SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() EĞİTİMDE EŞİTLİK Mİ… YOKSA ADALET Mİ ?Ülkemizde eşi benzeri olmayan 'bir deneme yanılma' yöntemleri ile her yıl eğitim sitemi değişmekte. Her yeni gelen hükümet kendi sistemini oturtmaya çalışmakta, her yeni gelen Bakan yeni metotlarla eğitim öğretim sistemini rayına sokmaya çalışmakta. Ülke olarak ta yönetim olarak ta sabırsız bir tutumdayız. Eğitimde, uzun vadeli uygulanabilecek çalışmalar sonucunda ancak başarı elde edilir. Kısa vadede çok geniş kapsamlı olan eğitim gibi alanlarda başarı sağlanması düşünülemez. Bu nedenle eğitimde başarı sağlanamıyorsa herkes sorumludur. Çünkü herkes yıkmak için adeta seferber oluyor. Yapmak içinse kaçacak delik arıyor. Bizleri ve çocuklarımızı ilgilendiren bir alanda daha sabırlı ve dikkatli olmalıyız. Bu nedenle eğitim sisteminden çok insanların bakış açılarını şekillendiren sistemleri sorgularsak sorunu daha net açığa çıkarabiliriz. Eğitim anlamında var olan kural ve kaideler değişmeyecek diye bir şey yok. Eğitim yeniliktir, araştırmadır, geliştirmedir. Bu nedenledir ki sistemin ana taşları, toplumun temel dinamikleri dikkate alınarak kesin olarak yerlerine yerleştirilmelidir. Bu da eğitimden geçiyor. Çünkü bilinçli ve eğitimli bir toplum kendi eğitim sistemini bir akış içerisinde oluşturur kanısındayım. Gerisini fazla karıştırmamak lazım. İlimsiz bir şekilde yaralar kaşınırsa hastalık daha büyür. Gel gelelim dershanelerin kapanması ve düz liselerin Anadolu, meslek, fen ve imam hatip liselerine dönüştürülmesine. Düşünsenize liselerimizin normal liselerden bahsedilen liselere dönüştürüldüğünde açık öğretim gibi açık liselere düşen kaç bin öğrencinin mağdur olduğunu… Uzun yıllardır eğitim öğretim sisteminin içerisindeyim. Bence şahsi kanaatim çok gecikmiş bir karar, isabetli bir karar… Fakat altını çizerek belirtmek istiyorum ki bu değişiklik bir iki yılda rayına oturacak bir sistem değil. Devletin asli görevlerinden biride eğitim de eşitliği sağlamaktır. Parası olan, maddi durumu yerinde olan ailelerin çocukları dershanelerde ek dersler, özel eğitimler alarak istenilen branşta yüksek öğretim kazanarak hayatlarını idame ettirebiliyorlar, fakat ülkemizin de bir gerçeği olan dar gelirli ailelerimizin çocukları ya ne olacak diye kara kara düşünülüyor… Bunu unutmamak lazım ki tüm çocuklarımız özeldir ve özel ilgi, özel eğitimi zengin fakir gözetmeksizin hak ettiğini düşünüyorum. Eğer ki bu sistemde zikredildiği gibi devlet desteği ile özel okullara teşvik ve katılım sağlanılırsa, öğrencilerimizin devlet okullarından ( minimum 45-50 kişilik ve elektronik çağında yaşadığımız bu günlerde teknolojiden mahrum sınıflar da ) özel okullara geçiş sürecinin yada devlet okullarının şartlarının iyileştirilmesi neticesi ile eğitimin kalitesinde ciddi şekilde artış sağlanacağı kanaatindeyim. Ülke genelinde Konuyla ilgili olarak dershaneler ve özel kurslar bünyesinde çalışan binlerce eğitim öğretim görevlisinden tutunda idarecisine kadar, temizlik görevlisine kadar birçok personel var. Bunlar için ne yapmalı istihdamını nasıl devam ettirilmeli diye çareler aramak lazım. Ama bu çareler kısa ve orta vadeli değil, uzun vadeli ve kalıcı olması şartı ile… Asıl bu bahse konu olan konular hakkında Milli Eğitim Bakanlığın Eğitim öğretim sistemi ile ilgili yönetmeliklerinde ve müfradatlarında kalıcı ve oturaklı değişiklikler yapılmalı. Eğitim konusunda Kurumlar arası yönetmelik çakışması çok var, Bizler vatandaş olarak yada bu çarkın birer parçası olarak devletin kurumlar arası çakışmasından ne kadar çok zarar gördüğümüze varın siz karar verin… İşin özü şu ki; Ortada sınavlı, seçmeli, paralı, bir eğitim öğretim sistemi var ve buna göre de arz talep durumu var. Ortada bir sınav sistemi varsa eğer sınava hazırlıkta mecburidir. Ama bu hazırlık tüm alanlarda olduğu gibi bu alanda da birlik beraberlik içerisinde eşit şartlarda olmalıdır. Eşitlikse yaşamın her alanında olduğu gibi eğitim öğretim sisteminde de çocuklarımızın da geleceği hakkında tüm çocuklarımızın eşitliğe ihtiyacı vardır. Unutmayalım ki özel olmayan çocuk yoktur.
Yükleniyor...
|