SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() HDP: Kemalist, Ulusal Solcu/Stalinist, Tarihsel Bir Stratejiyi Devam ettiren, Üniter Devleti Yaşatmak İsteyen Elitik Bir Parti…![]()
ibrahim GÜÇLÜ ibrahimguclu21@gmail.com
Öcalan, 1999 yılında Türkiye’ye geldikten sonra, on yıllardır devletin isteği üzerine devam ettirdiği gizli stratejiyi açığa vurdu. Kürtlerin, Kürdistan’ın dört parçasında da bağımsız devlet, federasyon ve hatta otonomi hakkına sahibi olmadıklarını hem yargılaması sırasında hem de avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde yaptığı açıklamalarla deşifre etti. O dönemde, Kürdistan’ın Güneyinde anayasal olarak daha onaylanmamış federe yapıyı da, Ortadoğu’da 2. İsrail Devletinin kuruluşu olarak tanımladı. Bu yapının yıkılması gerektiğini Kemalist Türk Devleti’nden istedi. ABD’nin Kürdistan’ın Kuzeyinde de Kürdistan’ın Güneyindeki yapıya benzer bir devlet yapılanması istediğini, buna müsaade etmemek gerektiğini de ifade etti. Kürtlerin Devletleşmemesi için de, PKK ve Öcalan olarak üzerine düşecekleri de yapacaklarını çok cesurca ve Kürtlerin de gözlerinin içine baka-baka dile getirdi. Bu stratejiye uygun olarak da Kürtlerin bağımsız örgütlenmesini sona erdirmesi gerekiyordu. Bu düşünce ve stratejinin sonucu olarak, “Çatı Partisi” adı altında solcu ve Kemalist bir parti önermesi yaptı. Bu önermenin doğal sonucu olarak: Solcu ve Kemalist Kürtler solcu ve Kemalist Türklerle, Liberal Kürtler Liberal Türklerle, Sosyal Demokrat Kürtler Sosyal Demokrat Türklerle, İslamcı Kürtler de İslamcı Türklerle örgütlenmeleri gerekirdi. Bu da, Kürtlerin bağımsız örgütlenmesinin son bulması, Kürtlerin örgütsüz kalması, Kürtlerin kaderinin yine Türk örgütlenmeleri ve özellikle de Kemalistlerin eliyle tayin edilmesi, Kürtlerin de bir millet olarak diğer dünya milletleri gibi bir statüye ve haklara kavuşmaması için engelleyici bir durum yaratılmasıdır. Bu düşünce ve stratejinin sonucu olarak bir dönem önce “Halkların Demokrasi Kongresi (HDK)” yapıldı. Bu yapı, Eylül 2013’ün sonunda, genel kongresini yaptı: Yeni bir parti olarak, “Halkların Demokrasi Partisi (HDP)” olarak yapılandı. Bu yapı, hem kuruluş öncesi ve hem de kuruluş sonrası tartışmaların konusu oldu. Eğer bu parti, diğer Kemalist sol ve sosyalist partiler kategorisinde olsaydı, bu kadar yoğun tartışmalara maruz kalması söz konusu olmazdı. Bu partinin Kürtlerle ilgili olması ve Kürtlerin örgütlenmesine son vermesi bağlamında tarihsel bir önemi olduğu için, bu kadar yoğun tartışmalara maruz kalması doğal bir şey. Bu partinin kuruluşunun, BDP’nin yaşamına son vereceği de onun hakkında tartışmaları yoğunlaştırdı. HDP’nin kuruluşunun gündeme geldiği aşamadan itibaren, BDP içinde de huzursuzlukların baş gösterdiği kamuoyu tarafından bilinmekte. BDP içindeki tepki ve huzursuzluklar: Mahalli genel seçimlerde Türkiye’nin Batısında HDP’nin ve onların deyimiyle Türkiye’nin doğusunda, benim deyimimle Kürdistan’da BDP’nin seçime katılmasına karar vermekle, bastırıldı. Ama HDP’nin genel seçimlere tek başına girmiş olmasına karar verilmesi, bu huzursuzluğa son vermiş olmadı. Bu huzursuzluğu, Öcalan ve Kandil vesayetinden dolayı bastırılmış olunduğunu “sağır sultan” bile duymuş durumda. Çünkü bu karar BDP’nin hayatına son vermekte. HDP, legal alanda BDPliler ve Apocular için tek alternatif parti seçeneği olmakta. Belki de bu konuda da “gün doğmadan neler doğar” demek yanlış olmaz diyorum. Ama verili durum şimdi budur. Ben de verili durum üzerinden görüşlerimi belirteceğim. HDP Kürtlerin bağımsız örgütlenmesine son verme stratejisidir… Kürtler, 20 Yüzyıl’ın başlarında Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde kendi siyasal, sosyal ve kültürel örgütlerini bağımsız bir şekilde kurdular. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması ve Kemalistlerin iktidar olmasından sonra, Kürtlerin varlığı millet olarak ret edildiğinden Kürtlerin bağımsız örgütlenmesine de izin verilmedi. Kürtler illegal örgütlenme zorunda kaldılar. 1919’da Koçgiri Milli Ayaklanma Hareketi sonrasında Kürt milli ayaklanmalar bu illegal Kürdistan örgütlenmeleriyle yürütüldü. Kürdistan İstiklal Örgütü ve Xoybûn ulusal ayaklanma döneminin bilinen en önemli Kürt örgütlemeleridir. Kürdistan’ın Kuzeyindeki milli ayaklanmaların katliamlarla bastırılmasından sonra, Kürtler siyaset ve tarih dışında tutuldular. Bu da onların bağımsız örgütlenmesini de engelledi. Kürtler Atatürk’ün partisine, 1946’dan sonra çok partili siyasi yaşamda diğer sistem partilerine mahkûm edildiler. Kürtler yoğunlukla Demokrat Parti’de yer aldılar ve ona oy verdiler. Kürtlerin Kuzey Kürdistan’da bağımsız örgütlenmesi 1965 yılında Türkiye Kürdistan demokrat Partisi ile gerçekleşti. Ama bu parti kitlesel bir karakter kazanamadı. Kürtlerin sağcıları Demokrat Parti’de, Kemalistleri CHP’de yer alırken, sosyalistleri de TİP içinde yer aldılar. Kürdistan’ın Kuzey’indeki sosyalistlerinin ve Kürt milliyetçilerinin çalışmalarının birleşmesiyle Kürt ulusal Hareketi kitlesel ve toplumsal bir yapı kazandı. Kemalist Türk Devleti’nin daha fazla dikkatini çekti. Kürt sosyalistleri, Türk sosyalistleriyle ortak örgütlenmenin, Kürtlerin kendi kaderlerini kendi iradeleriyle tayin etmesinin önüne geçeceğini saptılar. Bu noktadan sonra, 1969’dan itibaren Türk sosyalistlerinden ayrı ve bağımsız örgütlenmeye başladılar. 12 Mart 1971 Askeri darbesi sonrasında, 1974’ten itibaren Kürdistan’daki örgütlenme çoğulcu ve bağımsız bir çizgide gelişti. Kürtlerin hepsi bağımsız örgütlenmede uzlaştılar ve görüş birliği sağladılar. Kürtlerin bu tutumu ve yaklaşımı, 12 Eylül sonrasında da devam etti. PKK’nın gelişmesi de bu zeminde oldu. Günümüzde de, Kürt solcuları dışında Kürt liberalleri, Kürt İslamcıları da kendi bağımsız örgütlerini oluşturmaya çalıştıkları bir sürece girilmiş durumdadır HDP’nin kuruluşu, bu konseptin son bulması, eski çizgiye, Kemalistlerin Kürtleri örgütsüzlüğe mahkûm ettiği döneme dönmek anlamına gelir. HDP aynı zamanda Kürt ulusunun kaderinin Türklere terk edilmesi projesidir… Kürtler, kendi kaderlerini kendi iradeleriyle tespit edeceklerdir. Bu iradeleri de yapılandırdıkları, oluşturdukları örgütlerle olacağı dünyanın diğer milletlerinin tecrübeleriyle de açığa çıkmış bir sorundur. HDP ise, Kürtlerin kaderini Türklerin eline terk etme konsepti ve örgütlenmesidir. Kemalist Türk ulus devletinin yaşatılmasının ve devam ettirilmesinin; Kürtlerin ikinci sınıf bir topluluk olmaya devam etmesi; Kürtlerin hükümranlık, iktidar olma, kendi kendini yönetme hakkının engellenmesidir. Bu yapılanma, Öcalan’ın, üniter Kemalist devleti savunmasına, “Demokratik Cumhuriyet Tezine” tamı tamına uygun bir gelişmedir. Ama bu Öcalan’ın stratejisi değil bir derin devlet projesidir… Kürt ulusal hareketi, 1970’lerden sonra uluslar arası standartlarda gelişmeye başladı. Kemalist Türk Devleti, bütün uygulamalarının; asimilasyon, katliam, tutuklama, cezalandırmalarının anlamsız olduğunu; Kürtlere yönelik tezlerinin iflas ettiğini; Kürtlerin kendi kaderini kendi eliyle gerçekleştirmesinin önüne geçemeyeceğini anladığı zaman, yeni bir strateji benimsedi. Kürt hareketini içerden kuşatmak; Kürt ulusal hareketini, ulusal hareketin toplumsal güçlerini ve örgütlerini tasfiye etmek; zaman içinde bu yapı ile Kürt ulusal hareketini denetlemek gibi bir strateji benimsedi. En stratejisini, radikal sloganlar ve çıkışlar yaptırdığı PKK ile projesini devreye soktu. Bu aşamada da, HDP, bu stratejinin yeni bir versiyonu, yeni koşullardaki bir yapısı olarak gündeme gelmiş durumda. Bu proje ulusal solcuların ve Kemalistlerin bir projesidir. Ergenekoncuların planlarıyla da bir örtüşme göstermektedir. HDP, Ulusal Solcu ve Stalinist bir partidir: Kürtlerin, Alevilerin, Liberallerin, İslamcıların partisi değildir. Her siyasi çevre HDP’yi kendisine göre tanımlamaktadır. Bazılarına göre HDP Kürtlerin ve Türklerin partisidir. Bu tez yanlıştır. HDP, Türk rasyonelleri içinde kurulan ve beyni Türk olan bir partidir. O bakımdan Öcalan istedi diye DHDP Kürt partisi olmaz. Sadece Kürtler, partinin tabanı, hamalı olabilir. Parti, karakteri gereği her şeyi araçsallaştırdığı gibi Kürtleri de araçsal olarak ele alıyor ve alacak. HDP, Alevilerin de partisi değildir. Çünkü HDP tanrı tanımaz bir örgüttür. O zaman nasıl mezhepleri tanır. Sebahat Tuncel’in genel başkan olması, bazı solcu ve Kemalist Alevilerin HDP’de olması; onun Alevilerin partisi olduğu anlamına gelmez. Eğer öyle olsaydı, genel Başkanı Dersimli ve Alevi olan CHP, Alevilerin partisi oldurdu. Ayrıca HDP niteliği itibariyle Kemalist ve ulusal solcu olduğu için demokrat da değildir. Bu nedenle, HDP demokratların da partisi değildir ve olamaz da. HDP, hiçbir zaman liberal bir parti de olamaz. Çünkü hem serbest piyasa ekonomisine karşı, hem anti-emperyalist ve hem de özgürlükler konusunda tutarlı olması olanaklı değil. HDP’i oluşturan kişiler ve topluluklar tanıdıklarımızdır, bunun için, onların kendileri için özgürlükler istediklerini,, başkalarına o istedikleri özgürlükleri layık görmediklerini, çok standartlı olduklarını biliyoruz. Çünkü onlar otoriter, tekçi, monolitik, tek parti, tek ideoloji, tek lider rejimini savunmaktadırlar. Bu nedenle de PKK’ya ve Öcalan’a yönelik bir eleştiri sahibi değiller. Ayrıca hatları da değildir PKK/Kandil’i eleştirmek. Çünkü Öcalan ve Kandil’in direktifiyle kurulmuş bir partidir. Bu parti Kandil’den beslenmektedir ve oradan finanse edilmektedir. BDP’den bile daha bağımlı bir partidir. Bu nedenle de çıkarcı ve güdümlü bir partidir. HDP, İslamcıların partisi hiçbir zaman olamaz. Çünkü HDP, tanrı tanımazların partisidir. Bir hanım İslamcının, “HDP’de lider sultası olmadığı için” orada olduğunu söylemesi oldukça garip, anlaşılmaz bir durumdur. HDP, tek lider, tek ideoloji, tek parti egemenliğini ve diktatörlüğünü savunmasına rağmen nasıl oluyor da lider sultasına sahip değil, bunu anlamak oldukça zor. Bu İslamcı da, “Öcalan İslamcısı mı?” diye sormaktan kendimi alıkoyamıyorum. HDP aynı zamanda PKK’ diktatörlüğünün ve cumhuriyetinin kuruluşunun da bir aracıdır… HDP legal alanda Kürtlerin bağımsız örgütlenmesine son verirken, silahlı ve illegal olan PKK/KCK konusunda bir şey söylemiyor. PKK/KCK’ye karşı bir tutum belirlemiyor. Alternatif bir Kürt ve Türk partisi iddiası taşımasına rağmen, PKK/KCK’nin ortadan kalkmasını, fesih edilmesini talep etmiyor. PKK/KCK’ye karşı alternatif bir parti olduğunu da söylemiyor. Ayrıca destekliyor. Bu da HDP’nin PKK’nın diktatörlüğünün ve cumhuriyetinin bir araçsal yapısı ve emanetçi bir örgüt olduğunu bize anlatıyor. HDP, Kürtlerdeki çoğulculaşmanın, demokratikleşmenin, değişimin önüne geçme aracıdır… Soğuk Savaş sonrasında dünya hızla değişti. Dünyada statü değişiklikleri oldu. Demokratikleşme hızlandı. Etnik topluluklar ve ulusların bağımsızlaştılar ve özerkleştiler. Bu trend ve süreç, bölgemiz Ortadoğu’yu derinden etkiledi. Irak’ta federal yapını ve demokratik bir yönetimin oluşması; “Arap Baharı”nın Arap Yarımadasında ve Afrika’da otoriter ve despot yönetimleri yıkması, değişime zorlaması bunun en somut göstergeleridir. Bu değişim, Kürdistan’ı ve Kürtleri de derinden etkiledi. Kürdistan Federe Bölgesindeki demokratikleşme, siyasal çoğulculaşma, farklı dünya görüşlerine sahip kesimlerin kendilerini örgütleyebilmeleri, dünya demokratik standartlarına uyumlu yapılar oluşturulması, ABD ve Avrupa Birliği ile ilişkiler, Eylül ayında demokratik bir şekilde seçimlerin sonuçlanması bu değişim, gelişim, demokratikleşmenin en somut göstergeleri. Dünyadaki ve bölgedeki değişim, gelişim, demokratikleşme en fazla Kürtleri etkilemektedir. Çünkü Kürtlerin menfaatleri, statükoculuktan, otoriter sistemlerden yana değildir. Statükoculuğa karşı, değişimden, gelişimden, demokratikleşmeden ve çoğulculaşmadan yanadır. Kürdistan’ın Kuzeyinde de siyasetin ve PKK/BDP’nin eskisi gibi yürüyemeyeceği Anlaşılmaya başlamıştır. Değişim, gelişme, demokratikleşme, çoğulculaşma kaçınılmazdır. Bu değerler, PKK’nın otoriter, tek lider, tek ideoloji, tek parti diktatörlüğünü sarsan, sorgulayan değerlerdir. Ayrıca Kürdistan’daki bu değişim, Kemalist, ulusal solcu Türk akımlarına ve yapılarında da kapıları kapatacak köklü bir gelişmedir. PKK de işleri eskisi yürütemeyeceğini, atını istediği gibi şaha kaldırmayacağını bu son aşamada daha iyi anlamış durumdadır. HDP, eski statünün korunması, Kürtlerdeki değişim, gelişme, demokratikleşme ve çoğulculaşmasının da önüne geçilmesinin bir barikatı, konsepti, planlı ve programlı projesidir. Yükleniyor...
|