NASIL BİR ANLAYIŞTIR Kİ ANLAŞILMASI İMKANSIZ…

Uzun bir aradan sonra yaklaşık 3.5 yıllık bir süredir yine Diyarbakır merkezli olarak Gazetecilik faaliyetimi sürdürüyorum. Diyarbakır’dan bir müddet uzaklaşmış bir insan olarak Diyarbakır’a bakışımı kısmen de olsa tarafsız olarak sergileyebiliyorum. Ve ben bu kadim şehirde şunu görüyorum: “Anlaşılması mümkün olmayan bir anlayış, bir felsefe, bir bakış açısı’

Yazımı ana başlıklarla anlatacağım ki her kurum, her kişi ve her yetkili okuduğunda bu anlaşılması mümkün olmayan anlayışı algılamakta çokta fazla güçlük çekmesin:

-----------------------/////////////////----------------

DEDAŞ adında bir kurum var. Bu kurumun görevi vatandaşlarına en iyi hizmet sunabilmektir. Bunun yanında bir de karayolları var ki onunda görevi aynı. Geçtiğimiz yıl son olarak Diyarbakır’daki elektrik altyapısı için 40 milyon lira harcanmış. Harcanan bu paralar sonrasında Diyarbakır’ın enerji sıkıntısı azalacakken tamı tamına 3 kat daha da arttı. Kesintiler insanları canlarından bezdirirken yetkililerin çözümsüz kalması, hatta ilgisizliği anlaşılır değil. DEDAŞ arıza servisine göre Diyarbakır Karayollarının gerçekleştirdiği çalışmalar tam bir KIYIM. Çünkü alt geçit çalışmaları sırasında kepçeler sürekli olarak kabloları parçalıyor ve şehir işkenceye maruz bırakılıyor. 90’lı yıllarda insanlar elektrik ile işkence görürken, şimdi karanlıkta bırakılarak bu işkence devam ettiriliyor. Şimdi bu iki kurumun da elinde proje var, mühendis var. Peki neden mühendisler işlerinin başında olmak yerine keyifteyken, daha ilk oluk mezunu olmayan bir kepçe operatörüne Diyarbakır’ın kaderi terk ediliyor? Diyarbakır’ın İstasyon-Şehitlik caddesinde, Şehitlik semtinin komplesinde, Bağlar semtinin komplesinde ve Sur içi bölgesinin komplesinde her enerji kesintisi sırasında kaç masum insanın yaralandığını, saldırıya, kap-Kaç’a, Gaspa uğradığını biliyor musunuz?  Karayolları veya DEDAŞ gibi kurumların başında sözde tecrübeli olan bu insanların yerine birer taşeron elemanı bıraksak en azından tasarruf etmiş oluruz. Sayın valimizin bu konuya en kısa sürede el atmasını diliyoruz. Zira en üst düzey yetkili kendileri. Kamu yetkililerinin bu tavırları anlaşılamayan bir anlayış.

-------------------------/////////////////////--------------------

Her fırsatta Grand tuvalet kıyafetleri ile MEDYA’nın karşısına çıkan belediye yetkililerine de seslenmek istiyorum. Normal bir vatandaş olarak çıkın halkın içine, belediyeler ne yapıyor diye sorun bakın ne cevaplar alacaksınız. Partidaşlarınız olmayan insanlarla iletişime geçerseniz daha şeffaf bir iletişim yolu denemiş olacaksınız. 5 kat kaldırım, her yıl yap boz haline gelen parklar, havuzlar, köstebek yuvası yollar gibi bazı sorular alacaksınız. Hele birde sizin meşhur doğal gaz çalışması yapan bir firmanız var. Dana önceki gün şehitlik semtinde bir kazı yaparken rastladım kendilerine. Kepçelerini savurdukları an bir binanın içme suyu şebekesini parçaladılar. 2 saat izledim kendilerini. Ne DİSKİ geldi, nede başkası. İçme suyu şebeke hortumunu alıp kıvırarak kırdıktan sonra telle bağladılar. Ya ALLAH aşkına siz doğal gaz çalışması mı yapıyorsunuz yoksa hizmetleri sabote mi ediyorsunuz. Zira elektrik kesintilerinin bir bölümüne de DİSKİ ve Doğal gaz çalışmaları neden oluyor. Ya sizin bunca kadronuz var, mühendisiniz yok mu, elinizde proje yok mu? Bu anlayışı da anlamış değilim.

---------------------------------///////////////-----------------

Geçtiğimiz günlerde bir vatandaş yanıma geldi. Buğday mı ne ekiyormuş. Diyor kardeşim ben destekleme alana kadar gözüm çıkıyor ama esrar ekenler benden daha rahat destekleme alıyorlar. Yani şimdi destekleme alanların arasında Esrar ekenlerde mi var? Gibi bir olgu ortaya çıkıyor ama inanmak istemiyorum. Sonra destekleme yolsuzluklarına bakıyorum. O kadar kocaman yolsuzluklar yaşanıyor ki olabilir. Devlet destekli Esrar ekimi de bana mantıklı geliyor. Peki, Başta Tarım Bakanlığı olmak üzere bu yetkililer ne işe yarıyorlar anlamış değilim. Hani biraz cingöz bir az tahsilli insan oturtsanız memlekete daha çok faydası olacak.

Buna da kısa bir örnek vereyim. Geçtiğimiz günlerde bir süper ötesi markette bozuk tavuk satıldığı ihbarı aldık. Gittik. Tarı Bakanlığının kontrolörleri geldi, kontrol etti, ses kayıt cihazım da açıktı tüh. Kontrolör ilk yaptığı kontrolde tavukların bozuk olduğunu, bir kısmının ise bozulmaya yüz tuttuğunu beyan etti ve bundan da son derece emindiler. Yılların deneyimi vardı kendilerinde nede olsa. Kesinlikle bozuk dedi. Tavuklar laboratuvara kontrole götürüldü sonraki sabah. Görevliler kesinlikle firmanın ceza yiyeceğini bana aktardılar. 15 gün sonra rapor çıktı zavallı tavuklar temizmiş, biz iftira atmışız. Tarım il müdürlüğü böyle bir yermiş fikri aklıma gelince artık dedim uyuşturucuya da kredi verirler, fuhuşa da….

---------------------------------- ////////////--------------

Söylentilere göre çok sayıda işadamı bölgeye yatırım yapmak istiyormuş, ne hikmetse OSB yer veremiyormuş. Al sana lahana, al sana turşu.

---------------------------------////////////////--------------------

Diyarbakır’da doğa sevgisi almış başını gidiyor. Vatandaş yeşil alan yaratmak için özellikle hevsel bahçelerinde geniş alanlar halinde yeşillik ekiyor. Geçen yapılan operasyonlarda öğrendim. Yeşil alanları katletmişler deniyor J. Hani aynı ilgi ve alakayı birazda şehir içinde yeşili cebinde taşıyanlara da yöneltsek fena olmaz. 8 yaşındaki çocuklar esrar içiyor, 10 yaşındaki çocuklar fuhuş yapıyor. Haberiniz var mı?

------------------------------------------///////////////---------------------------------

Çok sayıda kadın kap-kaççı korkusundan dışarı çıkmazken, evden çıktıktan sonra da hırsızların girmesinden korkuyorlar. Korku paranoyakları olduk çıktık. Haberiniz var mı?

------------------------------------//////////////////////-----------------------------------

Bir selamda SGK’ya gönderelim, hatırları kalmasın. Naber kayıt dışı çalışanlardan memnun musunuz? SSK primlerini çalışmadan ödeyerek emekli olanlara karışmayın lütfen. Siz rahatınıza bakın, daha bir çok gibi gibi çok çok örnekler verebiliriz ama sizi rahatsız etmeyelim.  rahat mısınız?

----------------------------------//////////////////////--------------------

Diyarbakır’da destan yazan, devletin okullarının birer ticarethane gibi işletilmesine göz yumarak yeni bir sektör yaratan İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün güzide temsilcileri, siz birer ekolsünüz. Bir önerim var. Okullara artık heykellerinizi dikelim. Bir ulusun eğitim hakkının nasıl da açmaza düşürülebileceğini gösterdiğiniz için. Dünyaya model olduğunuz için sizi tebrik etmek lazım.

----------------------------/////////////////////////---------------------------

Bizim Diyarbakır vekillerine lütfen dokunmayın. Zaten işleri çok yoğun. Baksanıza o kurumun müdürünü, bu üniversitenin ihalesini almak için çok çok yoruluyorlar. Lütfen, rahat bırakalım kendilerini…

-----------------------------/////////////////---------------------

Hakikaten şu DSİ ve Karayollarında yapılan ihaleler çok mu şeffaf. Bunu bir türlü öğrenemedim gitti J

--------------------------------/////////////////---------------------

Şu asansörlerde tamir edilse de vatandaş milyon dolarlık yatırım olan Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinden artık yararlansa. Cidden yönetim değişmeden önce dediklerine göre çok sayıda yolsuzluk olmuş. Yetkililerin soruşturma açtığını duyanınız var mı?

------------------------------//////////////-----------------------------------

Bunca şeyi anlattık ki daha da anlatacaklarımız olacaktır. Sanırım ilgilileri, yetkilileri bunları okuyunca kısadan bir hisse çıkaracaklardır. Tabi yetkili olduklarının farkına varırlar ise.

Kim bilir belki birileri Belediye başkanlığına veya Milletvekilliğine aday olacaktır. Hani bildiğimizi bilin. Bunları sizlere ihmal ettiğiniz, hiçe saydığınız kamu adına soracağız. Ne yaptınız da ne istiyorsunuz diye…

----------------------////////////////////-------------------------------

Bence bu kadarlık şimdilik yeter. 2,5 sayfa doldu bile ki derdimizin yüzde 0,5 lik bölümünü anlatamadık. Sanırım. Biraz afaki bir örnek olacak ama yine de bir temennide bulunmak istiyorum.

Umarım bu mantaliteyi çözemeyen insanlar bir gün sağlıklarını kaybettiklerinde, bozuk yollarda, elektriği kesik, asansörleri çalışmayan, insan sevgisinden yoksun sağlık personelleri ile susuz bir ortamda kalmazlar. Umarım yaşamlarını kaybettiklerinde, enerji kesintisinden dolayı salaları okunmayan, su olmadığından cenazesi yıkanmayan, uyuşmuş bir evlat tarafından kefeni çalındığı için gömülemeyenlerden, toprağın kabul etmediklerinden olmazlar.

Saygılarımla

besenk@hotmail.com