayrıca Melik Fırat Beyin katılımıyla muhafazakar demokrat islamcı kanadı da içine aldı.
Belirli bir aşamada da, KUK ve Kürdistan Demokrat Partisi’nden gelen siyasetçiler tarafından “Kürdistan Parti İnisiyatifi” oluştu. Bu inisiyatif, “Kürdistan” ismiyle “Kürdistan’ın Bağımsız Devlet” olmasını programlaştıran bir parti çalışması yaptılar.
TEVKURD (Tevgera Neteweyî ya Kurdistanê) de 2005 yılında yeni bir örgütlenme doğrultsunda atılmış bir adım olarak nitelendirilebilir. Değişik eğilim ve düşüncelerden gelen Kürdiatanlı siyatetçiler tarafından oluşturulmuştu. Kamuoyu düzeyinde de önemli çalışmalara imza attı.
Bundan sonra “Lêgerina Kurdên Demokrat”: Bir parti oluşumu için bir girişim başlattı.
Daha sonra benim de içinde olduğum “Bizava Partiya Kurdistanê/Kürdistan Parti Hareketi” çalışması: “Kürdistan” isimli, Kürtlerin bağımsızlığını programlayan; Devlet ve PKK’ya da alternatif bir parti oluşturma çalışmasıdır. Bu çalışma halen de durağan bir şekilde devam ediyor.
Genel seçimlerden önce, Bizava Partiya Kurdistanê, Lêgerîna Kurdên Demokrat, KADEP, Devrimci Demokratlar Hareketi, Dicle Firat Platformu, yeni bir parti çalışması başlattılar. Bu çalışmaya HAK-PAR’ı da katmaya karar verdiler. Bu eğilimler ve oluşumlar, kendi aralarında, PKK konusunda gizli, diğer temel konularda, partinin isminin de “Kürdistan” olacağı bir ön Siyasi Sözleşme üzerinde anlaştılar.
Ama ne yazık ki, kişisel çıkarlar, Şerafettin Elçi’nin milletvekilliği sevdası, Devrimci Demokratlar’ın PKK’yi açık desteği, Lêgerîna Kurdên Demokrat’ın kararsızlığı, bu çalışmaya son verdi.
Ben de, ismi geçen bu partilerin ve parti girişimlerinin çoğunun da kurucusu konumundayım. Bu oluşum ve girişimlerin hiçbirisi de ideolojik oluşumlar değildi.
Oysa daha önce ismi geçen dar DDKD’li grubun da içinde olduğu Yekbûn û PYSK (Partiya Yekîtiya Sosyalîst) gibi ideolojik girişimler ve örgütlenmeler; hem de bir ölçüde daha ayakta olan Kürdistan’daki siyasi gruplarla oluşturulmuş ideolojik yapılardı.
Ama ne yazık ki bu oluşumlar ve girimlerin hepsi, “yeni, alternatif, kitlesel ulusal demokratik, döneme uygun ve dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek örgütlenme ve hareket” oluşturamadılar.
DDKD’li dar bir grub önderliğinde son zamanlarda gerçekleşen ve değişik siyasi örgütlerden katılan siyasetçilerin, kadroların yeni bir parti kurması da bu sorunu çözmeyecektir. Üstelik önceki parti oluşumlarında daha çok otorite ve güçlü siyasetçiler ve kadrolar yer almışlardı.
Kürdistan Parti Girişimi’nin varacağı yer de, en iyimser haliyle DDKK’li bir kesimin egemen olduğu bir dar parti yapılanması olur.
Bu nedenle, Kürdistan’da “yeni, alternatif, kitlesel ulusal demokratik, döneme uygun ve dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek örgütlenme ve hareketin” yaratılması, soğuk savaş döneminde oluşan örgütlerden gelen siyasetçilerin misyonu ve işi olmaktan çoktan çıkmıştır. Kürdistan’da tarih ve siyaset dışına itilmiş üretici ve yönetici kesimlerin tarih sahnesine çıkması ve örgütlenmesi sorunu haline gelmiştir.
Onun dışında yenilikçi, dönemin değerlerini taşıyan Kürdistani siyasetçilerin oluşturabileceği bir misyon örgütlenmesi: Daha gerçekçi, ürün verecek ve verimli çalışma yapacak bir yapı olabilir. Bu misyon örgütlenmesi, aynı zamanda yeni örgütlenmenin dayanacağı toplumsal kesimlere dokunarak, bilinçlendirerek, tarih ve sayaset sahnesine çıkmasına yardımcı olabilir.
Yükleniyor...
|