Sivil Toplum Kritiği

Sevgili dostlar hayatta bir beklentiniz varsa bu beklenti için emek sarf edeceksiniz, alt yapı hazırlayacaksınız, baksanıza Hükümet bazı yasakların delinmesine önce ortam hazırladı sonra da ilgili yasakları kaldırdı değil mi?

Sivil Toplum Örgütüyseniz başka türlü davranamazsınız, tembel tembel, keyfi bir yaşamla, canınızın istediği bir tarzda bağlı olduğunuz örgütü idare ederseniz, hem değerden düşer, hem de örgütünüzü hedefine ulaştırmanız mümkün olmaz/olamaz.

DkMM toplantısına Ak parti Diyarbakır Milletvekilleri Cuma İçten ve Galip Ensarioğlu'nun yanısıra, DTSO, Dicle Fırat Diyalog Grubu, Gönül Köprüsü, Kent Konseyi Engelliler Meclisi, STGM, TÜMSİAD, 78'liler Derneği, Tüm Bel-Sen, Girişimci Hukukçular Kulübü, Diyarbakır Kültür Sanat ve Gençlik Akademisi, DES, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Kibele Kadın Kooperatifi, DİN BİR-SEN, Yazarlar Birliği, Birlik Haber-Sen, Osmanlı Ocakları Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanlığı, İmam Hatip Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve kanaat önderlerinin de yer aldığı halde,  bir kısım STÖ temsilcilerinin ve Belediye Başkanlarımızın yeri boş kaldı maalesef

Diyarbakır insanın demokratik gelişmeden yerel yönetimlerin güçlendirmesi beklentileri var(dı) fakat buna bir alt yapı hazırlanmıyor .Örneğin; iletişim ortamını hazırlayarak bir özgür düşünce platformu tarzında işlettiğimiz Diyarbakır küçük Millet Meclisi(DkMM) oluşumumuz var, fakat bazı STK yöneticilerini bir türlü bu platforma alıştıramadık.Basın açıklamaları yapıyorlar, canlı Tv yayınlarına katılıyorlar ama ne acıdır ki DkMM’de yerleri hep boş kalıyor.

Arkadaş sen ne biçim STK yöneticisisin? neden milletin sesinin yükseldiği yerde yoksun? Yoksa DkMM’ye katılmak senin için bir tenzili rütbe mi oluyor. Anlamakta zorlandığım için bu soruma cevap arıyorum.

Sivil Toplum Kuruluşlarının bir misyonu var, yapması gereken faaliyetleri var. Bir insan sivil toplumcuysa kini, hasedi bir kenara atacak hele hele siyasi eğilimi tamamen defterinden silecek. Siyaseti zaten birileri yapıyor STK’lara siyaset yapmaya ne hacet. STK’lar eğer gerçekten Sivil ise siyasetin güdümünde olacağı yerde tam tersine Siyaseti Yönlendirir, Bürokrasiyi denetler ve kendine danışmanlık düzeyinde yol gösterir.

En son yaptığımız DkMM toplantısına yirmiyi aşkın STK temsilcisi katıldı fakat bu sayı en az 35-40 olmalıydı. Ben bu oluşumların DkMM’de yer almamalarına anlam veremiyorum.İki ihtimal var ya kendini ifade etmekten aciz yöneticileri var ya da toplumda eşit düzeyde temsil edilmeye tenezzül etmiyorlar.

Eğer DkMM toplantılarının faydasına inanmıyorsa kabahatin en alası olur.Eğer siz Parlamenter sistem ile idare ediliyorsanız mümkün olduğu kadar Meclisi fikirlerinizle bilgilendirir ve aynı zamanda daha iyi çalışması için Meclis üzerinde bir baskı unsuru olmaya çalışırsınız. Türkiye küçük Millet Meclisleri tam da bunu yapıyor. 2008 yılında 5 il’le başlayan bu çalışma bugün 22 ilimizde düzenli toplantılar yapıyor. Her ayın ilk hafta sonu il toplantılarını yaptığı gibi son haftanın Çarşamba gününü de Anadolu’dan gelen ortak paydayı TBMM’inde bir vekil eşliğinde basına deklere edildikten sonra Meclise verilmektedir.

22 il deyip küçümsemeyin bunlar arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Konya, Adana, Diyarbakır, Van, Şanlıurfa  gibi büyük şehirler var…Neredeyse Anadolu’nun yarısına tekabül ediyor.

Sevgili dostlar huzur, sükunet, mutluluk istiyorsak oyunu kuralına göre oynamamız lazım. Hem Dernek, Vakıf, sendika, oda başkanı olacaksınız hem de Diyarbakır küçük Millet Meclisinde yeriniz boş kalacak üstelik defalarca…Senin bu mecliste üyelerinin sesi soluğu olmaya, hem şehrimizin, hem de ülkemizin barış ve huzuruna katkı yapmaktan daha önemli ne işin olabilir acaba? Ben anlamakta zorlanıyorum.

Ben DkMM emekçisi olarak bu eksikliği içime sindiremiyorum ve Diyarbakır STÖ adına endişe duyuyorum. Kimi ulusal kuruluşların genel merkezleri TkMM’lerine onay verdiği halde şehrimizdeki şubeleri Mecliste yer almıyor.

Gel de tuhaf karşılama bunların bir çoğunun başında da öğretmenler var, avukatlar var, iş adamlarımız var…

Derdimi dile getirmeye bu yazı yetmez, ama bu kadarıyla yetinelim.

saygılarımla