MUTLULUĞA KAPATILAN KAPILAR (1)

MUTLULUĞA KAPATILAN KAPILAR (1)

Hayat o kadar müthiş bir mükemmeliyetle devam ediyor ki bütün varlıkları kıskandırırcasına coşkusunu artırıyor. Hele tabiatın birbiriyle oluşturduğu görsel şölen, gören gözleri gülümsetir, duyan kulakları neşelendirir. Bu uzuvların sahip olduğu beden ve o bedeni dinamosu olan ruh, beslendiği ortam, sosyolojik, çevresel ve ailesel faktörlerin güdümünde anlama ve anlamlandırma terimlerine sahip çıkar. 

Her karşılaştığı olumlu duruma yine ruhun donanımına bağlı tepkiler gelecektir. Ruh, beden ve akıl ne kadar donanımlıysa  ( olumlu yönde bilimsel donanım ) o kadar etkisi farklılaşır. Insan aklı bir deryadır. Ne kadar bilgi atarsan o kadar fazlasını Ister. Bu durumda inançsal olarak tefekkür faktörü ön plana çıkar. Ruhsal faktör olarak ta huzurun bedeni ele geçirmesi gibi insan hayatına doğrudan etki eden ve bütün düşünsel oluşumların pozitif anlamda değer kazandığı bir şaheser vücud bulur. 

Insan kendini ruhen, bedenen ve aklen yalnız bırakmamalı. Ruhu güzelliklerle, bedeni neşeyle ve aklı doğru bilgiyle muhafaza etmeli. Kapıları mutluluğa kapatmamalı. Mutluluğu kapıdan içeri almalı. Bedenin akıl ve ruhla muhteşem geçinmesi onların yine beraber anlamlı bir hayatın yaşanmasına katkıda bulunacaktır. 

Mutluluk anlamdadır. Anlam verdiğimiz kadar anlar ve anladığımız kadar yaşarız. Yaşamımıza mutluluğu uzak tutmamalıyız. Mutluluğa kapıları ardına kadar açmalıyız. 

İlk görev gülümsemek. Bedeni dik tutmak için, karşımızda ki insanları değerli kılmak için mutluluğun ilk anahtarı gülümsemek. 

 

Mutluluğa kapattığımız kapıları açmak için yazı dizimi okumaya devam edin.

Devamı diğer yazıda..

Sevgi ile kalın.

Mehmet Sebih Altun