SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() TERÖR İSLAMA VE İNSALIĞA ZARAR VERİYOR–3
Dikkat edilirse Hz. Ali, başında bir insanın ve insanların bulunduğu, otoriteyi kendinde toplayan bir devletin şart olduğunu dile getirmektedir. Zira etkisiz kabile reisi ve kabile asabiyeti anarşizme sebeptir. Günümüz Haricileri ise şöyle derler: "İslâm'a göre kanun koyma yani yasama yetkisi, yalnız Allah'ın elinde ve inisiyatifindedir. Yasama hakkı ne bir hükümdara, ne bir aileye, ne bir partiye, ne de bir meclise verilemez. Yasama, sadece Allah'ın hakkıdır." Bu ifadelere göre Kur'an başta olmak üzere ilahi kitaplar birer anayasa, hatta detaylar da dâhil birer yasa ve tüzük kitabıdırlar.
Hâlbuki durum bu şekilde değildir. Kur'an'da insanlığın ortak değerlerini ifade eden ana prensipler bulunmaktadır. Ama Kur'an aynı zamanda bir zikir, bir fikir, bir ibret, bir dua ve bir ibadet kitabıdır. Onun için İslam, devlet şekli ile ilgili kesin sınırlar koymamıştır. Tarihî süreç içinde değişik devlet şekilleri deneyerek insanlık bu gün demokrasiyi benimser bir konuma gelmiştir. Demokrasi, halk hâkimiyetine dayalı bir sistemdir. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." cümlesiyle vurgulanmak istenen husus demokrasidir. Bu söz, hâkimiyetin -hâşâ- Allah'tan alınarak insanlara verilmesi demek değildir; aksine, hâkimiyetin, Allah tarafından, kaba kuvvet temsilcilerinin elinden alınıp millete verilmiş olduğunu belirtmektedir. Demokrasi, temel hak ve hürriyetlerin korunmasını halkın temsilcilerine tevdi eden, milletin görüş ve kanaatlerinin ülke yönetiminde tesirli olması gerektiği esasına dayanan bir idare şeklidir. Ontolojik olarak Allah elbette her şeyin hâkimidir ve hüküm sadece O'na aittir. Kâinattaki düzen, yaratılış ve olup biten her şey O'nun iradesi ve kudreti ile olmaktadır. Buna rağmen bizzat Allah'ın ifadesiyle, onda tasarruf etme yetkisi dâhil, bütün kâinat insanlığın hizmetine verilmiş ve insan Allah'ın yeryüzünde halifesi kılınmıştır. Peki, bu halifelik ne demektir ve tasarruf yetkisi nasıl kullanılacaktır? Devlet yönetimi için de peygamberleri aracılığıyla adalet, müşavere vb. prensipler koymuştur. Ancak devletin yönetim şekli, insanlığın ortak kabulleri olan bu temel prensiplerin uygulanma şekli gibi hususlar, Hz. Ali'nin dediği gibi, elbette insanlar tarafından konacak ve işletilecektir. İslam fıkıh bilginleri arasında bazı görüş farklılıklarının çıkması, zamanla bazı görüşlerini değiştirmeleri, hatta "Zamanın değişmesiyle hükümlerin)değişmesi inkâr edilemez." prensibini koymaları bu gerçeğin tezahürleridir. Öyle ise, "Hüküm Allah'ındır." ifadesi yanlış anlaşılmakta veya anlatılmaktadır. Aslında bu ifade sadece bir slogan gibi kullanılmaktadır.Devamı yarın Yükleniyor...
|