SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() PKK/BDP, Hizbullah/HÜDA-PAR Eski Huylarından Vazgeçmiş Değiller ve Risk Devam Ediyor…Kürdistan’ın Batman (Elih) Şehrinde 3 Kasım 2013 tarihinde PKK/BDP taraftarı bir genç, uzun menzilli silahlarla açılan ateş sonucu öldürüldü. Bu vahim ve trajik vakıanın, PKK/BDP tarafından, son yıllarda Mustafza Derneklerine yaptığı saldırılar ve Hakkari’de Gever Mustafza Derneği Başkanının öldürülmesi; HÜDA-PAR’ın kuruluşundan sonra bu partinin il ve ilçe teşkilâtlarına karşı yapılan molotofllu saldırıların arkasından gerçekleşmiş olması, sorunu daha anlamlı hale getirdi. PKK/BDP taraftarı genci öldürenlerin, Hizbullah/HÜDA-PAR taraftarı olduğu, PKK/BDP tarafından hiçbir araştırma yapılmadan, geçmiş hassasiyetler ve karşılıklı davranışlar gözönüne alınarak, hemen ileri sürüldü. Ayrıca PKK ve Hizbullah, bu konuda geçmişleriyle temiz bir sicile sahip değiller. Hizbullah/HÜDA-PAR ilk planda yaptığı açıklamada, PKK/BDP’li genci öldürenlerin kendi üyeleri olmadığı gibi, kendileriyle bir ilişlkilerinin de olmadığını, olayın bir provaklasyon olduğunu açıkladı. Bu oldukça olumlu bir yaklaşım ve tutumdu. Buna rağmen, PKK/BDP kendi taraftarını öldürenlerin Hizbullah/HÜDA-PAR yandaşı olduklarını, ısrarla ileri sürdü. Bunun üzerine, hem BDP yöneticileri, hem de Kandildeki PKK’lılar ard arda tehlikeli ve riksli açıklamalar yaptılar. Öldürülen gencin kanının yerde kalmayacağını (!) açıkça ifade ettiler. Ertuğrul Kürkçü yeni yetme ulusal solcu ve stalinist parti adına işi şirazından çıkardı. “Bölge Halkının HÜDA-PAR’ı istemediğin” ifade ederek, otoriter, tekçi, anti-demokratik zihniyetini sergilemekle kalmadı, çatışmayı körükleyici, teşvik edici bir tutum içine girdi. PKK/BDP yöneticileri, üstüne üstlük, olay öncesinde HÜDA-PAR Heyetinin Başbakanla görüşmüş olmasından dolayı, bu olayın arkasında Hükümetin ve AK Parti’nin olduğunu açıkça dile getirdiler. Böylece, olaydan Hükümeti sorumlu tutmakla kalmadılar, geçmişte kendileriyle Hizbullah arasındaki çatışmalarla paralellik ve aynılık kurarak; geçmişe dönülmek istendiğini, Hizbullah’ın kendilerine karşı kullanılacağı gibi oldukça tehlikeli ve Hükümetin çıkarlarıyla da hiçbir şekilde örtüşmeyecek, Öcalan Hükümet ilişiklerini, hükümetle kendi aralarında devam eden süreci hesaba katmayan pervasız açıklamalarda bulunmayı yeğlediler. PKK/BDP’nin bu sert saldırgan, kendi silahlı güçleriyle sorunu çözme tutumunda ısrarlı görünmelerinden sonra, HÜDA-PAR da genel başkanlarının ağzından tehlikeli bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada: “PKK/BDP’nin silahlı saldırılarının olması halinde Hizbullah’ın da yanıt vereceğini” açıkladı. Bu sorunla ilgili çok yönlü tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalarla önemli gerçekler başka bir boyutta ortaya çıkmaya başladılar. Şimdi bu gerçeklere bakalım. I-Önce PKK/BDP ile ilgili gerçeklere bakalım: a) PKK, Kürt ulusal hareketini içerden kuşatmak ve yönetmek, Kürt ulusal bağımsızlık hareketinin toplumsal ve örgütsel aktörlerini tasfiye etmek, uzun vadede Kürt ulusal hareketini Kürtlerin kendi kaderlerini kendi elleriyle tayin etmemesi için kontrol etmek için Kemalist Türk Devleti tarafından organize edildi. Daha sonra PKK, İran, Suriye, Irak Devletleri adına aynı fonksiyonu gören bir örgüt olmaya devam etti ve ediyor. Bu nedenle, Kürdistan’da toplumsal güçlerin liderleri olan ağaları, aşiret reislerini, beyleri, şeyhleri oraganik aydınları fiziken yok etmeye çalıştı. Bu konuda önemli adımlar attı. Kürdistan’ın bütün parçalarında Kürt liderleri de içinde olmak üzere binlerce yurtseveri katletti. Kendi içinde binlerce kadrosunu infaz etti. Kürdistan’ın Kuzeyindeki örgütleri tasfiye etmekte önemli mesafeler katletti. Kürdistan’ın diğer parçalarında da Kürdistan örgütlerinin tasfiyesi için önemli adımlar attı. Her parçada, ki Kürt ulusal hareketini tasfiye etmek için, Kürdistan’ı egemenliği ve sömürgeciliği altında tutan Suriye, Irak ve İran devletleriyle kendi adlarına örgüt kurmayı (PJAK, PYD, PÇDK) gerçekleştirdi. b) PKK silahla kuruldu. Öcalan, 2013 Newroz’unda yayınladığı Manifestoda “silahlı mücadele dönemi bitti” demesine, Hükümetle PKK/Öcalan arasında silah bırakılması merkezinde bir süreç başlamasına rağmen, PKK’nın silahı bırakmayacağı, silahlı mücadeleden vaçmediği kesinlikle açığa çıkmış durumda. c) PKK, kendi dışındaki muhalefete, Kürt ulusal güçlerine ve örgütlerine, Kürdistan’’da Kürt kokusu taşıyan bir örgütlenmeye, alternatif bir örgütlenmeye izin vermeyeceği (CHP ve MHP’nin Kürdiatan’da örgütlenmesinde bir sorun yok, Şimdilerde AK Parti’ye de düşman. Onların belediya başkanlığı aday adaylarını tehdit etmeye devam ediyor); çoğulculuğa ve demokrasiye karşı olduğunu geçmişte de açıkça ortaya koymuştu. Bulunduğumuz aşamada da, HÜDA-PAR, Kürdistan’da belli bir toplumsal güce sahip olmasından dolayı, sürekli PKK/BDP’nin saldırılarına maruz kalması da bunun en somut örneğidir. Son zamanlarda HÜDA-PAR’a PKK tarafından yüz saldırı yapıldığı açıklandı. d) PKK, Batman’da öldürülen genci gerekçe göstererek yeni bir saldırıyı başlatma potansiyelini taşımaktadır. PKK, zaten Newroz’dan sonra taktik gereği kendi silahlı güçlerini, toplumsal düzeyde ve devlet güçleriyle doğrudan karşı karşıya gelmeyecek şekilde dizayn etmiş durumda. e) BDP’nin PKK olduğu bir kez daha açığa çıkmıştır. f) PKK’nın Batman’daki gencin öldürülmesinden Hükümeti sorumlu tutması, kendisiyle hükümet arasında devam eden silahsızlama görüşmelerinin tümden sabote edilmesine gerekçe olma özelliğini taşımaktadır. g) PKK, stalinist, kemalist, sol otoriter, tekçi, faşizan bir anlayışın sahibidir. II- HÜDA-PAR’a dair gerçeklere gelince: HÜDA-PAR Genel Başkanı’nın Hizbullah hakkında yaptığı açıklamayla da birçok gerçek açığa çıktı. Birinci gerçek: HÜDA-PAR kurulmuş olmasına rağmen, halen Hizbullah denilen bir örgüt var. İkinci gerçek, Hizbullah, PKK’ya cevap vereceğine göre, bu cevabı siyasi bir cevap olmadığına göre; silahlı olacağından, Hizbullah’ın silahlı bir güç olduğu anlaşılmaktatır. Üçüncü gerçek: HÜDA-PAR’ın dayandığı bir silahlı güç, Hizbullah var. Oysa HÜDA-PAR kurulduğu zaman bu konuda yapılan tartışmalardan, Hizbullah’ın yaşamına son verdiği, silahlı yapıdan vazgeçtiği, HÜDA-PAR’ın Hizbullah’a dayanan bir örgüt olmadığı efsanesi dillendiriliyordu. Ama HÜDA-PAR’ın kuruluş döneminde CNN TÜRK’te HÜDA-PAR yetkilileri ve Doğru Haber Genel Yönetmeni, Hizbullah’ın silahlı yapısının devam ettiğini ve gerektiği zaman da devreye sokulacağı, Kürdistan’da bir belediye seçiminin kazanılması halinde, PKK/BDP tarafından belediye yönetimini devr etmemesi halinde, bunun zorla alınacağı açılanarak, yansıtılmış oluyordu. Bu da HÜDA-PAR’ın Hizbullah’a dayandığını ve silahlı yapıdan tümden vazgeçmediğini ortaya koymuştu. Dördüncü gerçek: Hizbullah da devlete ve derin devlet güçlerine dayanarak varlığını devam ettirdi. Hizbullah, hem kendi dışındaki İslami kesimleri, hem de kendi içindeki muhalif İslamcıları katletti. Kemalist Devlet, Onu PKK’ya, PKK’yı da ona saldırttarak binlerce Kürt yurtseveri ve insanının katledilmesini sağladı. Beşinci gerçek: Hizbullah, İslamcılığın otoriter, tekçi, teokratik çizgisini temsil etmektedir. Çoğulculuğa ve demokrasiye karşı bir yapıdır. ***** PKK/BDP ve İzbullah/HÜDA-PAR gerçekleri bu olmasına rağmen, geniş toplumsal kesimler eskisi gibi bir çatışmayı istemiyor. Dünyadaki, Bölgedeki, Türkiye’deki ve Kürdistan’daki değişimler, demokratikleşme ve dönüşüm sürecinde oluşan yeni demokratik bilinçle, PKK/BDP ve Hizbullah/ HÜDA-PAR ikilisinin eskisi gibi işlerini sürdürme, halk tarafından da onay görme olanakları yoktur. Bunun en somut göstergelerinden biri, PKK’nın geçmişten farklı olarak hemen silahlı saldırı ile öç alma yoluna gidememesidir. Eğer her iki taraf, demokratik yöntemlerle ve sivil araçlarla siyaset yapmak istiyorlarsa, “kısasa kısas” yolundan, hukuk dışı, demokrartik değerler ve usuller dışındaki çözümlerden uzak durmalıdırlar. PKK/BDP’li gencin öldürülmesi Hizbullah/HÜDA-PAR tarafından kabul edilse bile, bunun karşılığı silahlı saldırı, bir ölüme karşı yeni bir ölü olamaz. Demokratik ve siyasi yollarla bu sorunların çözülmesi gerekir. Her iki taraf da Batman’da belirli bir gücü temsil ettiklerine göre, ölüm olayını gerçekleştiren faillerin yargı karşısına çıkması için el ve işbirliği yapmaları gerekir. Karşılıklı tehditlerden uzaklaşmaları gerekir. Bu karşılıklı tehdit, tehlikeli, insanlık dışı terör ve şiddet mantığının bir sonucudur. İlkel, barbar, vandalist bir yaklaşımdır. Yükleniyor...
|