Bugün: 22 Kasım 2025 Cumartesi
Anasayfam Yap Favorilere Ekle Künye
Yeni Üyelik Üye Girişi
  • Ana Sayfa
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Tüm Yazarlar
  • İletişim
  • SON DAKİKA
    Prof. Dr. Sacit Günbey Yeniden…
    İskenderun'da iki şehit için karar!…
    Yeniden Refah Partisi Diyarbakır İl…
    Yeniden Refah Partisi Kongresinde Hikmet…

    NEDEN AŞK?

    03 Ocak 2013, 17:18
    12
    14
    16
    18

    Geçen bizim bakkal amcanın çocuğu “Cüneyt abi, hocamız, neden aşık olunur ve neden aşka gereksinim duyarız? diye bize ödev verdi. Bana yardımcı olur musun?”dedi. Bende oturdum bir şeyler karaladım ve sizlerle de paylaşmak istedim.

     

    Aslında aşk; insanlığın başlangıcı yani insan soyunun varlık nedeni olan, yine insanlığın anne-babası olarak kabul edilen Adem ile Havva’dan başlayan ve bugün dünyada 7 milyar insanın yaşamında vazgeçilmez olan aşkın, insanlık tarihi boyunca tanımı, nedeni ve sonuçları yargılanmış ve sorgulanmıştır.

     

    Hoşlanmanın, sevginin ve duyguların en yücesi olarak kabul edilen aşkı kategorik olarak dört bölüme ayırmak mümkündür. Bunların başında Allah aşkı, insan aşkı, doğa aşkı ve hayvan aşkı olarak karşımıza çıkan aşk, bu dört kategoride de kutsal, yüce ve saygın olarak kabul edilmektedir.

     

    Bilim adamları; biyolojik yapının hormonal etkilerden dolayı aşkın varolduğunu iddia eder. Tek Tanrı’ya inanan din alimleri veya ilim adamları da, bütün kutsal kitaplarda yeryüzünde kadın ve erkek birbiri için yaratıldığını, birlikteliklerinin ve soylarının devamı için aşk denen kutsal duygunun insanlığa armağan edildiğini iddia ederler.

     

    İnsanlığın hafızasında insan aşkı denildiğinde belki de “Dante’nin gözyaşları” nı okuyup gözyaşlarını Dante’nin satırlarına akıtmak gerekir. Belki de aşk denildiğinde İslam tasavvufun gözde alimi Mevlana Celalettin-i Rumi’yi okumamız gerek. Ve belki de aşk denildiğinde Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun, Mem ile Zin, Siyabende ile Xeci’yi okumamız ve yaşamamız gerek.

     

    Allah’ın “ben sizi birbirinizi tanıyasınız diye kabilelere ayırdım” dediği yeryüzünde yaşayan 7 milyar insanın belki de koşulsuz, kavgasız ve önyargısız üzerinde anlaştığı, kabul ettiği ve reddetmediği tek şey yine aşktır. Çünkü aşk denilen duygu ve bu duygunun yarattığı tutku zirvesi, din, dil, ırk, zümre, sınıf, sınır, kural, kanun ve hiçbir yasayı tanımamaktadır.

     

    O yüzdendir ki aşkı anlatan türküler için “türküleri yapanlar, yasaları yapanlardan daha güçlüdür” denmektedir.

     

    Dünya tarihine damga vuran şairler, yazarlar ve özellikle roman yazarları, eserlerinin tamamında, yaşanan aşk dramları, sevinçleri, aşk uğruna çekilen acıları, ölümleri ve gözyaşları anlatmışlardır. Ve genelde her yazarın, bilim adamının, ilim adamının ve filozofun aşk tanımı da farklı olmuştur.

     

    Aşka yaklaşım tarzı daima çeşitlilik arzedilmiştir. Ancak bugüne değin yazılan onbinlerce romanlar, hikayeler, öyküler ve şiirler aşk için yetersiz kalınmıştır. Aşk anlatıldıkça ve yaşadıkça çoğalmış ve çoğalmaya devam etmektedir. Bir sel gibi bütün insanlığı alıp götürmektedir.

     

    “Günün birinde hayatıma ihtiyacın olursa, gel ve al diyebilecek kadar bir aşkı istiyorum” diyen yazarlar olduğu gibi günümüz dünyasında aşkın, hava, su ve toprak gibi kirlendiğini iddia eden, bu durumdan şikayet eden yazarlarda vardır. Lakin olumsuz tabloya rağmen sosyal bir varlık olan insan aşksızda yaşayamaz.

     

    Çünkü Allah evrende her şeyi denge üzerinde yarattığı gibi kadın ve erkeği de denge üzerinde yaratmıştır.

     

    Doğadaki dengelerde varolan güçlü varlıklar güçsüz varlıklar üzerinde hakimiyet sürdüğü gibi, fiziksel güçsüzlüklerinden dolayı kadınlarda daima erkek egemenliği altında yaşamını sürdürmek zorunda kalmıştır. Öyle ki bütün beşeri yasalarda erkek egemenliği hakim olmuş, yasalar ve kanunlar erkek egemenliğinin içtihatları doğrultusunda hazırlanmıştır.

     

    Bütün kutsal kitaplarda erkek ve kadın eşitliği savunulmasına, ayet ve Mushaflarla belirtilmesine rağmen erkek egemenliği yasaları yorumlarken bile bencil davranmış ve kendi egemenliklerinin devamı için kanunları kendi çıkarları doğrultusunda hazırlamışlardır. Bu beşeri kanunlarda kadının aşkı dahi zorba kanunlarla sınırlar çizilmiş ve kadın aşkının önüne set çekilmiştir.

     

    Ataerkil toplumlarda erkekler aşık olduğunda veya çapkınlık yaptığında kahraman ilan edilirken kadınlar aşık olduğunda veya çapkınlık yaptığında tabiri caizse “orospu” damgasını yemekten kurtulamamıştır. Bu tavırdan ötürü erkekler açıktan çapkınlık yaparken kadınlar gizliden çapkınlık yapmışlardır.

     

    Erkek çapkınlığının marifet sayıldığı dünyada 7 milyar insan yaşıyorsa, bunun 3,5 milyarı kadındır. Dolaysıyla bu erkekler kiminle çapkınlık yaptı diye sormak gerekmez mi? Yani aşkta olduğu gibi çapkınlıkta da erkek egemenliği söz konusudur. Bununda bariz nedeni tarım kültüründen sanayi kültürüne çok geç geçmesinden dolaydır.

     

    Bununla birlikte erkek egemenliğine adalet, hakkaniyet, empati ve eşitlikçi anlayış egemen olmadıkça bu barbar davranış ve aşk cinayetleri işlenmeye devam edilecektir. Buna karşın paradoks gibi görünse de dünya tarihinde kadın ve kadına olan aşk yüzünden nice imparatorlar tahttan düşmüş, nice imparatorluklarda yıkılmıştır. Din ve etnik mezhebin dışında çıkan savaşların ve kavgaların nedenlerin çoğunda kadın olduğunu da unutmamak lazım.

     

    Çünkü bu dünya bir kadın ile bir erkeğin savaşını izlemeyi de çok sever…

     

    Her şeye rağmen insan ırkı aşka ihtiyaç ve gereksinim duyar. İçinde aşk olmayan tensel tutkunun da devam etmeyeceği, belli bir süreden sonra ten bıkmasının baş göstereceği ve “şiddetli geçimsizlik” kılıfı adı altında asıl gerçeğin tensel tutkunun olduğunu da unutmamak lazım.

     

    Aşkta duygu kutsal ve vazgeçilmez olduğu gibi ten, renk ve ruh uyumu da çok önemlidir.

     

    Aşk ayrılmayla sonuçlanınca efsane, kavuşmayla bitince mutluluk olduğu gibi “eski aşklar” dediğimiz aşkların günümüzdeki yansımasının neredeyse yok olduğunu belirtmek lazım.

    Teknolojinin hızla geliştiği çağımızda aşkların çok çabuk söndüğünü, evliliklerin çok çabuk bittiğini, gelişmekte olan ülkemizde her yıl onbinlerce insanın boşandığını, giderek Türk toplum aile hayatının parçalandığını ve yüzbinlerce çocuğun mağdur olduğunu da hatırlatmak lazım.

    Sağlıklı bir toplum aile hayatı için aşk ve aşkın sahip olması gereken sadakat, ahlak ve din ölçülerinin egemen olması, evlilikten önce her türlü paylaşımın yapılması, aşık tarafların birbirlerini çok iyi tanıması ve ilkel bir duygu olan kıskançlık duygularını bir kum torba gibi taşımaması gerektiğini, toplum olarak algılamamız ve algılatmamız gerekir.

     

    Bütün anlattıklarımın ışığında kavuşmayla sonuçlanmasa bile aşk, yeryüzünün en mükemmel duygusu ve yaşanması gereken en güzel paylaşımdır. Aşk için yüreği yanmayan insanın, Allah’a kavuşması ve insanlığa fayda vermesi de mümkün değildir.

     

     


    YORUM YAZ, SEN DE GÖRÜŞÜNÜ BİLDİR
  • Yükleniyor...
    YAZARLAR Tümü
    YILMAZ ACU BİR İNSANLIK ABİDESİNE VEDA: MERHUM FERİT BORA
    Yahya ERİKLİ 7. CÜZDEN MESAJLAR..
    MEHMET ÇET Yeni yılınız ( 2024 ) Kutlu Olsun
    ibrahim GÜÇLÜ Hikûmeta Kurdistanê divê baş bizane ku îro dereng e û lê sibê derengtir dibe…
    Abdülkadir Nur GÖRDÜK DEPREM VE MUHASEBE
    GAZETE MANŞETLERİ
    SON DAKİKA
  • Prof. Dr. Sacit Günbey Yeniden MYK Üyesi
  • İskenderun'da iki şehit için karar! Dört
  • Yeniden Refah Partisi Diyarbakır İl Kadın
  • Yeniden Refah Partisi Kongresinde Hikmet
  • DİYARBAKIR GAZİ YAŞARGİL EĞİTİM VE
  • ACU'DAN TÜRKİYE'Yİ YASA BOĞAN UÇAK KAZASI
  • Mukadder Barut'tan CHP’ye Nezaket Ziyareti
  • Gana Büyükelçisi Sy Nasireddin, Sıtkı Usta
  • FOTO GALERİ Tümü

    • Komik Resimler

    • RASTGELE RESİMLER

    • Manzara Resimleri
    ÖZEL HABER
  • Prof. Dr. Sacit Günbey Yeniden MYK Üyesi Seçildi
  • Diyarbakır Tanıtım Günleri 27 Kasım’da İstanbul’da
  • Yeni ve Kılıç Ailelerinin Unutulmaz Düğün Gecesi
  • Ceylan Karavil AVM’de Duygu, Motivasyon ve Başarı Dolu Saatler
  • Paçacı Esat Usta'dan Cumhuriyet Bayramı Mesajı
  • Diyarbakır’da Yeni Bir Diş Kliniği Dualarla Hizmete Açıldı
  • Karakaş ve Taştekin Ailelerinin Mutlu Günü:Tarihi Taş Konakta
  • Suriçi Takı Kozmetik İkinci Şubesini Dualarla Açtı
  • Diyarbakır’ın Tanınan İş İnsanlarından Kamil Ceylan Hakk’a
  • Diyarbakır’da Genç Girişimci Veysel Kavut’tan Görkemli
  • HAVA DURUMU
    VİDEO GALERİ Tümü

    • Davos'un Arka Planı

    • Günün en çok izlenen komik video

    • Recep Tayyip Erdogan One minute!
    NAMAZ VAKİTLERİ
    SÜPER LİG
    ARŞİV
    Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Künye | İletişim | Sitene Ekle | Reklam| RSS 2.0 2025 © Diyarbakır Haber Merkezi Tüm Hakları Saklıdır !

    Yazılım: Haber-Sistemi