Kürtlerin Geleceği Parlaktır

Sivil toplum kuruluşları bir çok açıdan olmazsa olmaz, yararlı kuruluşlardır. Yerine göre halkı bilgilendirirler, bu amaçla seminer, konferans, panel düzenlerken, yerine göre yetkililere plan projeleriyle destek verirler. Zaman zaman yanlış  gördüğü gelişmelere karşı tepki gösterirken varsa bir doğrunun da arkasında olduğunu beyan ederler.

15.03.2014 tarihinde Ay-der’de Halepçe katliamı anıldı, bu münasebetle STÖ’leri bata olmak üzere eski yeni vekiller kanaat önderleri … olmak üzere nitelikli bir katılım vardı.

Bu münasebetle Irak Kürdistan bölgesel parlamentosundan Ömer Koçer adında bir vekil de davet edilmişti.

Halepçe zulmünü hatırlatan bir sinevizyon görüntüsünden sonra  konuşmalar başladı, Ömer Koçer barışçıl, umut dolu geleceğe ışık tutan bir konuşma yaptı.

Barış sürecinin başlayıp devam ettiği için ettirildiği için Başbakana ve BDP yöneticilerine teşekkür ettikten sonra söyle devam etti;

“Arkadaşlar Halepçe kenti öyle gelişi güzel  seçilen bir kent değildi, orada medreseler vardı ve orada İslami hareket şekilleniyordu. Onun için bilinçli olarak seçildi ve kimyasal silahla yok edildi. Maalesef bu soy kırımın nedeni de basit bir koltuk kavgasıydı  nasıl ki bu gün Suriye’de benzer bir iktidar aynı zulmü yapıyor.

Kimisi diyor ki müslümanın siyasetle ne alakası var? İslam dininin siyasetten ayırmak mümkün değildir. Başka bir dinin siyasetten bağlantısı olmayabilir ama İslam’ın asla. Dinsiz bir siyaset Saddam gibilerini üretir.

Helpçe meselesi üç boyutludur;

1-İslamidir,

İslam dini zulme karşıdır, zulme sessiz kalmak dahi zulümdür. Yüce dinimiz ne diyor “bir kelimemin yarısıyla bile zulme destek vermeyin” ayrıca Yüce Allah zalime yaklaşmayı olunla bir arada bulmayı bile yasaklamıştır.Dolayısıyla bir Müslüman olarak Halepçe katliamına karşı olmak lazımdır.

2-İnsanidir,

İnsan hakları evrensel beyannamesine göre insanın bir çok hakkı kayıt altına alınmıştır. En önemli hakkı da yaşam hakkıdır. Hele hele böyle kadın erkek demeden çocuk yaşlı demeden, suçlu suçsuz demeden top yekün katliam izahı mümkün olmayan bir zulümdür insanın diyen herkesin bu zulme karşı bir duruş sergilemesi lazım.

3-Ulusaldır.

Ayrıca Kürtlerin ulusal mücadelesi açısından önemlidir.Bu gün eğer hilafet makamı olsaydı inanıyorum ki herkesten önce Kürtler hilafete elverecekti çünkü tarihten bu anlaşılmaktadır.Peki İslam devleti yok yer yüzünde de yüzlerce devlet var Kürtlerin neden devleti olmasın.Ama adil bir devlet tabi, bu gün Kürt devleti de olsa zulüm ederse ne işe yarıyor.

Bir insan dilinin yaşaması için mücadele etmelidir, ilgisiz kaldığı zaman manen sorumluluğu vardır.İnşallah Kürdistan’ın birleşmesi ümmetin birleşmesine vesile olur.

Adil olan küfür devleti devam edebilir, fakat zalim olan bir İslami devlet devam edemez. Avrupa devletleri ve İslam coğrafyasının durumu bunu doğrular mahiyettedir.

Ay-der’in kurucularında Muhammed Ensari, Diyarbakır vekili Galip Ensarioğlu ve Diyarbakır eski vekili Abdurrahman kurt’un da barışçıl ve manidar konuşmalarıyla etkinlik sona erdi.Her biri diğerinden manidar olan bu konuşmalardan gecenin flaş konuğu olan Ömer Koçer Beyin konuşmasını yazıma aldım diğer konuşmacılar hakkını helal etsinler.

Bu etkinliği düzenleyen Ay-Der yönetimine ve bu etkinliğe teşrif eden tüm katılımcılara teşekkür eder siz saygıdeğer okuyucularımla paylaşmayı borç bilirim.

Selam ve sevgilerimle.