HERKESE AÇIK MEKTUP

Sayın TEDAŞ, DEDAŞ, Elektrik kurumu vs. yetkilileri.

Sayın Valimiz ve mülki idarecilerimiz.

Sayın İl ve ilçe Belediye başkanlarımız.

Sayın Siyasi parti il ve ilçe başkanlarımız.

Sayın Elektrik dağıtım ve tahsilât işlerini özel sektöre ihale eden Özelleştirme işiyle ilgili yetkililerimiz.

Sayın İktidar ya da muhalefetin görevdeki veya emekli Milletvekillerimiz

Sayın Diyarbakır milletvekili Tarım Bakanımız.

Sayın Enerji Bakanımız.

Sayın Başbakanımız.

Sayın Cumhurbaşkanımız.

Sayın her gün memleket meselelerinde TV lerde boy gösteren, açılış ve törenlerde kurdele kesen, VİP salonlarını kullanan ve protokolde yer alan büyüklerimiz.

Sayın STK başkan ve yönetim kurullarımız.

Sayın Ticaret odası, Esnaf Odası ve her türlü oda yöneticilerimiz.

Sayın vicdan sahibi büyüklerimiz.

Diyarbakır’ın Yenişehir semti Vilayet civarı Ali Emiri caddesinde oturan bir vatandaş olarak yazıyorum.

Evimin bulunduğu binanın bitişiğinde Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı erkek öğrenci yurdu var, Caddenin yukarısında SGK Bölge Müdürlüğü, caddenin başında Kamu Lojmanları, biraz ilerde Bağ-kur il binası ve lojmanı, tam arka sokağımda Jandarma lojmanı, karşısında İlçe Tarım Müdürlükleri var yani anlayacağınız moda deyimle Varoş diye adlandırılan bir semtte değil belki de merkezi sayılabilecek bir noktada oturuyorum.

Bir aydan beridir bütün gazetelerde manşetlere çıkmasına rağmen, halkın kendi imkânlarınca bulduğu yetkililere ulaşmasına rağmen, sokaklarda neredeyse eylem yapma durumuna gelmiş olmasına rağmen, Valiliğe dilekçe ve görüşmeler yapılmasına rağmen, DEDAŞ yetkililerine yazılı ve fiziki müracaatlarda bulunulmasına rağmen çözülmeyen bir sorunla baş başa olmaktan utanç içindeyiz.

Hepimizin sinirleri boşalmış ve burnundan solumaya başlamış haldeyiz ancak elimizden bir şey gelmemesinin ezikliğini yaşıyoruz.

Bizlere çıkar yol veya Devletimize yakışır ikna edici bir cevap vermenizi bekliyoruz.

DEDAŞ müdürü basın toplantısı yapar, “ Altyapı yetersiz, nüfusun bilmem kaçta kaçı kaçak kullanıyor, yetiştiremiyoruz, elimizden bir şey gelmiyor “ diyerek pişkinliği elden bırakmadan insanların gözünün içine baka baka konuşur. Bir de para ödemeyenlerin faturasını diğer vatandaşlara bölüştürüyoruz diyerek keyif çattığı söylenir.

Valilik, basından okuduğumuza göre DEDAŞ müdüründen bir an önce sorunu çözmesini istemiş olmasına rağmen şu ana kadar çözülmüş bir durum yoktur.

Herkes birbirine bakar, herkes ensesini kaşır ve ağzına geleni ardına koymaz.

İzin verirlerse:

Yukarıda saymaya çalıştığım büyüklerimize seslenmek istiyorum.

Sizin çocuğunuz ders çalışırken onlarca defa elektrik gidip geldi mi, onlarca defa mum yakıp söndürdünüz mü?

Siz, yorgun argın evinize giderken 2 metrekarelik havasız karanlık ve soğuk asansörde mahsur kaldınız mı, kapalı yerde kalma korkunuz var mı?

Sizin elektronik eşyalarınız ayardan düştü mü, bozuldu mu, motor yaktı mı?

Siz, haber veya dizi izlerken gecede onlarca defa gidip gelen cereyanın laçkalaştırdığı sinirinizi nasıl teskin ederdiniz?

Sizin kombileriniz bir durup bir çalışıp hem performansından kaybedip hem de yüklü faturaları karşınıza çıkardı mı?

Siz gidip gelen elektriğin ısıtamadığı evinizde ve karanlıkta düşüp başınızı bir yerlere çarptığınız oluyor mu?

Sizin eşiniz evi temizlerken elektrik süpürgesinin, çamaşır ve bulaşık makinesinin motor yaktığına şahit oldunuz mu? 

Sizin çocuklarınız sabahın erken saatinde hatta karanlıkta okula aç karnına ve yüzünü yıkamadan gittiği vaki midir?

Bu türlü sıkıntıları aşamadığınız ve çaresizliği yaşayıp, insanlığınızdan utandığınız oldu mu hiç?

Sizin lojmanlarınızda bunlar yaşanıyor mu?

Bu yazıyı size anlattıklarında “ üzülüyor mu “ yoksa  “ beter olsunlar “ mı diyorsunuz.

Her ne derseniz deyin, sorunu çözmesi gereken sizlersiniz.

Bu yazıya başladığımdan bu yana geçen bir saate yakın zaman diliminde en az 10-15 kez, akşamdan beri en az 30-40 kez, sabahtan beri en az 50-100 kez cereyan gidip geliyorsa ve kışın başladığından bu yana çözülmüyorsa bunun bir izahı olmalıdır.

Trafo yetmiyor mu, daha güçlüsünü kurmak vazifenizdir.

Kaçak yüzünden mi oluyor, yakalamak veya telafi etmek sizin görevinizdir.

Özel sektör beceremiyor mu, halkın insanca yaşamasının güvencesi ihale eden ve özele devreden merciin yani Devletin sorumluluğundadır. Özel şirketten geri alınıp halkın insanca yaşamasını sağlamak da bir çözümdür.

Kaçak miktarı çok mudur, yakalaması veya cezalandırması gereken ya da geliri düşük insanlara maaş, gıda, yakacak yardımı gibi elektrik yardımı yapması gereken mercii Devlettir.

Ödenmeyen faturaların ceremesini namuslu vatandaşa yüklemeyi ve bunu dile getiren özel şirket yöneticilerini uyarmak, engellemek halkın haklarının güvencesi olan Devletin görevidir.

Vatandaş elektrik, su, doğalgaz, telefon, çevre ve temizlik, araç, MTV,ÖTV, KDV, kredi kartı taksiti hatta arabasını koyacak cadde kenarına bile para öderken, geciktiğinde gecikme cezası uygulanırken askerlik yapıp, vergi verip, oy kullanıp bütün vatandaşlık görevlerini yaparken bu zulümle karşı karşıya kalmamalıdır.

Şehrin birçok yerinde yaşanan bu rezaletin gerdiği sinirlerin sokağa dökülüp, caddeyi trafiğe tıkayıp eylem yaptığı, bazı devlet kurumlarına toplu halde gidip görüşme arzusuyla sinirli ve kavgacı tavırlarla iletişim kurmaya çalıştığı halkın gözlemlediği hallerdir.

Nerdeyse halk kendi hakkını arayacak duruma gelmiş olmanın krizi içindedir, olay çıksa barış sürecini sabote, çözüm sürecini kesintiye uğratma gibi laflar kullanılmaya başlanacaktır. Allah muhafaza, bir kıvılcım birçok olumsuzluğu beraberinde getirir olduğunu unutmamamız gerekir.

Hiçbir şey yapmıyorsanız bari resmi duyurularla medeni insanların yaşadığı illerde olduğu gibi “ şu gün şu saatler arasında şu semtlere cereyan verilmeyecektir “ deyin, O saatlerde isteyen anasının evine gitsin, isteyen tedbir alsın kendince.

Bu sinir bozucu yazıdan dolayı beni bağışlayın, aklıma gelen bütün ümeranın adını makamını yazmaya çalıştım,  unuttuklarım varsa onlar da kendi üzerlerine alsınlar.

Gerek maille, gerek sosyal medyayla gerek basın yoluyla ulaşılabilecek her makama ulaştırmaya ve bilgilendirmeye çalışacağım. Zira mahallem ve şehrim adına bir zorunluluktur.

Eğer çözülmesi mümkün değilse müracaat edeceğimiz başka bir merci tavsiye etsinler, bir müddet de oraya gidelim, zaten bahar gelince elektriğe ihtiyacımız kalmaz..

İşte o zaman, Siz sağ, biz selamet…

A.N.G

akadirgorduk@yahoo.com.tr