İnsanlar yaşadığı yerlerde huzurlu olmak ister. Bizim yaşadığımız coğrafyada huzur olup olmadığına bir bakalım.
Bölgemizde insanlar huzurlu olmak için çaba sarf ediyorlar. Ama bir türlü huzur bu bölgede hiç olmadı ve olmayacak gibi de görünüyor.
Bölgemize huzur gelmesini istemeyen terör örgütleri kendi başına hareket etmiyorlar.
Dünyada, dertsiz, sıkıntısız insan yoktur. Dünya, mümin için huzur yeri değildir. Azap yeri de değildir. Esas huzur ve azap yeri, ahirettir. Dünya, ahiretin tarlasıdır. Yani dünya kazanç yeridir. Dünyada ne ekilirse, ahirette o biçilecektir. Günümüzde insanlar inançları zayıf olduğu için başlarına bir olay geldiğinde sabır etmesini bilmiyorlar. Her nimet, bir maliyeti, zorluğu var. De sıkıntısız olmaz. Fakire göre, zenginin sıkıntısı daha çok olur. Zengin, arabası ile giderken, benzini biter, arızalanır, tekeri patlar. Yedek parça ve tamirci arar. Bütün bunlar birer sıkıntıdır. Zenginin borçları, alacakları da olur. Alacaklarını toplamak, borçlarını ödemek için devamlı sıkıntı içindedir. Malı çok olanın, sıkıntısı da çok olur.
Okul, iş hayatı için bir vasıtadır. İmtihanları başarı ile verip okuldan mezun olmak gerekir. Vasıtaya gaye gibi sarılmak, hep okulda kalmayı istemek akıl kârı değildir. Diploma almadan hayata atılmak da iyi değildir. Okula gitmekten gaye, diploma sahibi olmaktır. İşte dünya, bir okul gibidir. İman sahibi olmak da diploma almak gibidir. Talebenin maksadı, okulu başarı ile bitirip hayata atılmaktır. Müminin gayesi de, dünyadan iman ile ahirete gitmektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Dünyasını seven, ahiretine, ahiretini seven dünyasına zarar verir. Devamlı olanı, geçici olana tercih edin!
Mümin, diğer insanlara göre daha çok sıkıntı çeker. Çünkü Müslüman, komşularının ve diğer insanların eziyetlerine katlanır. Bunlar da birer sıkıntıdır. Helal kazanmak ve ebedi yurduna azık hazırlamak için yorulur. Bunlar da birer sıkıntıdır. Müslüman için asıl huzur Cennettedir. Çünkü dünya, mümin için sıkıntı yeridir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Dünya müminin zindanı ve kıtlık yıllarıdır. Dünyadan ayrılınca zindandan ve kıtlıktan kurtulmuş olur.
Dünyada, müminden bela, sıkıntı eksik olmaz.
Ayrıca başka bir Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Mümin, kertenkele deliğine girse de, ona eza edecek biri musallat olur.
Sıkıntılar, musibetler, günahlara kefaret olur. Sıkıntı istememeli; fakat sıkıntılardan da şikayet etmemelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Belayı nimet, rahatı musibet saymayan, kâmil mümin değildir.
Dünyanın faydasız eğlenceleri, tatlı sanılan şeyleri, ahiret azabıdır. Ahiret için çalışırken çekilen sıkıntılar ise, ahiretin en tatlı meyvesidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Dünyanın tatlılığı, ahiretin acılığıdır. Dünyanın acılığı ise, ahiretin tatlılığıdır.
Sıkıntılar, müminin günahlarının affına ve ahirette derecesinin yükselmesine sebep olacağı için bir nimettir.