SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlara Yapılan Katliamlar–4
Bu arada, Kabe'nin içerisinde bulunan çok sayıda gizli polis tabanca ve sopalardan ibaret hafif silahlarıyla devrimcilere karşı koydular. Devrimcilerin yoğun ateşi önünde düzenin polisleri kaçmak zorunda kaldı. Bir tanesi öldürüldü, iki tanesi yaralandı. Aynı anda devrimciler, hurma dolu varilleri mescidin içerisine yerleştiriyorlardı.
Devrimcilerden bir tanesi mikrofonlar aracılığı ile isteklerini ilan ediyordu: 1. Batıdan ithal edilen kültür, taklid ve değerlere son verilerek islamiyetin adaletli kültür ve değerlerinin yerleştirilmesi, emperyalist batılı ülkelerle ilişkilerin kesilmesi. 2. Babadan oğula geçen kraliyet düzeninin yıkılarak İslam devletinin kurulması, hain Suud ailesinin yargılanması ve halktan çaldıklarının geri verilmesi. 3. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyen, ülkeyi emperyalistler ve yabancı firmalara otlak yapan Kral Halid ve ailesinin kafirliklerinin ilan edilmesi. 4. İslam'a ve müslümanlara karşı düşmanca tutumu nedeniyle ABD'ye petrol ihracatının durdurulması, ülkenin ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde petrol üretiminin azaltılarak Milli Servetin heder edilmemesi... 5. Arap yarımadasını ellerine geçiren tüm yabancı askeri uzmanlar ve danışmanların yurt dışı edilmesi, yabancı askeri üstlerin kaldırılması... Kabe ayaklanması Suud yönetimi için çok şiddetli idi. Nitekim varlığını sarsmıştı. Yetkililerin kalblerine korku yaymış, şimşekler çakmıştı. Kurtulamayacakları bir çıkmaza girmişti. Bütün davranışları ve hareketlerinde endişe, şaşkınlık ve tereddüt kendini gösteriyordu. Nasıl hareket edeceklerini bilemiyorlardı. Ne söyleyecektiler? Suud yönetimi enformasyon bakanı Muhammed Abdu Yamani, bir gazetecinin, Suudluların çelişkili beyanatlarının nedenine ilişkin bir sorusuna şöyle cevap veriyordu: FÜZELER KABE'Yİ DÖVÜYOR Tarih boyunca üç tağut Kabe'nin kutsallığını çiğnemeye girişti. Birincisi Kabe'yi yıkmak için ordusu ve fili ile saldıran Ebrehe el-Esrem idi. Ancak, "Allah (cc) üzerlerine Ebabil kuşlarını gönderdi. (Kuşlar) onlara (pişmiş) çamurdan (siccilden taşlar) atıyorlardı. Ve Rabbin onları yenik ekin yaprakları haline getirdi." İkincisi ise, Kabe'yi mancınıklarla döven Emevili tağut Yezid b. Muavi-ye idi. Üçüncüsü ise, adamları Kabe'de toplanan Abdullah b. Zübeyr ayaklanması esnasında Kabe'nin bir kısmını yıkan, Halife Abdulmelik'in valisi Haccac b. Yusuf es-Sekafî'dir. İşte yine tarih tekerrür ediyor. Mukaddes topraklar çiğneniyordu. Masum müminleri öldürmek ve Beytullah'ı çiğnemek için kafirlerden yardım isteyen çağdaş tağut Suud ailesi, müslümanları öldürüyordu. Aynen, inkılapçı şehid Cüheyman'ın içişleri bakanı Nayıf a dediği gibi: "Şimdi, Beytullah'ı yıkmak ve müslüman bir insanı öldürmek için kafirlerden yardım istediğiniz için sizleri kafir olarak gördüm." Yönetim, Kabe'nin kutsallığını çiğnemeden önce cani hareketine yasal-lık kazandırmak için basın organları aracılığı ile, içte ve dışta propagandalar yaparak, silahlıların elinde rehinelerin bulunduğu şayiasını yaydı. Yönetimin ilk bildirisi, Mescid-i Haram'da bulunan müslümanların canlarının korunması için önlemler alındığını kaydediyordu. Tunus'taki Suudlu bir yetkili şöyle diyordu: "Saldırganlar dün gece geç saatlere kadar 100 kadar rehineyi ellerinde bulunduruyorlardı." İçişleri bakanı ise Kuveyt'te yayınlanan es-Siyase gazetesine verdiği demeçte: "Namaz kılmak için Kabe'de bulunanlar İçişleri bakanlığının aldığı önlemlerle dışarı çıkarıldılar. Geride kalan 30 kişinin güvenlikleri için ise girişimler sürüyor." Suud rejiminin Kabe'ye saldırıda, tahtı korumaktan başka bir amacının olmadığı açıkça ortaya çıkıyor. Kabe'deki savaş 22 gün devam etti. Hükümet birliklerinden 3000 kadar asker yaralı ve ölü olarak düşmüştü. Ürdün birliklerinden 50 kişi yaralı ve ölü olarak telef olmuştu, işte, yaralı ve ölülerin oluşturduğu korkunç tabloyu anlatamayan es-Şeyh Hamid el-Akil, sorumluluğu inkılapçılara yükleyerek şöyle diyor: Yükleniyor...
|