SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() HAYAT VE ÖRTÜBu dünyadan insanı çıkarırsanız, neyin ne işe yaradığını söyleyebilen biri var mı? Otlar yeşeriyor, hayvanlar otlanıyor, etinden sütünden insanlar yararlanıyor. Güneş, hava, su insanın varlığıyla anlam kazanıyor. Çünkü tefekkür etmek, yaradanı düşünmek, tahayyür ve tasavvur kabiliyeti sadece insanda vardır. Öyle ki yüce Allah bizzat “insanı ahseni takvim(yaratılanın en güzeli)” olarak yarattığını vurguluyor. Ne ilginçtir ki yeryüzünün doğallığını bozan, bir yandan hayvanlara, diğer yandan insanlara sıkıntı veren de yine insandır. Bu kadar insana sıkıntı veren kimseye insan denilebilir mi? Yine yaradanın ifadesiyle cevap vermek en doğrusudur “onlar hayvan gibiler belki daha da beterdirler” diyor. O zaman insanın şeklen insan olarak yaratılması insan olarak kabul edilmesi için yetmiyor. Fasık bir insan dünyevi standartlara göre konumu ne olursa olsun adliyede şahitliği kabul olmadığı gibi. Tabi ki iyisi kötüsü olacak çünkü imtihan dünyasında yaşıyoruz ve öteki dünya sadece insanlar için söz konusudur, mahşeri sadece insanlar yaşayacak ve cennet cehennem varlığı insanı ilgilendiriyor. Bir Allah dostu yetiştirmekte olduğu üç tasavvuf talebesini yetişip yetişmediği sınamak için kendilerine ayrı ayrı şu soruyu soruyor, -Size kalsa insanlık alemini nasıl isterdiniz? İkisi, -Hepsinin iyi insanlar olmalarını isterdik, derken Üçüncüsü, “bu haliyle kalmalarını isterdim” deyince ilk ikisine hayata katılma izni vermezken üçüncüsüne, -Buyur evladım sen tasavvuf konusunda hizmet verebilirsin. Çünkü en doğru cevabı sen verdin yüce Allah dileseydi bu insanların hepsini iyi edebilirdi ama imtihan dünyası insanın hayatı cüz-i iradesiyle şekillenir, sorumluluğu da ondandır. Gelelim günümüz şartlarına bu memlekette yarım asır kimin niçin başkasına zulüm ettiği, bu zulmü yaparken kime hizmet ettiği, ne adına vatandaşlarımıza eziyet ederek din diyanetimizle uğraştığını anlamak çok zor, ama öyle bir sıkıntı verdiler ki, sanki doğru yaşamak yanlışmış, ayıpmış, anormalmiş gibi bir hava oluşturdular. Anadolu insanı için bile hakka, doğruya, insani tarza da yaşamaları tuhaf karşılanır hale geldi. Yüce Allah, İslam, iman ve edep düşmanları kimselere fırsat vermesin. Ne yapmadılar ki? bunu yaparken de devlet adına, layıklık adına yaptılar. Bizim, intikam duygularıyla yaşama gibi bir imkânımız yok çünkü dinimiz buna ruhsat vermiyor. Fakat meydan bu zalimlere kalmasın diye kavli ve fili dua etmeye devam ediyoruz. Ben geçen yazın 10 günlüğüne Norveç’e gitmiştim orada cami derneğine üye olan vatandaş başına yıllık 120 Euru veriliyor, namaza gittiğimiz caminin dernek üye sayısı 2500’dü, çarpalım, toplayalım bakalım ne kadar ediyor? Behey sersen vatandaşım dünya Dini duygulara, Manevi değerlere böyle sahip çıkıyor. İnsan manevi değerleriyle insandır. Şefkat, merhamet, onur, edep, haya, insanlık için paha biçilmez değerlerdir ve tüm dinlerin öğretilerinde de vardır. Çünkü İnsan bu değerlerle hayata katkı verebilir. Mümine bayanlar için örtü ilahi bir emir olup, bu konuda farklı fikir beyan eden fıkıh erbabını bulamazsınız. Ayıraca baş açık çarşı-pazar dolaşan bir Müslüman hanım efendi bundan dolayı günahkar olduğu gibi, kendisine bakan erkeklerinde günaha girmesine vesile oluyor. Dolayısıyla vebalı çok yönlüdür. Bir vakit namazınızı mazerete binaen kaçıran bir an evvel kaza edip, tövbe istiğfar edebilir, ama yüzlerce erkeğin günaha girmesine vesile olan bir mümine hamın efendi bunalıma girer, bu kadar kimseden helallik alma gibi bir imkanı olmadığı için. Ayrıca Allah rızası için örtünmek İslam’ın şiarından olduğu için örtülü bir minine daima sevap kazanıyor. Keşke erkeklerin de elinde böyle bir imkan olsaydı. Ne acıdır ki bir yanda örtünüp diğer yandan dar pantolon giyenler, kollarını dirseklere kadar açanlar, yüzünü güzünü makyaja teslim edenler de vardır. Bu tür insanların haleti ruhiyesini ancak Allah bilir. Bu tezat yaşamın içinden cesaretini toplayıp örtünmeye karar veren ve inancının gereği gibi yaşamayı tercih eden D.Ü Rektörümüz Ayşegül Jale Saracı tebrik ediyor, ehli iman kardeşlerine yaşattığı bu sürurun taksiratlarına vesile olmasını yüce Allah’tan diliyorum. Umarım bu manevi huzuru yönetim performansına da yansır ve üniversitemizin yönetim kalitesi tavan yapar. Sevenlerinin duasını aldığı gibi sevmeyenleri de mahcup olur. Ayrıca bu hayırlı kararından dolayı hiç kimsenin herhangi bir bahaneyle onu eleştirmeye hakkı yoktur. Şu gerekçeyle bu endişeyle kapandı diye yorum yapmak, niyet okumadır. Niyet okuma ise insan için haddini aşmadır. Yüce Allah haddini aşanları sevmez. Selam ve sevgilerimle daha mutlu günlere. Yükleniyor...
|