GÜNÜMÜZ DÜŞÜNCE EVRELERİ 1

Hayatın hemen her alanında hayatımıza olumsuz etki eden bir çok durumla karşı karşıya kalıyoruz. Bunlarla beraber hayatımıza her gün yeni duygular eklenmekte ve düşüncelerimize yeni hayat normları işlenmektedir.Bunları bir kaç yazı da sizlerle paylaşacağım..

SİYASİ DÜŞÜNCELER;

Düşüncelerimiz hem siyasi, hem sosyolojik hem de psikolojik olarak günlük hayat koşullarına göre güncellenmekte ve günübirlik düşüncelerle değişiklik gösterebilmektedir. O yüzden bütün görüşler artık sabit kalmıyor ve zamanla hemde çok kısa bir zaman da değişebilmekte ve artık insanlar hayatı boyunca başkalarının gerek sözle gerekse despot bir yaklaşımla sergilediği düşüncelere, biat edebilmekte ve 'empatiden sempati doğar' sonucuna bağlanarak karşı çıktığı düşüncelere zamanla kendileri de inanabilmektedir.

Empati ruhunu topluma olumlu anlamda empoze eden düşüncenin karşısında, bunu kendi lehine çevirerek empatiden yararlanılarak bir süre sonra insanların sempati duyması sağlayan kesimler, bu sempatiyi kazandırdıktan sonra geriye kalan düşünceleri ( eski düşünceleri), bilinçaltında marjinalize ederek geriye dönüşü imkansız hale getirebilmektedir.Kendi düşüncesini yücelterek, bilinci ve benliği esir alan anlayış, zamanla artık kendi fikrinde başarılı olmuştur ve aynı oyunu başka düşünceler üzerinde yoğunlaşarak devam eder.

Siyasi düşünceler, güncel siyasi çarpışmalar ve bu siyasi farklılıkların zamanla birbirlerini, farklı kulvarlarda diğer düşüncenin toplumun antipatisini kazanması adına birbirlerine olan saldırıları, toplumun düşünsel gücünü yıpratmakta ve artık karar verme mekanizması dejenere olmaktadır. Bu bulanık düşünce hali bütün farklı siyasi düşüncelerin temsilcilerine fırsatlar tanımakta ve o bulanık düşünceleri kendi lehine çevirmeye çalışılmaktadır.Yıpranmış ve siyasi görüşlerini açıklamayı dahi cesaret edemeyen bir bilinçaltı yapılan hiç bir şeye refleks gösterme gereksinimin kendisinde bulunduramamaktadır. Böylece tüm siyasi partiler kendi konumunun vermiş olduğu gücü diğerine karşı kullanma yoluna girer ve despot bir düşünsel anlayışla diğerini yok etmeye çalışır.

Siyasi düşünceler, kişilerin yaşam koşulları veya çevre ve aile etkisi ile zamanla oluşur.Doğuştan bilinçaltında var olan bir düşünce değildir.O yüzden bu düşüncelerin kesin bir ilahlığı yoktur.İnsanların zamanla yaşadıkları hayat koşulları ile düşüncesinin kabul edemediği düşünceyi, inanışı ve yaşam tarzını bertaraf etme çabasına bağlı benlikte oluşan bir savunma mekanizmasıdır. O yüzden siyasi düşünceleri inançla bağdaşlaştırmak ve insanların inançlarını siyasi malzeme haline getirmek, inancın inanç olmaktan çıkması ya da o inanç toplumunun inançla olan bağına zarar verebilmektedir.Çünkü tamamen inançlı bir yaşam süren karakter, inancını siyasi düşünce ile birleştirdiğinde ya siyasi düşüncesi veya savunduğu siyasi partisi benliğinde yücelmiş olur ve kutsallaşır. Kutsallaşan siyasi düşünce artık hiç bir karşıt düşünceyi kabul etmez ve diğer tüm düşünceleri düşman olarak görmeye başlar.Bu karakter artık istenilen siyasi düşünceye angaje olmuştur.Bütün benliği ile siyasi düşüncesini canı pahasına savunmaya devam eder ve toplumun birlikte ve farklı düşüncelerin bir arada yaşama kanunu tanımaz hale gelir.Bu siyasi düşünce tarzı dünya yaşam kanunlarını önemli ölçüde zedelemektedir.

Her hangi bir ideolojiye bağlı olan siyasi düşünceler de yine aynı hiyerarşiyle topuma dayatılmaya veya toplumun düşüncesine sunulabilmektedir.Savunulan ideolojinin haklılık yolları anlatılır ve o düşünceye meyilli karakterler bu yönde eğitilir. İdeolojik siyasi düşünceler, inançlı siyasi düşünceleri kabul etmeme yoluna girer ve yapılan hataların aslında inandıkları inancın bunu kabul etmediğini anlatarak inançlı siyasi düşünceli insanları kendi  siyasi düşüncelerine davet ederler.İdeolojik siyasi düşüncelerin temel probogandası hep geçmişte kendilerinin maruz kaldığı katliam, zulüm ve işkenceleri dile getirmek ve bu maruzatların halen devam etmekte olduğu mantalitesini taşımakta ve buna karşı mücadeleye devam etme politikası ile siyasi hayatına devam ederler.Tüm bu anlayışlarla daima bir çok siyasi düşünceyle karşı karşıya kalındığı görülmektedir.

Siyasi düşüncelerin toplum nezlinde başarısız olmaları; tüm farklılıkları amacının birbirini toplumun birer değeri veya olması gereken bir unsuru olarak görmekten çok, birbirinin yok olmasını istemek olduğu için kesin bir çözümle sonuçlanmamaktadır. Bu çatışmalı süreçlerin temel nedenlerinden biri de bu düşünceye bağlıdır.Oysa bütün siyasi düşünceler birbirinin vazgeçilmez değer olduğunu kabul edip hizmet olarak birbirini geçmeye çalışması bu sorunun ortadan kalkması için bir neden olabilir. Halkın hizmet için seçtiği vekiller kendi siyasi düşünceleri için hizmetten çok, düşüncesinin kutsallığını sürdürebilmek için çalışmaktadır.Bu yöntem de hizmet alımı karşılanamayan halk için hiç bir önem taşımamakta ve karşı tarafa karşı antipatik duyguların tezahürü olarak nefret beslenmesine yol açmaktadır.Düşman düşünce olarak zihinlerde yer almasına sebep olmaktadır.

Sevgi dolu yarınlar dileğiyle..

ESENKALIN..

MEHMET SEBİH ALTUN

msebihaltun@gmail.com