SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() Burası Diyarbekir gelen de ağlarmış, giden de…BURASI DİYARBEKİR![]()
Gelen de ağlarmış, giden de…
Abdulbaki Nur Gördük İçi sizi, dışı bizi yakar dedikleri kara taşlı, kara bahtlı, onulmaz sevdaların yaşandığı bir garip memleketin bulutlarına takılı kaldı hayallerimiz… Zaman zaman sosyal medyadan görüntülerini izlediğim Diyarbekir’imden uzaklarda yaşamak ne kadar zormuş, şimdilerde daha iyi anlıyorum. Bugün, nedense içimde bir burukluk vardı. Hüzün çökmüştü omuzlarıma her zamanki gibi. Kendimi yapayalnız hissettiğim mutad günlerden biriydi gene. Sessizlik, telefonun sesiyle bozuldu. Arayan Diyarbekir’in emektarlarından lezzet ustası sevgili dostum Kahvaltıcı Alaaddin’di. Bir kaç arkadaşıyla sohbetlerinde benim adım geçmiş her zamanki gibi. Sözü geçmişken “hele bir soralım, hali vakti nicedir ” diyerek aradılar. Böylesi güzel insanların arasında düşünülmekten, konuşulmaya değer bulunmaktan, aranılmaktan gurur duyduğumu, onurlandığımı söylemem gereksiz. Hele bir de HABERCİLERDEN ismiyle internet üzerinden yayın yapan ve kısa zamanda belli bir okunma oranının üzerinde adı geçen siteye yazar olmam gibi bir teklif sunmaları benim için çok değerliydi. Diyarbekir’in hizmetinde isimlerini yaldızlı harflerle yazdırmış olan sevgili Ahmet Sümbül, Ramazan Yavuz, Faruk Balıkçı gibi basın camiasının usta kalem ve kişilikleriyle aynı başlıkta yer almak benim için çok heyecanlı olacak, ayrıca bir zamanlar stand komşuluğu yapmış olduğum çok değerli üstad Aziz Gülmüş ağabeyle köşe komşusu olmak ayrı bir onur vesilesi olacaktı. Her ne kadar Diyarbekir’den uzakta olsam da yüreğimle kelepçeli olduğum aziz memleketimin güzide insanlarına ve gazete okurlarına ulaşıyor olmanın keyfini yaşayacaktım. Bu vesileyle sabahki hüzünlü halet-i ruhiyem kısmen geçmişti. Unutulmamak, hatırlanmak, anılmaktan daha güzel ne olabilir ki… Belli zaman dilimlerinde bazen sohbet, bazen şiir, bazen dertleşme kabul etmenizi arzettiğim paylaşımlarımla sizlerle birlikte olacağımı umuyorum. Gerek Diyarbekir’de ve gerekse gurbette yaşayan dost yüreklerin gönül teline dokunmak, özlemlerine tercüman olmak, hasretlerine rehberlik etmeye gayret edeceğim. Sözlerimi naçizane bir şiirimle sonlandırırken en içten selam, saygılarımı gönderiyorum…. BURASI DİYARBEKİR Bu kutsal memlekete kim ihanet etmişse, Edindiği malının, sıfır olsun şeşleri. Çalarak, hamal gibi kim taşıyıp yemişse, Halkımın ah’ı ile, rast gitmesin işleri. Sahabe, şair, edip, aydın şehri burası, Kimler gelmiş, kimler geçmiş insanlığın Şura’sı. Bereketli Ortadoğu ve Avrupa arası, Kim hakkını yemişse, kâbus olsun düşleri. Yaşayan Ağu içmiş, yaşamayan sanki aç, Merhabaya hasret kalmış, gülümsemeye muhtaç, İnsanlığın tarihinde yeri, her zaman sertac, Kim sırtından geçinmişse, hayrolmasın peşleri. İçindeki sevinmemiş, dışındakinde hüzün, Burcunu, bedenini, görmeye hasret gözün, Kalmıyor bir manası, dilden dökülen sözün, Kim basmışsa kaderine, hiç bitmesin kışları. Madem memleketimiz, madem değerler bizim. O zaman Diyarbekir, demek ki hepimizin. Velinimet olmuşsan gurur ve onur sizin, Kim kazancın yatırmışsa, hep dik dursun başları. KAYNAK.https://www.habercilerden.com/burasi-diyarbekir-gelen-de-aglarmis-giden-de/
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|