14 Şubat sevgiler günü münasebeti nedeni ile insan sevgisi İslam da nasıl olduğunu ve sevgini, yeri insan olduğundan dolayı bir yazıyı kaleme almak istedim.
Yüce dinimiz İslam, önemli ahlaki ilkeler koymuştur. Bu önemli ilkelerden birisi de insan sevgisidir. İslam dini insana verdiği değeri şu gerçek ilahi emirle açıklamış ’İnsan yaratılmışların en şereflisidir.’’ hangi dinden olursa olsun, hangi dilden konuşursa konuşsun, hangi renkten olursa olsun ve hangi ırkta olursa olsun bütün insanlığı kucaklayan İslam dininin temelinde, insan sevgisi mevcuttur başka bir sevgi mevcut değil.insan sevgisi olmayan bir yerde o yerde huzur gelmesini beklenmesi zor görünüyor.onun için şimdi ki akan kanların çoğu insan sevgisinden uzak olduğundan dolayı.
Dinimiz, insanların barış, huzur ve sevgi içinde yaşamalarını, dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmelerini sağlamak için bütün insanlığa gönderilmiş evrensel bir din olduğundan dolayı insan merkezli olduğu için insanların mutluluğu ilk önce önem verir. Müslüman, barışçı insandır savaşçı bir insan olmaz. Barış ve huzurun kaynağı ise sevgidir. İnsanlar birbirini sevmedikçe barışın sağlanması mümkün olmaz. Tıpkı günümüzde yaşayan olayların insanların İslam dinin uzaklaştıkça insanlar arasında ne huzur kalmış ve nede sevgi kalmış.
İslam dini, insanların ırkı, rengi, dili ne olursa olsun bakmaz, bütün insanlığı kucaklayan evrensel bir din olduğu için. Allah, bütün alemlerin Rabbi ve Hz. Peygamber de tüm alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir peygamberdir. Bu konuda yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin”.
Bizler kardeşler arası düzleteceğimiz yerde kardeşler arasında daha fazla kanın akmasını sağlamak için Yahudi ve Hıristiyan toplukların arkasına giderek, İslam kardeşliği unutarak bunalar bizim kardeşlerimizdir. Onun için bizler kendi aramızdaki sorunu gidermek için bu Yahudi ve Hıristiyan topluluklardan medet buluyoruz buda yanlış olduğunu bilmemiz gerekir.
Peygamberimiz (s.a.v.) de: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de kâmil mümin olamazsınız” buyurarak sevgi ve kardeşliği öğütlemektedir.
Bizler sevgiyi bilmeyen Yahudi ve Hıristiyan topluluklar dan öğrenmeye çalışıyoruz halbuki İslam dinine baktığımızdan temeli insan ve insan sevgisine dayanmaktadır.
İnsanları çeşitli kamplara bölme gayretlerinin yoğun olduğu günümüzde insanlığın, insan sevgisi ve saygısı konusunda Mevlana'dan alacağı çok dersler vardır. Mevlana; kadın-erkek, genç-yaşlı, iyi-kötü, zengin-fakir, Müslüman-Hıristiyan demeden; her insanı Hakk'ın nurundan bir parça olarak görür, insanlara hep sevgi ve saygı ile bakar. İşte günümüzde ki insan bu Mevlana’nın söz kulak ardı ettiğini ve bu söze itibar etmediğini görüyoruz buda yanlış olduğunu ortadadır. Bu yanlışlığı devamı günümüzde ki insanları vampirleşmişler.
İnsanlar arasında olması gereken dostlukların azalması, ona bağlı olarak da kin, öfke, haset ve düşmanlıkların artması çoğu kez sevgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Yanlış düşünce ve davranışlardan kaynaklanan pek çok kötülüğün bir sebebi de yine sevgi eksikliğidir. Hâlbuki sevgi olsa, öfkeler diner, düşmanlık duyguları biter, bir daha ortaya çıkma imkânı bulamadan kaybolup gider.
Birde Allah gönderdiği Peygamberlerin getirdiği ilahi mesajlar ve kanunlar içerisinde ahlaki prensipler çok önemli bir yer tutmaktadır. bu prensiplerin üzerinde devam etmemizi Allah emretmiş, bizler bunu kulak arkası yaparak bu prensiplerde haberi olmayan toplulukları takip ediyoruz. Birde Hz. Peygamber (s.a.v)’in getirdiği dine ‘’İslam’’ isminin verilmesi, bu dinin müsamaha ve Sevgi dini olduğunu açıkça göstermektedir. Ne Kur’an-ı Kerim’de ne de peygamberimizin söz ve davranışlarında dar görüşlülüğe, bağnazlığa ve taassuba dayanak ve zemin bulmak mümkün değildir.
Mümkün olmayan bir dini mensubu olarak neden bizler Yahudi ve Hıristiyan insanların arkasına gidiyoruz. bizim dinimizin bunlardan ne eksiği var eksiği yok insanların zaafı ve eksikliği olduğundan dolayı bu hale geldik, Bu konu ayetlerle şöyle ifade edilmektedir: “Dinde zorlama yoktur.”Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve kendini bilmezlerden (cahillerden) yüz çevir! “(Ey Muhammed), sen Rabbinin yoluna (insanları) hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla mücadeleni en güzel bir şekilde yap.” ”O takva sahipleri ki, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah güzel davranışta bulunanları sever’’ DEVAM EDECEK








