KARANLIKTA BİLE PARLAYAN YILDIZLAR

Sevgili okurlarım.

Artık bundan böyle, internet sitemizde ve köşe yazılarımda, uzun yıllardır ekonomik durumu elverişli olmayan vatandaşlara, muhtelif yardımlarda bulunan gizli hayırseverlerden bahsedeceğim.

Bu insanların örnek teşkil eden çalışmalarını, mücadelelerini kaleme alacağım.

Amacım, bu tür hayırsever insanların çalışmalarından söz ederek, onların diğer vatandaşlarımıza örnek teşkil etmesine yardımcı olmak.

İlk yazımda, uzun yıllardır şahsen tanıdığım, hayır sever kişiliği ile bilinen, ancak bugüne kadar medyada görünmekten özellikle imtina eden sayın Süleyman Ergin’i size tanıtmak istiyorum.

Aslına bakarsanız, Süleyman Bey böylesi bir çalışma yaptığım için belki de bana sitem edecektir. Çünkü kendisinin böyle bir çalışma yapacağımdan haberi bile yok.

Süleyman Ergin bey gibi insanlar, yaptıklarının görsel ve yazılı medyada, sosyal paylaşım sitelerinde duyurulmasını istemezler.

Aksine, yaptıklarının gizli kalmasını ve sadece muhataplarının bilmesini yeterli görürler.

Ama bence bu tür insanların geniş halk kitleleri arasında tanınması, yaptığı örnek çalışmaların herkes tarafından bilinmesi gerekir diye düşünüyorum.

O nedenle böylesi bir yazıyı kaleme almayı uygun buldum.

HAYIRSEVER KİŞİLİĞİ İLE TAKDİR TOPLUYOR

Süleyman Ergin, karacadağ ekinciler köyünde 1972 yılında dünyaya geldi.

Ailesi tarafından yetiştirilmesi ve daha sonra kendisinin dahil olduğu sosyal çevrede, oldukça geniş bir bilgi dağarcığı ve kültür ile harmanlandı.

Genç yaşlardan itibaren atıldığı yaşam mücadelesinde, gece gündüz demeden çalıştı, çabaladı.

Allah, kendisine sağlık ve afiyet nasip etsin, bugüne kadar yaptığı çalışmaların karşılığında maddi olarak kalkınmasını nasip etti.

Zaman zaman fakir ve yardıma muhtaç ailelere yönelik yaptığım çalışmalarda, kendisiyle sık sık karşılaşırdık.

Hastalara, fakir fukaraya, okumak isteyen ama durumu elverişli olmayan öğrencilere yardımcı olur, kısacası hayır hasenat işlerinden geri durmazdı.

Sık sık şu düşüncesini benimle ve yakın çevresiyle paylaşırdı:

‘Allah, bizler sağlık ve sıhhat nasip etti. Çok şükür çalışmalarımızın karşılığını da kat bet kat nasip etti. Bizlere düşen, yüce Rabbim’in rızası doğrultusunda hayır hasenat işlerini sürdürmektir. Hayır duaları almak, fakirin, yetimin, öksüzün başını okşamak, olabildiğince ihtiyaç sahibi insanların hastalığında, düğününde, taziyesinde yanında olabilmek, gerçekten büyük mutluluk verici’.

Aklımda kaldığı kadarıyla, Süleyman Ergin’in düşünceleri genel hatlarıyla böyle. Alçak gönüllü oluşu, insanlara sevecen yaklaşımı, gönüllerde adeta taht kurmasına vesile oldu.

Bir dönem bağımsız milletvekili Adayı oldu. Diyarbakır gibi bir yerde hatırı sayılır bir oy aldı.

Şirketlerinde yüzlerce insan çalışıyor ve ekmek yiyor.

Beraberinde çalıştığı işçileriyle de aile ortamı sağlaması, paylaşımcı oluşu, ‘ben’ değil, ‘biz’ düşüncesiyle hareket etmesi, yardımseverliği gerçekten takdire şayan.

Kimi insanları, gecenin zifiri karanlığında parlayan birer yıldıza benzetirim. Her taraf karanlık içindedir. Ama onları o zifiri karanlıkta bile çok rahat görür ve fark edersiniz. Ben de nacizane kalemimin diliyle, duygularımı dile getirmeye çalışıyorum.

Bir süre önce yaptığımız görüşmelerde, Diyarbakır için çok mega projeleri olduğunu ve bunları hayata geçirmek için sabırsızlandığını söylemişti. Çok mutlu olmuştum. Diyarbakır sevdalısı insanların, kritik mevkilere gelmesi gerekir diye düşünüyorum.

Camilerin yapımında maddi ve manevi katkılar sağlayan, fakir vatandaşlara evlerinin yapımında maddi destekler sağlayan, Süleyman Ergin gibi insanların sayısının artması dileğiyle…

Başkaları farklı düşünebilir. Ama ben şahsen, kaliteli insanların yaptıkları hayır hasenat işlerinin duyulması ve bilinmesi kanaatindeyim. O Amaçla bu yazıyı kaleme aldım.

Gelecek yazımızda görüşmek üzere…