SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() EMNİYET MÜDÜRÜ RECEP GÜVENE DESTEKDiyarbakır'a yeni atanan Emniyet Müdürü Recep Güven'e buradan açık bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kendisini Siirt'ten takip ettiğim ve başarılı çalışmalarını basından okuduğum Recep Güven'in halkla kaynaşma noktasında ne kadar başarılı olduğunu az çok tahmin edebiliyorum. Zira kendisi de daha önceki açıklamasında 'Siirt benim kendi evimdir' demişti. Böyle düşünen bir bürokratın Diyarbakır'ı da kendi evi gibi göreceğine olan inancım tamdır. O nedenle bu eleştiriyi de dikkate alarak gereğini yapacağından eminim.
Sayın Emniyet Müdürü, sizin buraya halkı kucaklamak üzere geldiğinizi Siirt'teki meslektaşlarımın tanımlamalarından az çok tahmin edebiliyorum. Hatta sokaklarda sizin için yeni Gaffar Okkan denildiğini ve insanların size bu beklentiyle baktığını da ben size söylemiş olayım.
Peki sizin bu takdir edilecek çabanızın yanında, emrinizde bulunan kişilerin sizin bu çabanızı baltalamaya hakkı var mı? Ben bir Diyarbakırlı olarak 'Yok, olamaz, olmamalı'' diyorum.
Malumunuz kentimiz gergin günler geçiriyor. Siz ve çalışanlarınız da bu günlerde vatandaşların canını korumak için gecenizi gündüzünüze katarak çalışıyorsunuz. Saldırıya uğruyorsunuz, yaralanıyorsunuz, şehit oluyorsunuz. Niye? Görevinizi layıkıyla yapabilmek uğruna. Bir tek vatandaşın burnu kanamasın diye. Bu kentin huzur ve güvenliği bozulmasın diye. Ancak emrinizde bulunan bazı kişiler sizin bu çabalarınızı polisliğe ve polis teşkilatının profesyonel kurumsallaşmasına yakışmayan davranışlarla baltalamaya çalışıyor. Bunu da size biz peşinen söyleyelim.
Size bir örnek vermek istiyorum. Dün Ofis'in göbeğinde gündüz ortası işi sadece kamuoyunu bilgilendirmek olan gazeteciler sivil polislerinizin saldırısına uğradı. Ortada herhangi bir toplumsal olay, çatışma vs. bir şey olmadan gerçekleşti bu olay. Durdurulmuş bir aracı uzak bir mesafeden çeken gazetecilerin yanına gelen sivil polis, ''Siz kimsiniz lan, Benden izin aldınız mı çekim yapmak için, sizin gazeteciliği… yaparım, Bu görüntüleri yayınlarsanız sizi ..... yaparım'' şeklinde küfür ve tehdit etti. Arkadaşımız gazeteci olduğunu söylemesine rağmen bu küfür, hakaret ve tehditler devam etti. Bu yetmezmiş gibi gazeteci arkadaşımıza fiziksel saldırıda bulunuldu. Aracına binip gitmek isteyen gazetecinin çenesine de yüzük olan eliyle vurdu bu polis memuru. Bize inanmıyorsanız o bölgedeki MOBESE kamerasının kayıtlarını izleyin. O da yeterli değilse bu kişinin fotoğraflarını ve görüntülerini de sizinle paylaşabiliriz.
Sayın Müdürüm... Bahsettiğimiz yer dağ başı değil, Diyarbakır'ın merkezi olan Ofis semtindedir. Bu saldırıyı gerçekleştiren kişi de cebinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin polis kimliğini taşıyan, belinde devletin silahı olan biridir. Biz böyle bir muameleyi en şiddetli zamanlarda, her gün onlarca kişinin öldüğü 90'lı yıllarda bile görmedik. O zamanlar bile polislerden ve güvenlik güçlerinden böyle aşağılayıcı bir şiddet görmemiştik. Sizce bu davranış başında bulunduğunuz polis teşkilatına yakıştı mı? Malumunuz sağa sola bombayı gazeteciler koymuyor, bombalı araçlar da gazetecilerin suçu değil. Peki gazetecilere uygulanan bu şiddetin sebebi nedir. Biz bu durumda devletin polisine de güvenemeyeceksek, polisin bile saldırısına uğrarken canımızı kime emanet edeceğiz?
Sayın Müdürüm... Evet gergin günler geçiriyoruz. Ama sizin ve teşkilatınızın bu gergin günleri üstün bir kriz yönetimi anlayışı ile atlatabilecek profesyonellikte olduğunu biliyoruz. Siz de takdir edersiniz ki elinde kamera olan ve kamerası kayıtta olan bir gazeteciye bu kadar pervasızca ve aleni bir şekilde saldıran kişi sokaktaki vatandaşa neler yapmaz. Ben böyle kişilerin polislik mesleğine yakışmadığını ve o üniformayı kirletmemeleri gerektiğini düşünüyorum.
Bu kendini bilmez kişinin devletin kendisine verdiği silahla bu şekilde terör estirmesine engel olmanız gerektiğini düşünüyorum. Bu kişinin idealist pırıl pırıl genç polis kardeşlerimizle aynı kefede tutulmaması gerektiğine inanıyorum. Özellikle bu kişinin halkın içinde polisin adını kirletmemesi gerektiğine en az benim kadar sizin de inandığınıza inanmak istiyorum. Ben sizin sağduyulu yaklaşımınızla bu olanların gereğini yapacağınıza olan inancımı koruyorum. Sizin sağduyunuzla Diyarbakırlıları kendini bilmez bu kişilerin insafına terk etmeyeceğinize olan inancımı da koruyorum. En önemlisi böyle kişilerin şerefli polis üniformasını kirletmesine izin vermeyeceğinize en kalbi duygularımla inanıyorum...
Yükleniyor...
Yorumlar yüklenirken lütfen bekleyiniz...
|