YARATILIRKEN BİR KARIŞIKLIK MI OLDU?

Uzun bir süreden beridir kafamı kurcalayan, moralimi bozan birçok şeyi görüyor, duyuyor ve yaşıyorum. Bir akıl, bir mantık tutulması yaşıyorum, anlamlandırmaya gayret ediyorum fakat nafile.

21. Yüzyılın insanları yüce ALLAH tarafından yaratılırken DNA’larına farklı bir mahlûkatın kromozomları mı karıştı?

Yoksa insan görünümlü mahlukatlar toplumlarda nasıl bu kadar artarak çoğalabiliyorlar?

Şimdi bu kadar serzeniş niye ye gelelim: Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım ile sohbet ederken kara kara düşündüğünü gördüm, hayırdır üstat ne oldu diye sordum. Bana insanları artık hiçbir suretle anlamadığını ve bundan sonra kesinlikle ve kesinlikte tanıdığı, inandığı, güvendiği insanlara yardımcı olmayacağına yönelik yeminler etti. Dediğini yaptı ve yapıyor da.

Sebebini sorduğumda ise madden ve manen kime yardımcı olmuş ise riya, yalan ve aldanış gördüğünü örneklerle ortaya koydu. Ve sözünün sonuna şunu yapıştırıverdi: ‘Neden hep insanın yakınları, güvendikleri onan zarar verip, onu aldatır?’…

Soru basit, tespit doğru: ve benim bu güne kadar hiç dikkatimi çekmemişti. ‘Neden insanların yakınlarındakiler ona hep zarar verir, onu kırar ve yalan söyler?’ sanırım bu yazıyı okuyan birçok kişi şu an itibari ile bu soruyu kendine yöneltiyor.

Kendi yaşantımdan bir kesitle bunun doğruluğunu test etmek istedim. Yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir görsel ve yazılı basın camiasının içindeyim. Birçok insanın camiaya katılmasına, evine ekmek götürmesine ön ayak olmuşluğum var. Bunu minnet değil, bir insanlık görevi olarak aktardığımı söylemek istiyorum.  Kesintisiz bu camiaya kazandırmak istediğim insanların tümünden de ihanet gördüm. Son iyiliğimin karşılıklarını da terbiyesizlik ve ukalalık olarak aldığımı da söylemekte yarar görüyorum. Bu mesleki anlamda yardımcı olduğumuz insanlardan gördüğümüz karşılık. Ailenizin içine baktığınızda çocuklarınızı canınızdan aziz tutarsınız ve onlara her şeyin en güzelini yapmaya çalışırsınız. Bunun karşılığında ise çocuklarınızdan da yalan, iyi niyetin suiistimali gibi karşılıklar görürsünüz. Esnaf iseniz çevrenize, müşterilerinize iyi niyetle yaklaşırsınız karşılığı yine hüsran olur. (Genelde de insana ENAYİ, AVANAK, APTAL, ANGUT, BEYİNSİZ, AHMAK, GERİ KAFALI derler)

ALLAH aşkına bu nasıl bir düzendir ki insanlar bu kadar Akrepleşmiş, Çıyanlaşmış ve Alçaklaşmıştır?

Doğanın bütün kötülüklerini içlerine çekmiş ve insanlıktan bu kadar uzaklaşabilmişlerdir? Mantığım almıyor. Sizinki alıyor mu? Tabi insanlıktan nasibini almamış, ne için yaratıldığı belli olmayan mahlukatlar yaşamın her alalında bulunuyor.

Nasıl bu duruma gelebildik? Neyi kaçırdık? Neyi görmedik? Hata neredeydi? Diye soruları sorarak kendimizi sorgulayabiliriz fakat ben babamı hatırlıyorum. Babam, onun arkadaşları, dostları, akrabaları böyle değildi. Atalarımız bize okuma yazmayı öğretmek için bin bir eziyet çekerken ki onlar daha alfabeyi bilmezken, böylesi fedakar ana, babalardan bizim gibi uyuzların türemesi doğal mı?

Bilindiği üzere yeryüzünde nedensiz saldıran, bir amaç aramadan zarar vermek isteği olan tek hayvan Akreptir. Bu onun doğasında var ve bundan dolayı da adına AKREP denmiştir.

Madem Akrep doğası gereği bunu yapıyor, adı insan olan ve Eşrefi Mahlukat olarak ödüllendirilen biz insanlar neyimiz gereği bu olumsuzlukları yapıyoruz? Yaradan bizden vaz mı geçti?

Yalansız, Riyasız, insan olduğumuzu hatırlamamız dileğimle…

Saygılarımla

besenk@hotmail.com