SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() TERÖRÜN TOZU SİLKELENMELİ…
Bir müddet bir şeyleri kullanmazsanız üzerini toz kaplar, altındaki her ne
ise tozla kaplanır ve ne olduğu bir müddet sonra anlaşılamaz. Bu bir kitap olabilir,
bir ilaç, bazen değerli bir eşya, bazen de önemli değerler olabilir. Tıpkı çatışmalı
ortamların bir çok şeyin üstünü örttüğü gibi.
Şimdi temizlik zamanı, sapla samanın ayrışma zamanı, tozların temizlenme
zamanı. ‘Süreç’ adı altında gerçekleşen çatışmasızlık ortamı, herkesin safını
belli etmesi ile birlikte tozlu rafların, tozlu değerlerin veya değersizliklerin tekrar
görülmesine vesile oldu. Zira çözüm süreci ile birlikte Diyarbakır’ın YGS sınavlarındaki
sondan 9. Olduğu gerçekliği gibi, Eğitim ve öğretim kurumlarındaki illegalitelik gibi ya
da toplumdaki suç oranı, uyuşturucu yaşı gibi önemli detaylar ortaya çıkması gibi. Toz
katmanının altından çıkan bir başka grafik ise işsizliğin boyutu.
Dağlık bölgelerde, kırsalda ve kentlerin belli başlı bölgelerinde yaşanan
çatışmalı ortamlar, bölgede hayvancılığın, tarımın, arıcılığın ve daha bir çok faaliyetin
oluşmasını engellerken, şimdilerde çatışmaların yaşandığı bölgelerde piknikler
yapılıyor, hayvanlar otlatılıyor, çiçekler toplanıyor.
‘Süreç’in sorunsuz işlemesi tarihi ve turistik önemi olan, ipek yolu ile bağlantısı
bulunan ve orta doğu ülkelerine yakınlığı ile bilinen bölgemizde hareketliliğin de
yaşanmasına vesile almakta.
Bu hareketlilik piyasalara azda olsa sıcak paranın girmesine ve ticaretin ivme
kazanmasına da katkı sağlıyor. Doğal olarak insanımız geleceğe daha rahat ve huzur
içinde bakıyor. Bir zamanlar olduğu gibi buğulu bakmıyor artık.
Peki, bu toz katmanının ortadan kalkması herkesi mutlu ediyor mu? gibi bir soru akıllara
gelebilir.
Tabi ki ‘Süreç’ yaşamın bir çok renginin gerçek güzelliğini ortaya çıkartırken,
karanlık ve izbe yerleri sevenleri rahatsız ediyor. Kendi karanlıkları ve tozlu yollarını
var eden fırsatçı zihniyetlerin her köşe başında bir avcı gibi bekleyerek gençleri
zehirleme girişimleri de artık gözler önünde. Daha aydınlık olan günler, vatandaş-Polis
işbirliğinin de yolunu aydınlatırken ihbarlar da çığ gibi yağmaya devam ediyor. Kimi
evinin altındaki uyuşturucu satıcılarından, kimileri bölgelerinde ki kapkaççı ve hırsız
tayfalarından, kimi de sağlık alanındaki skandallardan söz ederek toplumsal belli başlı
yaraları tedavi etmeye çalışıyor.
Şebekeleşmenin çatışmalı ortamlarda daha da güçlenerek oluşturdukları
birliktelik artık yerini kaybetmekten korkuyor.
Toplumsal kaotik ortamı elinde barındıran bu organize suç şebekelerinin üzerindeki
toz katmanının kalkması ise ‘Asayiş terörü’nün de boyutlarını gözler önüne seriyor.
Zira bir dönem Ak Parti İl Başkanlığının yapmış olduğu uyuşturucu anketi
açıklandığında, yaşanan olumsuz süreç bu can alıcı sonuçları da tozlu rafların altına
gizlemişti.
Anlatmak istediğim, özellikle bölgemizde toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren
konular çatışmaların yardımı ile görünmezlik pelerininin altında kalırken, yaşanan
barış süreci ve esen rüzgarı tozlu katmanların tozlarını savurarak gerçeklik paydasını
tüm kesimlerle buluşturuyor.
Bu yazıyı yazmadan önce onlarca insan ile istişare ettim. İstişare ettiğim
insanlar yaşanan ‘Süreç’e tam destek verirken kelimelerini ‘AMA’ ile devam ettirdiler.
Süreç’in getirisini katışıksız kabul ettiklerini belirten vatandaşlardan en az yüzde 90’a
ya kapkaççı hışmına uğramış, ya evine hırsız girmiş yada bir evladının uyuşturucu
kullandığı gerçeğini de aktarmayı ihmal etmemiştir.
Zira suç o kadar aleni ve apaçık olmuş ki, bir vatandaşın verdiği bir örneği dehşetle
dinledim. Verdiği örneği olduğu gibi sizlerle paylaşıyorum: “Mahallemizin gençleri
olduğunu düşündüğüm iki kişi şehitlik camisinden çıkarken beni süzdüler. Benim
üstüm başım düzgün olmadığı için bana yanaşmadılar. Arkamdan gelen şahıs daha
iyi giyimli olsa gerek o şahıssa bıçak çekerek soymaya kalkıştılar. Şahıs direnince o
esnada olay bölgesinden kaçtılar. Duyduğuma göre 10 dakika sonra yine aynı yerde
bir başka şahıstan 350 lira gasp etmişler. Şikayet edilmedi. Zira gençler onları tanıyor
olsalar gerek daha sonra başlarına iş almak istemediler.’ Dedi.
Burada altı çizilecek 2 önemli husus var aslında ki bu ikili denklemi tüm olaylara
entegre edebilirsiniz:
1. si Aynı kişiler, aynı yerde, aynı saatler arası 3 kişiyi soyma cesaretini nasıl gösterdi?
2. si vatandaş neden ihbar etmekten çekindi?
Aslında toplumsal korku, paranoya ve yaşanan sindirilmişligin uzun süreli travması
olan bu yan etkilerin bir an önce tedavi edilmesi gerekiyor.
Zira gaspçının bu olağanüstü cesareti nasıl aldıkları da irdelenmesi gereken bir başka
önemli sorun.
Diyarbakır’da nereye bakarsanız bir başka skandalın yaşandığı aşikar.
Hastanelerdeki olumsuzluklar, özel idaredeki 123 ihalenin tek firmaya verilmesi,
okullardaki haraç furyası, itfaiyenin uyuklaması, ruhsatsız yerlerin denetlenmemesi,
ihalelere fesat karıştırılması, Dicle Üniversitesinin sadece davetiye usulü ihale yapması
gibi daha bir çok örnek sadece tozlu dönemlerde görünen kaotik ortamın görülmesine
izin verilen Kısımıydı.
Şimdi artık daha aydınlık, her şey daha net. Ve bu toplumun rahatlamaya,
rehabilite edilmeye ve cesaretlendirilmeye ihtiyacı var.
SÜREÇ sorunsuz işlesin ama gelin artık bunları da görelim diyorum. Zira yaşam
sadece SÜREÇ’ten ibaret değil.
Artık terörün tozu silkelenmeli...
Saygılarımla
besenk@hotmail.com
Yükleniyor...
|