SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() HDP, Demokratik Protesto ve Dayanışma Kararı Vermedi: Talan-Yağma ve Ölüm Kararı Verdi. İnsanlık Suçu İşledi.![]()
ibrahim GÜÇLÜ ibrahimguclu21@gmail.com
HDP yönetimi, iki gün önce (6 Ekim 2014), bayramın üçüncü günü, Kobani destek ve dayanışma gerekçesiyle, taraftarları ve üyelerinin sokağa çıkmasını talep etti. Buna ilişkin organlarında karar aldı. Bu kararın, demokratik gösteriler için verilmiş karar olmadığı hemen anlaşılır bir durumdur. Demokratik bir siyasi partinin, kendi üyelerine sokağa çıkın demesinden öteye, somut demokratik protesto ve dayanışma biçimini göstermesi gerekir. Demesi gerekirdi ki, “biz şu şu tarihlerde, şu şu şehirlerde ve alanlarda miting yapacağız.” Hatta kararında, mitinglerde kimleri, hangi güçleri ve devletleri protesto edeceğini; kimlerle dayanışma içinde olacağını da açık ve şeffaf bir biçimde ifade etmesi, kararında belirtmesi gerekirdi. Oysa HDP bunu yapmadı. Aldığı kararla, demokratik protesto ve dayanışmadan öteye, talan ve yağma kararı vermiş oldu. İki günlük olaylar ve gelişmeler de, HDP kararının demokratik protesto ve dayanışma kararı olmadığını, talan ve yağma kararı, insanların öldürülmesini teşvik etme, iç çatışmayı körükleyici karar olduğunu ortaya koydu. HDP’nin Kobani’ye destek ve dayanışma gerekçe göstererek aldığı kararın, herhangi bir alanda bir miting ve gösteri ile gerçekleşmediği görüldü. Sokağa çıkan PKK/HDP taraftarları, demokratik gösterilerin ötesinde, yolları kapattılar. İnsanların günlük yaşamını felç ettiler. Etrafa korku saldılar. Otobüsler yaktılar. Dükkanları yaktılar. Dükkanları yağmaladılar. Bankaları yaktılar. Otelleri yaktılar. Butikleri yaktılar. Okulları ve Dershaneleri yaktılar. Kuyumcu dükkanları talan ettiler ve soydular. En vahimi: İnsan ölümlerine, hem de 19 insanımızın ölümüne neden oldular. On yıllar sonra yeniden yarı-sıkıyönetim ilanına sebep oldular. Olup-bitenlere bakıldığı zaman, HDP yöneticilerinin insanlık suçu işledikleri hemen görülecektir. HDP’nin aldığı karar demokratik bir karar değildir. Şiddeti ve terörü teşvik eden bir karardır. HDP ve yöneticileri bu olanların hesabını nasıl verecekler? HDP, Kürdistan’ın İnsansızlaştırılması Kararı Verdi… Sömürgeci devletlerin en önemli stratejik amaçlarından biri, Kürdistan’ı insansızlaştırmaktır. Bu da Kürtlerin katledilmesi, toplu sürgünlere gönderilmesi, insanların korkarak Kürdistan’ı terk etmesiyle olanaklı olabilir ve gerçeğe dönüşür. Türk Devleti, 1919 yılından itibaren de bu stratejik siyaseti, çok başarılı bir şekilde sürdürdü. Son 30 yılda, 10 milyona yakın Kürdün Kürdistan’ın kuzeyini terk ederek, Türk bölgelerine göç etmesi de bu stratejik siyasetin bir ürünüdür. Bu siyaset, Türk Devletinin ilgili stratejik kurumları ve PKK tarafından gerçekleştirildi. HDP, aldığı kararla, Kürdistan’ı insansızlaştırılmasına yol açacak tehlikeli yollar döşemiştir. Bunun için de göç, ellerindeki en büyük silah. HDP, Kürt Sermayedarlarının Kürdistan’ı Terketmesi Kararı Verdi… HDP’nin aldığı karar sonucu, Kürdistan’da aynı zamanda ekonomik talan ve yağma oldu. Dükkanlar yakıldı. Esnafa doğrudan saldırı yapıldı. Bunun sermayedarları korkutacağı, yatırımları engelleyeceği de tartışmasız. Geçmişte de böyle oldu. HDP, bu kararı ile, Türk Devletinin Kürdistan’da sermaye birikimini engellemesi, bunun için de sermayenin kaçmasını sağlaması politikası ile örtüşmesi, hatta aynılığı var. PKK/HDP bir devlet projesi olarak, Kürtlerin demokratik tarzda kendi kaderini kendi iradesiyle tayin etmesini engellemek istediği de bir gerçek. Bütün bu gerçeklerin yanında, HDP Eş Başkanı S. Demirtaş, Atatürk Büstünün Kırılmasından ve Türk Bayrağının Yakılmasından Dolayı Üzüntülerini belirtti. Ama Kürdistan’daki 19 insanın ölümünden, dükkanların talan edilmesinden, iç çatışmanın yaratılmasından üzüntü duyduğunu belirtmeyi gerekli görmedi. Demirtaş Açıklamasından, Atatürk büstünün kırılması ve Türk Bayrağının yakılması dışındaki tüm eylemleri tasvip ettiği de açığa çıkıyor. Demirtaş ve örgütü bunun hesabını nasıl verecektir? Son gelişmelerin, derin bir stratejinin hayata geçirilmesi olduğu görülmektedir. Yani Kemalist devlet uykusundan uyanmaya başlamıştır. En önemli aracı ve projesi olan PKK’yi harekete geçirmiştir. Amed, 9 Ekim 2014 Yükleniyor...
|