SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() KADININ EVRENSEL HAKKI VE TÜRBANSiz değerli okuyucularımdan; kadın hakları, kadın sorunu ve sosyal durumlarıyla ilgili konularda duyarsız kaldığım ve hep politik konuları işlediğimle ilgili haklı ve yerinde eleştiriler gelmektedir. Kadın hakları veya kadının sosyal durumlarıyla ilgili çok fazla yer verememem demek kesinlikle bu konularda duyarsız ve ilgili olmadığım anlamına gelmez. Beni takip eden okuyucularımın da daha önce bu konuları gündeme getirdiğimi de bilirler. Bu eleştiriler üzerine, bu konularda uzman bir Prof. Dostumdan gelen açıklamayı sizlerle paylaşmak istedim. Sevgili Cüneyt kardeşim; kadın tek başına,”bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir.” Çünkü Cenab-ı Allah(c.c) insanları çift olarak yaratmış. Hayvanları da öyle, bitkileri de öyle. Allah (c.c) diyor ki: “Sizleri çift yarattık ki, düşünesiniz”” diye. Kadının hakları; Erkeğinkinden az değildir. Erkeğin hakları; kadınınkinden fazla değildir. İnsan; cinsiyet ayırımı olmadan şudur.”Aydınlık ve ışıktır” diyor. Kişiler veya insanlar, daha doğrusu ZAMAN denilen şaşırtıcı etken, toplumların “FARKLI-KÜLTÜR” gruplarında değişip farklılaşmasına neden oluyor. Kişi; erkek –kadın fark etmez. Kendine zulüm etmemelidir. Erkekler de, kadınlar da, korku ortamlarında; kendi haklarından (ferağat) terk ederek, kendilerine zulüm ederler. Sadece kadın değil; “İlk olarak kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır.” Ayrıca, erkek te; “ilk olarak kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır.” Ardından, artık; CİNSİYETLER- fark gözetmeden; “ İkincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı,”dır. Sadece Kadın değil; Erkek te; “istemediği sürece çocuk yapmamalı, ……….., devletin, kocasının, *Açıkçası”: EMPERYALİZM’in daha sonra da, “ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır.” Daha önce cunta rejimi bize inancı- İSLAMI bir suç olarak, üstelik te; kendimizden-KÜRTLÜĞÜMÜZDEN vaz-geçme aracı olarak kullandı. ATATÜRK’ün Şeyh SAİT ve arkadaşlarına uyguladığı POLİTİKA’yı örnek gösterebilirim. Bazı kolaycı-inkarcı ve kendisi ile birlikte-içinde bulunduğu topluma da Zulüm edilmesine neden olan SEBEPLER vardır. Bir kere Yüce ALLAH(c.c) “Sizleri yarattım ve sizlerin sahibi benim” diyor. Kendinizi inkar ederseniz; beni de inkar etmiş olursunuz. Bunu yapınca da; ŞEYTANA DOST olup-Şeytana uydunuz diyor. İşte, Kürtlerin-Lazların-Çerkezlerin. Ermenilerin ve diğer tüm milletlerin; kendi haklarından vaz geçmeleri demek kendi kendilerine zulüm etmek demektir. Bu sayede de; Türkler; Başkasının babasının, ::: EVLATLARINA güvenerek ve DAYANARAK; Şeytani bir DEVLET oluşturmuş oluyorlar. Bu sayede de, “Ne Mutlu Türküm dedirtiyorlar. Sonrası; Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur diyorum.”diyor sevgili dostum. Buna ilaveten şunu söyleyebilirim ki; bizim toplumda kronikleşmiş köhne batıl ve feodal düşüncelerden dolayı da kadınlarımız, kızlarımız ve annelerimiz büyük acı yaşamakta ve yaşam hakları ihlal edilmektedir. Yine bu konuda değerli dostum Önder Aytaç’ın bugün Düşünce Atölyesinde yaptığı değerlendirmeleri de son derece isabetlidir. Özellikle türbanı moda gibi gören, türbanın hakkını vermeyen ve vücut hatlarını çok fazlasıyla belirtip tahrik eder duruma getiren kadınlarımıza da vurgu yapan hocaya katılmamak mümkün değildir. Önder hoca; “ekekler kadınları dövüyorsa, kadınlar da judo, tekvando ve karate öğrenmeli. Hayvan değil ki kadın, sopa cennet çıkma diye yalan bir sözü de içimize sokmuşlar. Şiddete maruz bırakanlar kafirce düşünce içindeler. Ayrıca cennette sopanın ne işi var? Hangi hain düşünce üretmiş ve milletimizin içine nasıl girmiş bu arsız söz bilmiyoruz. Peygamber Efendimiz (sav) istişare eden haybet yaşamaz diyor. Peygambere dahi denmez. O’na deha demek saygısızlıktır. Onun hiç kimsenin fikrine ihtiyacı yoktur. Vahiy ile beslenen engin bir ufku ve peygamber fetaneti vardır. Ama her işini istişare ile yapmış ve böylece kendinden sonraki bütün dönemlere de ışık tutmuştur… Günümüzde maalesef pek çok kadının bir başları kapalı, bütün vücut hatları belli oluyor. Elbiseleri de yerlerde sürünerek giyiniliyor. Ve şeytan da oradan vuruyor. Vücut hatlarını belli eden elbiseleri giymek haramdır. Elbise giyiyor ama bütün kadınlık hususiyetleri dışarıda. Maalesef şeytan onları da öyle kandırıyor. Urbalı ama çıplak. Önemli olan tahrik edici unsurların olmaması. Günümüzde yuva da yıkılmıştır. Ama yine de oligarşik azınlık istisna edilecek olursa her şeye rağmen en sağlam yuva bizde var. Kuranın aile hukuku ile ilgili çok önem verdiği, sonra bu kadar ayrıntılı ele alınması ve ne kadar uğraşmışlar, dinin hayata uygulanması ile ilgili. İnsanın yakınları diyebilirdi ancak Kuran’da bunun bütün ayrıntıları veriliyor… Kitaplar önemli bir rehber ama asıl önemli olan insanın kitaplaşması. Kitap haline gelmesi ve temsille bunu ortaya koyması. Kitaplarda ifade edileni temsille yaşamak gerek. Bilginin marifete dönüşmesi önemli. Eğer bilgisi marifete dönüşmezse o insan cahildir. Yani kemeselil himardır -kitap yüklü eşek-.”diyor Önder Aytaç hoca…
Yükleniyor...
|