TUNCAY GÜNEY “APO’YLA ÇALIŞAN RAPORLAR”

(3. BÖLÜM)

            Yazdığım “Erbakan’ın Gizli PKK Zirvesi, Zirvenin Kilit İsmi İsmail Nacar” adlı kitabımdan alıntı yaptığım Tuncay Güney’in 04. Ekim 1995 tarihinde Akşam Gazetesine yaptığı haberi okuduktan sonra bugün nasıl bir zikzak çizdiğini hep beraber göreceğiz. İşte Güney’in o günkü manşet haberi…

            “Güneydoğu sorununa çözüm” diye birbirinin peşi sıra hazırlanan raporlarda, Apo’nun tezleri yer alıyor ve Türkiye’ye “federasyon” dayatılıyor!

            TOBB Raporu, Sabancı’nın Bask modeli ve CIA uzmanı Graham Fuller’in raporu, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit ederken, bunlara Ankara’nın sıcak bakması için çalışıyor.

            CIA’nın Ortadoğu uzmanı Graham Fuller tarafından hazırlanan raporda, yine PKK’nın tezleri yer aldı. Fuller’in raporunda, “Türkiye’nin Kürt sorununa askeri tutumla çözüm bulması zor. Olaya daha politik yaklaşması lazım. Askeri tavır, Türkiye’nin batıdaki konumunu etkileyecektir” denildi.

            Raporda, bölgede bir Kürt devleti kurulmasına, Amerika’nın insan hakları açısından olumlu baktığı da belirtilerek, “Kürtler bir yol ayrımında, fakat çok bekleyemezler” ifadesi kullanılıyor.

            Raporda Apo’nun tezleri yer alıyor ve Türkiye’ye “federasyon” da dayatılıyor. “Türkiye’nin Kürt sorununa askeri tutumla çözüm bulması zor. Olaya daha politik yaklaşılması lazım. Askeri tavır, Türkiye’nin Batı’daki konumunu etkileyecektir” denildi.

            Graham Fuller’in raporunda; “Ortadoğu’da Kürt sorunu önemli derecede arttı. Ortadoğu’daki dördüncü büyük ulus olan Kürtler ulusal tanınma ve kimlik tespiti için büyük gürültü çıkarıyor. Kürtler’in etnik hareketlilik, kültürel özerklik, demokrasi, federasyon fikri ve eski topraklardan yeni devletlerin yaratılması gibi fikirleri ortaya atmaları Ortadoğu’nun yeni ve köklü değişikliklere gebe olduğunu gösteriyor” ifadesi yer alıyor.

            Rapor’da“ Türkler’i Kuzey Irak’ta yaşayan 1 milyon Kürt’ün durumu da ilgilendiriyor. Körfez savaşı sonrası Türkiye kendi Kürt problemleriyle baş başa kaldı. Fakat milliyetçilik ve ayrılma istekleri Türkiye, İran, Irak’ta sonsuza dek korunamaz. Kürtler bu hareketleri PKK ile hızlandırdı.

            Türkiye şimdilerde Kuzey Irak’ta özerk bir Kürt yönetimini tanıyor ve Bağdat’ın sert politikasından Irak Kürtlerini koruyor. Türkiye’nin Kürt sorununa askeri tutumla çözüm bulması zor. Olaya daha politik açıdan yaklaşması lazım. Türkiye’nin Kürtler’e daha fazla yakınlık göstermesi gerekir. Fakat Türk yöneticiler ve halk Kürt gerçeğini kabullenememişler, buna zorlamalılar. Askeri yaklaşım Türkiye’nin Batı’daki konumunu etkileyecektir.”

            Rapor, “eğer Türkiye, Kuzey Irak ve Kürt geleceği üzerinde etkinliğini artırırsa İran Kürt bölgeleri tehdit altında olacak. İran bu yüzden bu dönüşümü kendi yararına ve bölgedeki etkinliği açısından, karşılaşmak için büyük bir kesinlikle, Türk karşıtı belirgin bir siyaset geliştirecektir.

Taraflar arasında bir silahlı çatışma olasılığı bulunmadığını kesin olarak söylemek mümkün değildir. Eğer bir Kürt Bölgesi kurulursa, Irak-Türkiye ve İran’ın sınırlarında ve jeo-politliğinde değişiklik olacaktır. Kürt devleti kurulmazsa bu bölgede karşılık çıkabilir. Bu bölgeye ve dünyaya çok şeye mal olur. Bir Kürt devleti kurulursa Kürtler kendi kültürel ezikliklerini tatmin edebilecek ve üç ülkenin hakimiyetinden yoksun olarak kültür ve etnikliklerine kavuşacak. Amerika insan hakları konusuna önem veriyor ve diğer ülkelerdeki ilişkilerinde bunu gösteriyor.

            Bu doğrultuda Ortadoğu’nun yeni dünya düzenindeki yeriyle Kürt meselesi yakından ilgili. Eğer dünya Ortadoğu’daki uluslar arası sınırları yeniden çizmeyi istiyorsa bölge devletleri Kürtler’e yaklaşımlarını yeniden gözden geçirecek. Kürtler bu yol ayrımında duruyor fakat çok bekleyemezler.”

            Başbakan Tansu Çiller tarafından kurulan Politik Psikoloji Merkezi, Kürt soruna çözüm üretmek ve üretilen çözümlerin uygulanabilirliği sağlamak için kamuoyu yaratmak amacını güdüyor.

            Oslo’nun ardından terör örgütü PKK’nın birden bire ateşkes girişiminde bulunarak, Türkiye’yi masaya çekmeye çalışması, hazırlanmakta olan yeni bir senaryoyu ortaya çıkardı. ABD, bölgedeki çıkarları için gayri resmi bir diplomasiyle Türkiye’ye “Ya bölgede benim taşeronum olursun, ya da seni parçalarım” tavrını ortaya koydu. Bu da çok açık bir şekilde ülkemiz üzerine oynanan Sevr oyununu sergiliyor.

            Dublin-1, Üçlü Zirve Dublin-2 ve Oslo Durağı’nın ardından PKK’nın ateşkes girişiminde bulunması yeni bir senaryoyu ortaya çıkardı. CIA birden bire Türkiye ve Ortadoğu için atılım yaparken, AGİK’te Türkiye’nin insan hakları ihlalleri ve Kürt sorunu konusunda, PKK ile masaya oturulmasını önerdi. Oslo’da oluşturulan gayri resmi diplomaside, Türkiye, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ateşkes çağrısına muhatap kılınmak istedi.

            Kuzey Irak’ta anlaşma girişimini Dublin Zirvesinde gerçekleştiremeyen Amerika, Talabani ve Barzani’nin Temsilcilerini Washginton’da bir araya getirdi. Üçlü görüşmede ele alınan yeni taslakta Türkiye ile diğer komşu ülkelerinde “Meşru güvenlik kaygılarından” söz ediliyor. Ve PKK’nın bölgedeki durumu da görüşülüyor.

            Kendisini “İslamcı” olarak tanıtan yazar İsmail Nacar’ın PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilginç faaliyetlerine rastlıyor. Nacar, Almanya’da Yeşiller Partisi Milletvekili Cem Özdemir’in konuğu olduğu dönemde Barış, Kardeşlik ve Dayanışma Komitesi adına Kürt sorununu çözmek için barış çağrısı yaptı. Oslo’da “Türkiye toplumsal bir intiharla karşı karşıyadır” diyen Nacar, yine Prof. Doğu Ergil’e hazırlattığı 10 maddelik anlaşma metniyle PKK adına Türkiye’ye ateşkes öneriyor.

            Aynı Nacar, bu 10 maddelik anlaşma metninin ilk 7 maddesinde gayet iyi niyetli ve insancıl görünüyor. Fakat sözde anlaşmanın 8’inci maddesinde PKK’lıları siyasi suçlu sayılıp affedilmesi, 9’uncu maddesine ise Kürtler’e federe devlet kurulmasını sıkıştırıyor.

“İslamcı” yazar İsmail Nacar’ın ilginç faaliyetleri arasında PKK lideri Abdullah Öcalan ile Almanya’dan telefonla 1,5 saat görüşüp, çeşitli konularda taktik vermesi de bulunuyor.”diyor Güney.

SON…