ÖĞRETMENİM
Benim öğretmenim olmadı hiç.
Bana yazı yazmayı,
Fiş okumayı öğreten,
Saçlarımı okşayıp,
Bazen kaşlarını çatan,
Öğretmenim olmadı benim.
Hem benim okulum da yok.
Pembe boyalı duvarları,
Upuzun koridorları olan,
Kocaman bahçeli
İkinci evim de olmadı benim.
Ne askılı, cepli çantam,
Ne kırmızı kalemim
Ne de beyaz yakalığım.
Bilmem böylesi hayalleri,
Böyle güzellikleri tanımadım ki.
Ben, sadece boya sandığımı bilirim,
Onun askısıdır omzumdaki iz,
Boya lekesidir tırnağımdaki.
Siyah ve kahveyi tanırım renklerden.
Bir de madeni parayı sadece.
Okul önlerinden hızla kaçtığımı,
Gizlice avlusuna bakarken
Uykuya daldığımı bilirim.
Başka bildiklerim de var elbet,
Kahvelerden kovulmayı iyi bilirim.
Dışlanmayı,
Utanmayı,
Açlığı, üşümeyi....
Ama,
Benim için çalan zili,
Beni bekleyen sırayı,
Beni merak eden öğretmeni bilmem.
Bilmem okuma, yazmayı,
Bilmem barışık olmayı.
Çünkü, Öğretmenim olmadı benim.
Bugün, onu kutlamak,
Eline uzanıp, başıma koymak.
Teşekkür etmek isterdim.
Oya onu hiç tanımadım ki.....
Şimdi,
İzin verir misiniz bana?
Sizin öğretmeninize seslenebilir miyim,
Bana aitmiş gibi.
Beni tanıyor, beni seviyor gibi.
Öğretmenim, Öğretmenim,
Duyuyor musun beni,
Ellerinden öperim.
Hoşça kal, hoşlukta kal.
A.N.G